7. Limmud Kültür Festivali’nde ‘Çok Ses, Tek Hedef’

Bu yıl yedincisi düzenlenen Limmud Festivali geçtiğimiz hafta sonu Ulus Özel Musevi Lisesi’nde gerçekleşti. Her yıl giderek artan bir ilgi gören festival, yerli ve yabancı konuklarıyla cemaati üyeleri tarafından ilgiyle izlendi.

Toplum
23 Kasım 2011 Çarşamba

‘Çok Ses, Tek Hedef’ mottosuyla hayata geçirilen 7. Limmud Kültür Festivali, 19 Kasım Cumartesi akşamı saat 19.00’da açılış ve kokteylin ardından, Arad Nir’in İsrail – Türkiye arasında gelişen son durumu irdelediği konuşması ve Linet Şaul - Renan Koen’ın Sefarad Ezgileri konseri ile başladı. 

20 Kasım Pazar günü ise yaklaşık bir ay öncesinde kayıt yapan toplum bireyleri, konularında uzman kişilerin sınıflarına girerek merak ettikleri konularda bilgi sahibi oldular. Bini aşkın katılım sağlanan iki günlük etkinlikte, yüzün üzerinde yerli yabancı, konusunda uzman, yazar, gazeteci, akademisyen, araştırmacı, iş adamı ve sanatçı yaklaşık 90 sunum ve çalışma gerçekleştirdi.

Yerli-yabancı konuşmacılar ilgiyle dinlenirken, katılımcılar seanslar arasında katlarda oluşturulan kafelerde soluklanma fırsatı buldular. Gün amacına ulaştı eğitim ve eğlence harmanlandı.

Yazarlarımız Ela Cenudioğlu, Virna Banastey Gümüşgerdan, Tuna Saylağ, Aylin Yengin, Dora Niyego, Viktor Apalaçi ve Mois Gabay izleyebildiklerini kaleme aldılar.

Jaki Baruh   Hayat Maskeli Bir Balodur

Odaya ilk girdiğimde herkesin elinde birer maske ve birer kadeh kırmızı şarap vardı. İçeri giren herkese ismi soruldu ve bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde yerini aldı. Jaki Baruh, Purim’in hikâyesini, yani iyi ile kötünün çatışmasını teatral kabiliyeti ile kalplerimize dokunarak anlattı. Aslında ondan kendi hikâyemizi dinledik, her gün maskelerimizle nasıl yaşadığımızı ve ‘Haman’ımızla nasıl başa çıkabildiğimizi kendi içimizde irdeledik.

Rıdvan Akar  Medyada Nefret Suçu

Rıdvan Akar konuşmasına “Apartmanında bir travesti ile yaşamak istemeyen?” şeklinde bir soru ile başladı. Konuşmanın konusu ile az-çok örtüşen bir soruydu bu elbette. ‘Nefret Suçu’ ve ‘Nefret Söylemi’ kavramları Akar tarafından tarihçesiyle birlikte örneklerle açıklandı. Hrant Dink ve Malatya Katliamı bu örneklerden başlıcaları idi. Konuşmanın sonunda bir de bardağın dolu tarafını görmek için yakın bir tarihte Ermeni olduğu için taksiye bindirilmeyen bir vatandaşın olayı konuşuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu konudaki tavrı ve açılan dava sonucunda taksi şoförünün ceza almış olması herkes açısından sevindirici bir adım olarak değerlendirildi.

Av. Kezban Hatemi  Cemaat Vakıfları ve Sorunları

Kezban Hatemi, vakıfların tanımını yaparak başladığı konuşması süresince cemaat vakıfları konusundaki hukuki gelişmelere ve bu konuda yaşanan sıkıntılara değindi. Yeni yürürlüğe giren kararname ile birlikte mülkiyet hakkının iadesi ve tazminata ilişkin hususlarda yenilik getirildiğine dikkatimizi çekti. Özellikle, Türkiye Hahambaşılığı’nın tüzel kişiliğinin olup olmadığı konusu tartışıldı.

