ABD’li iki araştırmacının 16 Ocak günü yaptıkları açıklamaya göre, yeni ortaya çıkan bir İsveç kaynaklı belge 1991 yılında KGB’nin, binlerce Yahudi’yi Nazilerden kurtaran İkinci Dünya Savaşı kahramanı Raoul Wallenberg’in akibeti hakkında yapılmakta olan araştırmayı engellediklerini kanıtlamakta
Geçtiğimiz günlerde doğumunun 100. yılında anılan İsveçli Diplomat Raoul Wallenberg, binlerce Macar Yahudi’sini Nazilerden kurtarmıştı. Wallenberg 1945’de Kızıl Ordu tarafından Macaristan’da tutuklanmasının ardından ortadan kaybolmuştu. Ruslar, Wallenberg’in 17 Temmuz 1947’de öldürüldüğünü iddia ettiler. Oysa bazı tanıklardan edinilen doğruluğu kanıtlanmamış bilgiler ile yeni ortaya çıkan bazı belgeler onun bu tarihten sonra da hayatta olduğu hakkında ipuçları veriyor.
Wallenberg üzerine araştırma yapan uzmanlar Sovyet hapishane kayıtlarının incelenmesi ile puzzle’ın çözüleceğini umuyorlardı. Fakat İsveç Dışişleri Bakanlığı’nın bir belgesi, KGB’nin (Sovyet gizli istihbarat servisi) bu çabayı engellediğini ortaya koyuyor. 2001 yılına dek 10 yıl süresince incelemelerde bulunan İsveç-Rus ortak çalışma grubunun verilerini gözlemleyen Alman araştırmacı Susan Berger bu sonuca varıyor.
Moskova’daki İsveç Elçiliği’nde tutulmuş 16 Eylül 1991 tarihli bir zabıt Sovyet Özel Arşivi’nin o dönemde başkanlığını yapan Anatoly Prokopenko’nun İsveçli diplomatlara Wallenberg Uluslararası Komisyonu adına çalışan araştırmacıların belge arayışına son vermeleri yönünde baskı uyguladığını açıkça ortaya koymakta. Prokopenko ayrıca, araştırmacıların ellerindeki belgelerin tümünün kopyalarını da istemişti. Susan Berger, araştırmacıların Soğuk Savaş’tan bu yana Sovyet arşivlerine ulaşmak için çok büyük bir çaba harcadıklarını vurgularken, “O tarihten yirmi yıl sonra bile bugün yine aynı temel sorunla karşı karşıyayız” demekte.
Araştırmacılar o dönemde Wallenberg’in bir Sovyet hapishanesinden diğerine sevk edildiğine ilişkin bir belge bulduklarında, bu bilgiyi Wallenberg’in akıbetini araştıran herkesle paylaşmışlardı. Prokopenko’ya göre bu bir hataydı; çünkü KGB çabuk uyanmış, hemen harekete geçerek kendisinden araştırmacıların arşive ulaşmalarını engellemesini istemişti. Prokopenko KGB’ye riayet etti. Çünkü Sovyet Lideri Mihael Gorbachev’in liberal reformlarından yararlanarak arşivlerin kamuya açılması yönünde çalışmaktaydı. KGB’ye riayet etmezse görevinden uzaklaştırılacaktı. Prokopenko; “Arşivin diğer çok sayıdaki önemli bölümlerinin gün ışığına çıkması uğruna bir fedakârlıkta bulunmak zorundaydım” demekte.
İsveç Hükümeti bu gizli belgeyi ancak Prokopenko’nun KGB’nin müdahalesini 1997’de bir Rus gazetesine anlatmasının ardından ortaya çıkardı. Ancak yine de bu bilgi Susan Berger geçtiğimiz ay belgeye ulaşıncaya dek kamuoyuna duyurulmadı.
Araştırma ekibinin ABD ayağında yer alan Susan Berger ile Vadim Birstein, Raoul Wallenberg hakkında ulaşamadıkları birçok belgenin var olduğunu düşünüyorlar. Berger; “Bağlantı kurabileceğimiz yollarda kapılar hep yüzümüze kapandı. Geniş ufuklar açabilecek her ufak bilgiye ulaşmamız engellendi” şeklinde konuştu. Araştırmacıların ulaşmak istedikleri ve varlığından emin oldukları belgeler, Raoul Wallenberg’in öldüğü iddia edilen tarihten 6 gün sonrasına dayanan sorgusuna ilişkin tutanaklar.