İsrail’in doğalgaz kaynakları hakkındaki yazımıza bu hafta kıta sahanlığı, gaz keşfi, alt yapı yatırımları, geleceğe yönelik değerlendirmeler ve doğalgaz üzerinde kurulan strateji ve risklerle devam ediyoruz.
Kıta sahanlığı
Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden
İlk defa İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, ABD Başkanı Truman tarafından ortaya atıldı. Ona göre, ülkelerin karasularından sonra da deniz bölgesinin altında bazı kaynakları kullanma hakkı vardır. Denizin dibindeki bu arazi ‘kıta sahanlığı’ olarak isimlendirildi.
1958 senesinde Cenevre’de toplanan Birinci Deniz Hukuku Konferansı’nda imzalanan sözleşmeye göre, ülkelerin karasularının bitim sınırından başlayan 100-200 metrelik derinliğe kadar olan deniz altındaki arazi, kıta sahanlığı sayılır.
Bu arazide işletilecek bölge
Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı
Üç ülke kıta sahanlığı anlaşmaları: İsrail-Lübnan arasında bir kıta sahanlığı anlaşması bulunuyor. Ancak Lübnan ile Güney Kıbrıs arasında da bir anlaşma var. İsrail ile Güney Kıbrıs 2010 yılında bir uzlaşmaya vardılar.
Ancak Lübnan, gaz keşifleri olduktan sonra Birleşmiş Milletlere yeni bir harita sunarak ve burada hak iddia etti.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs: 17 Aralık 2010 tarihinde Güney Kıbrıs ile yapılan kıta sahanlığı anlaşmasını İsrail için bir ilk. Yeni keşifler ve Akdeniz’in güvenliği bu durumu ortaya çıkarttı.
Detayları bilinmemekle beraber coğrafyadan gelen doğal durumunun baz alındığı düşünülüyor. Ayrıca ortak üretim yapılması hususunda da bazı maddeler olduğu biliniyor.
Türkiye, bu anlaşmayı tanımadı. Yapılan açıklamada, Avrupa Birliği üyesi Güney Kıbrıs hükümetinin ada sorunu çözülmeden uluslararası anlaşma imzalaması gerektiği ve bu kıta sahanlığında Kuzey Kıbrıs’ın da payı olduğunu belirtildi.
Daha sonra Kuzey Kıbrıs Türkiye’ye kendi kara sularında arama üretim faaliyetleri yapabilme yetkisi verdi. Ayrıca Türkiye Mısır ile bir arama üretim anlaşması imzaladı.
Güney Kıbrıs İsrail’de de keşif yapan Noble Energy’e arama üretim yetkisi verdi.
Gaz keşfinden sonra...
Elektrik üretiminde fuel oilden gaza geçiş dönemi yaşanıyor. 2003’te gaza kullanımı sıfır iken bugün itibariyle elektriğin yüzde 40’ı gazdan üretiliyor.
İsrael Electric Corporation, santrallerinde gaz türbinleri kurmaya devam ediyor.
Gaz kesinti risklerine karşın santraller çift yakıtlı olacak.
Endüstrinin doğal gaz kullanabilmesi için hem yüksek basınç hem de düşük basınç hatları ihale edilecek. 2013 yılında endüstri ve sanayi kuruluşlarının yüzde 70’nin gaz kullanması bekleniyor. Konutlarda ve özellikle işyerlerinde doğal gaz kullanımın artması gündeme gelecek.
İsrail Altyapı Bakanlığı’na göre önümüzdeki on yıl içinde ülkenin yüzde 90’ına gazın yaygınlaştırılması planlanıyor.
Doğal gaz altyapı yatırımları
Yüksek basınçtan beslenen sanayi müşterilerine doğrudan bağlantı kurulması için çalışmalar gerekiyor.
Düşük basınçlı sanayi müşterilerine şehir hatlarından bağlantı sağlanması, tüm bu yatırımların finansmanı ve ihale edilmesi, yasal mevzuatların hazırlanması, özel şirketlerin ticari olarak devreye girmesi gerekiyor.
Geleceğe yönelik değerlendirmeler
Hükümetlerin çok iyi bir planlama yapması ve strateji geliştirmesi gerekiyor.
Keşfi yapılan kaynakların İsrail’in gaz ihtiyacını uzun bir dönem karşılama potansiyeli bulunuyor. Aynı zamanda yapılacak olan yatırımların artması ve yeni keşiflerin yapılması ile İsrail bir gaz ihracatçısı konumuna gelebilecek.
Bunun gerçekleşebilmesi sürdürülebilir ve kontrol edilebilir büyüme ile mümkün.
İsrail hükümetinin çok detaylı projeksiyonlar yapması ve bu değerlendirmelere göre kaynaklarını en optimum şekilde değerlendirmesi gerekiyor.
Ürün ve kaynak çeşitliliği esas olmalıdır. Ülkenin gaz kaynaklarının olması sadece kullanılacağı anlamına gelmemeli. Strateji oluşturulurken dikkate alınması gereken kriterler şöyle: Farklı yakıt alternatiflerinin maliyetleri, arz güvenliği, çevresel faktörler, arazi kullanımı.
Doğal gaz üzerine kurulan strateji ve riskler
Bu stratejinin amacı yeni enerji kapasitesine ihtiyaç olduğunda hangi yakıtın seçileceğinin belirlenmesidir.
Örneğin, baz enerji ürünü kömür olarak tercih edilebilir ve bunun üzerine doğal gaz kaynakları değerlendirilebilir. Bunun sonucu olarak mevcut yatırımların devamlılığı sağlanabilir. Doğal gazın bir kısmı kontrollü olarak ihraç edilebilir.
Baz enerji ürünü doğal gaz olarak tercih edilebilir ve mevcut kömür ve/veya fuel oil santralleri dönüştürülebilir. Ayrıca her yeni kapasite gerektiğinde doğal gaz yatırımı yapılabilir. İhracatçı olmak yerine uzun dönemli doğal gaza dayalı bir enerji altyapısı kurulabilir.
Farklı alternatif stratejiler de yaratılması mümkün ve her senaryonun avantaj ve dezavantajları bulunuyor.
Doğal gaz stratejisine karşı olanların argümanları temel olarak tek kaynağa bağımlılık ve güvenlik üzerine kuruludur.
Yapılması gerekenler
İsrail hükümeti bugün itibariyle geleceğin en az 3 kuşağını etkileyebilecek kararlar verme aşamasındadır.
Enerji politikaları, çevre politikaları, iç ve dış politika, ülke altyapı politikaları gibi birçok hususun entegre edilerek değerlendirilmesi gerekiyor.
Yeni enerji yasaları üzerinde çalışılmalı, ülke çıkarlarını korurken yabancı yatırımcıları teşvik edebilecek mevzuat oluşturulmalıdır.
Detaylı ekonomik ve demografik projeksiyonlar yapılmalı, nüfus artışı, ekonomik gelişim gibi faktörler dikkate alınarak ülke enerji ihtiyacı uzun dönemli olarak tespit edilebilmelidir.
Enerji ihtiyacının en optimum şekilde karşılanabileceği farklı alternatif senaryolar ülkenin öncelikleri dikkate alınarak bilimsel yöntemlerle karşılaştırılmalıdır.
Bulunan kaynakların güvenliğinin sağlanabilmesi adına yeni dış politika stratejileri geliştirilmelidir.
Yusuf Siyalom
1.Bölüm için tıklalayınız