Melih Abuaf  Yahudi Mizahı

Melih Abuaf Yahudi mizahını ‘Antisemitizm ve Mizah’, ‘Holokost ve Mizah’ şeklinde başlıklar halinde inceledi ve belli teorilerle dinleyicileri aydınlattı. Bu teoriler sırasıyla, “gülen insanlar teorisi”, “güleriz ağlanacak halimize teorisi” ve “seçilmiş insan teorisi” idi. Abuaf’ın özellikle Antakya Yahudileri hakkında anlattığı fıkra oldukça ilgi çekiciydi. Belli ki araştırmasını iyi bir şekilde yürütmüş ve doğru tespitlerde bulunmuş. Akraba evliliklerine yaptığı vurgu ile odadaki herkesi gülmekten kırıp geçirdi. Yahudi mizahının bilmediğimiz yönlerini sayesinde öğrenmiş olduk.

Ziva Galiko Gormez  Paris Ekolü ve Chagall

Tarihte Yahudilerin resme yaklaşımını kısaca anlatarak sunumuna başlayan Ziva Galiko, ünlü ressam Chagall’ın önce Rusya’da, sonra da Paris’te devam eden hayatının önemli noktalarını aktardı. Politikayı yakından izleyen ve yaşanan olaylara tepkilerini tablolarında aktarmaya çalışan Chagall’in Yahudilikle ilgili eserleri ve bu eserlerde kullandığı sembolleri, ressama hayranlığı olan dinleyici topluluğu tarafından dikkatle dinlendi.

Elis Şimşon   Auschwitz’den Sonra Felsefe: 20. Yüzyılın Yahudi Düşünürleri

Batı felsefesinin sarsılmaz kalesi ‘akıl’ Auschwitz’den sonra hâlâ güvenilir mi? Her türlü düşünme faaliyetini kesintiye uğratan Holokost, Avrupalı düşünürleri de birçok konuyu sorgulamaya itmiştir. Felsefe alanında kapsamlı bir eğitime sahip olan Elis Şimşon, bu konuyu, bilinen üç Yahudi filozofun görüşlerinden yola çıkarak aktarmaya çalıştı: Hannah Arendt, Theodore Adorno, Emmanuel Levinas

Faruk Eczacıbaşı  Bilişim Teknolojileri

Faruk Eczacıbaşı, İnternet’in doğuşundan günümüze kadar olan yolculuğu ve, bunun doğurduğu hukuki sorunları aktardı. Her buluş gibi İnternet’in de bir ‘anarşi’ döneminden geçtiğini, hukukunun ve kurallarının oturması gerektiğini aktaran Eczacıbaşı, bir değişim içinde olduğumuzun ve eski dengelerin artık geçerli olmadığının altını çizdi.

Vidas Enigmatikas da Karas Konosidas

Limmud’un Ladino bölümünde, ayrı ayrı devirlerde yaşamış, renkli ve cesur kişilikleri ile tarihimize damgasını vuran dört kadın kahramanı canlandırıldı. Dönem sırası ile Çela Zakuto – Ester Kira, Dora Niyego – Anne Frank, Şeli Gaon – Golda Meir ve Anna Eskenazi – Simon Veil karakterlerini canlandırdı.

Canlandırılan şahsiyetlere uygun giysiler giyerek, son teknolojik yeniliklerle hazırlanan gösteride, teatral bölümün dışında, her döneme uygun müzik ve görsel efektler, gösteriye ayrı bir renk kattı.

Gösteriden son derece memnun ayrılan katılımcılar, uzak kaldıkları Ladino lisanını duymaktan, eğlence ve kültür dolu bir saat geçirmekten büyük zevk aldıklarını belirtti.

Eti Nahmiyas  Nostaljik Borekitas Atölyesi

Bu yıl büyük ilgi gören atölyelerden biri de Eti Nahmiyas’ın Nostaljik  Borekitas Atölyesi idi. Nahmiyas bir Sefarad Mutfağı klasiği olan borekitasların yapılışını, püf noktalarını katılımcılarla paylaştı.

Nesim Levi  Kuşak Çatışmaları

Nesim Levi, her kuşağın özelliklerini görsel efektlerle gözler önüne serdi. Kuşaktan kuşağa geçerken, geleneklere bağlılığın kaybolmaya başladığını, harcama şekillerinin nasıl değiştiğini, giyim-müzik-eğlence şekillerinin gösterdiği farklılıkları, teknolojiye bağımlılığın gün geçtikçe nasıl arttığını ve ne dereceye ulaştığını bir kez daha hatırlattı. Tüm bu farklılıkları açıkladıktan sonra Levi, kuşaklararası iletişimi sağlayabilmek için, kuşakların birbirini anlamaya çalışmasının ve hiç birinin kendi bildiklerinde diretmemesi gerektiğini belirtti.

Ali Poyrazoğlu   İş Hayatında Fark Yaratan İnsanlar

İş hayatında başarının kendini sevmek ve kendinle yüzleşmekle başladığını verdiği güzel örneklerle anlatan Ali Poyrazoğlu, gerek çarpıcı vurguları gerekse de verdiği ilginç örneklerle bir anlamda bizi bize anlattı.

Konuşmasına “Aşk neye yarar” savı ile başlayan ve Fransız yazar Arthur Rimbeau’nın konu hakkında düşüncelerini anlatan konuşmacı aşkın yeniden başlamak, kendini yeniden görüp yeniden keşfetmek olduğunu belirtti. Ali Poyrazoğlu konuşmasının devamında ise aşk ile yaratıcılığın arasındaki ilişkiye değinerek evlilik hikâyesinin bile her çağda ve her ülkede aynı hatalarla devam ettiğini örneklerle açıkladı. Konuşmasının son bölümünde ise usta tiyatrocu başarının sırrını “Fark yaratmak içindeki özgür sanatçıyı keşfetmekle mümkün olur” diyerek iş adamlarının başarı sırrını da salonla paylaştı. Ali Poyrazoğlu gibi toplumun her kesimini kucaklayan sanatçılarımızı nice Limmud’larda görmek dileğiyle… 

 Balçiçek İlter   Ne Olacak Bu Memleketin Hali?

“Türkiye benim meselem. Yazıyorum, çiziyorum çünkü burası benim ülkem. Ne olacak bu memleketin hali?” İşte Balçiçek İlter bu başlangıçla seslendi onu dinlemek için salonu dolduran Limmudniklere… Anlattığı birbirinden farklı sekiz hikâye aslında bizim ülkemizin gerçeğiydi. Bu hikâyeler “her şeye rağmen burası iyi bir memleket olacak” dedirtiyordu Balçiçek İlter’e. Hikâyelerin sonunda Balçiçek İlter seyircilere seslenip “canım memleketimde halen gülüp konuşabiliyorsak halen şans var” diyerek yaşanan acılı hikâyelere rağmen tutkunun, şefkatin asla eksik olmayacağı ülkemizi özetledi. İlter konuşması esnasında banttan izlettiği bu 8 ayrı video ile seyircilere farklı bir Türkiye portresi çizerken bir anlamda hayatta beterin beteri varmış sözünü de hatırlattı. Konuşmanın sonunda salondakilerin ümit dolu bakışlarından mutluluğu gözlemlenen Balçiçek İlter daha sık beraber olma dileğiyle konuşmasını bitirdi. Genellikle konuşmacılarını dinleyen iyi bir moderatör ve gazeteci olarak tanıdığımız konuğumuz usta sunumu ile Limmud farkındalığını seyircilerin tatmasını ve farklı bir deneyim yaşamasını sağladı.

  Viktor Apalaçi   ‘Miral’ Film Gösterimi

Gazetemiz yazarlarından Viktor Apalaçi’nin yönettiği film okuma seansında ‘Miral’ adlı film Limmud katılımcıları tarafından tartışıldı.

“Barışın hâlâ mümkün olduğuna inanan tüm İsrailli ve Filistinlilere” adanan bu film, Filistinli gazeteci-yazar Rula Jabrael’in öz yaşamsal öyküsünden alınmıştı. Vizyona girmeden tartışma yaratan bu filmin Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’ndeki ilk gösterimine, Amerikan Yahudi Komitesi itiraz etmişti. Filmin, İsrail vatandaşı Filistinlilerin gözünden intifadayı, yerleşimcileri, Ortadoğu’daki barış çabalarını anlatması bazı kesimleri rahatsız etmişti. İsrail Devleti’nin 1948’de kuruluşuyla başlayan film, 50 yıllık bir zaman diliminde, Kudüs’teki bir yetimhaneyi anlatıyordu.

Viktor Apalaçi, yönetmen Julian Schnabel’in filmindeki, taraflara eşit mesafede davranma çabasının önemini vurguladı. Miral’in gösterimini izleyen interaktif film okuma tartışmasında, bu etkileyici filmin gözlem gücü vurgulandı.

Apalaçi ‘Miral’in Limmud etkinliklerinde takdim ettiği 8 film içinde, katılımcıların en çok beğendiği film olduğunu ifade etti.

Toni Hananel & Avi Alkaş  ‘Outliers; Çizginin Ötesi’, Kitap Özeti

Günün en merakla beklenen sunumlardan biri hiç kuşkusuz, son dönemlerde gündemden inmeyen, Malcom Gladwell’in Outliers adlı kitabının özetiydi. Başarıya giden yolda türlü etkenleri irdelerken, Yahudilik kavramına da göz atan kitap, elimize geçen fırsatlar ve kültürel miras olmak üzere iki ana bölümde incelendi. Zamanlamanın önemi, doğuştan yetenek, başarıda yeteneğin olduğu kadar çalışmanın da önemi ve 10.000 saatlik çalışma kuralı gibi ilkelere yoğunlaşan Outliers bazı insanların neden diğerlerine oranla daha başarılı olduklarını ortaya koyan bir kanıt eser niteliğinde. Aslına bakarsanız, normal beklentilerin ötesinde bir başarı yakalayan kişilerin hayatları tuhaf ve alışılmadık bir mantık izliyor. Yazar bu mantığı basitleştirirken insanın kendi potansiyelinden en yüksek seviyede nasıl yararlanacağı konusunda bir plan sunuyor. Gladwell’in iddiasına göre, milyarder olmak istiyorsanız, hangi yıl; başarılı bir hokey oyuncusu olmak istiyorsanız hangi ay doğduğunuz çok önemli.

Dr. Ruth Calderon & Rav Mendy Chitrik  Liderlik,  Bir Diyalog

Adından anlaşılacağı gibi gerçek bir diyalog havasına bürünen sunumda, Ruth Calderon ile Mendy Chitrik, Rabi Yohanan Ben Zakkai’ın hayat hikâyesini temel alarak, bu hikâyeden alınacak dersleri kendi bakış açıları doğrultusunda dinleyicilere sundular. Rabi Yohanan tapınak, kurban veya devlet bile olmadan ayakta kalabilen bir Yahudilik modeli geliştiren kişi olarak hatırlanır. Romalılar tarafından istila edilmiş Kudüs’ü bir tabut içerisinde, ölü taklidi yaparak terk etmiş, Yavne şehrinde bir Tora Okulu açarak, Yahudi toplumunun Kudüs’e tekrar muzaffer olarak dönebilmeleri için verdiği önemli bir çaba harcamış ve hayatının her döneminde eğitime büyük destek vermiştir. Geleneksel ile kültürel Yahudilik arasında gelişen ve kimi zaman da farklı fikirlerle pekişen bu diyalog, günümüzün liderlik kavramı üzerinde yoğunlaşarak, bizlere farklı bir perspektif kazandırmak açısından oldukça başarılıydı.

Vivi Yanni  Make &Take

Vivi Yanni’nin atölye çalışmasında, hobi ve craft konusunda Avrupa ve Amerika’da sayısız ödül almış Ellison-SIZZIX kesim sistemleri ile deriden, kumaşa, keçeden, mobilya kaplamalarına  kadar birçok çeşitli malzemeler kullanarak kişisel tasarım duvar saatleri ve anahtar askılıkları yapıldı. Katılımcılar yaratıcılıklarını kullandıkları atölye boyunca yaptıklarını görünce kendileri bile inanamadı… 

Jess Molho   Türk Televizyon Tarihi ve Trendleri

Her sabah yayınlanan ‘Her Şey Tadında’ adlı sabah programının yakışıklı sunucusu Jess Molho’nun sunumunu dinleyenler arasında, erkek katılımcılar azınlıktaydı. Türk televizyon tarihinin 1952 yılında İTÜ’nün 10 metrekarelik stüdyosunda, Phillips’in kendilerine bağışlamış olduğu bir kamera ile başlayan hikâyesini neşeli bir şekilde, ekranın unutulmaz örnekleriyle süsleyen Jess, akıcı konuşması ve profesyonel tavrıyla dinleyenleri kendine bir kez daha hayran bıraktı. Televizyonların bir elin parmaklarını aşmadığı 1950’lerin sonlarında ortaya çıkan ‘tele-safirlik’ kavramından tutun da, TV’de yayınlanan ilk konsere, ilk tiyatroya, ilk filme kadar neler öğrendik neler... Halit Kıvanç, Fecri Ebcioğlu, Ali Esin, Fatih Pasiner, Erkan Yolaç ve Sezen Cumhur Önal’ın programlarını anarak, eski günlere nostaljik bir gezinti yapmak hepimize iyi geldi.

 Aylin Yengin ‘Chicken Translation ya da Çevirinin Püf Noktaları’

Gazetemiz yazarlarından Aylin Yengin, bu seneki Limmud Festivali’nin konuk konuşmacılarından biriydi. Yengin, ‘Çevirinin Püf Noktaları’ başlıklı sunumuna kendini tanıtarak başladı. Kitap çevirmeye yabancı filmlerde sık sık Türkçe çeviri hatalarına rastladıktan sonra karar verdiğini anekdotlar eşliğinde anlatan Aylin, bu işi yap-boz (puzzle) yapmaya benzetti. Konuşmasında iyi bir çevirinin belli başlı kural ve püf noktalarını dinleyiciler ile paylaşan yazarımız daha sonra, “Don’t make me number/Bana numara yapma” gibi herkesi kahkahaya boğan komik çeviri hatalarından örnekler verdi.

Nino Varon  Türk Pop Müziğinin Geçmişi ve Geleceği

Türk Pop Müziğinin duayen ismi Nino Varon, karizmatik sesi, samimi anlatımı ve ilginç anılarıyla dinleyenleri keyifli bir müzikal yolculuğa çıkarttı. Müziğe küçük yaşta başladığı gitarla adım atan Varon, ilerleyen yıllarda ününü Nilüfer’i keşfederek pekiştirdi. Ajda Pekkan, Kayahan gibi starlarla olan renkli anılarını katılımcılarla paylaşan sanatçı, Türkiye’deki müzik piyasası ve müzik politikaları hakkındaki eleştirilerini dile getirmekten sakınmadı. Evindeki küçük stüdyosunda beste yaptığını, güfte yazdığını anlatan Varon, bunlardan da örnekler dinletti.