Kötü tohum

“Kevin hakkında konuşmalıyız” okulda öğrenci katliamı konulu filmler zincirine katılıyor

Viktor APALAÇİ
15 Şubat 2012 Çarşamba

Okuldaki arkadaşlarını soğukkanlılıkla, acımasızca öldüren liseli gencin yaşadığı travmayı anlatan filmin başarısında İskoçyalı iki kadının imzası var: On yıllık bir suskunluk döneminden sonra sinemaya dönüş yapan, yazar-yönetmen Lynne Ramsay ile müthiş aktris Tilda Swinton. İstem dışı doğurduğu bir çocuğu yetiştirme savaşı veren talihsiz bir kadının, insanın içini acıtan öyküsü, “canavar çocuk” kadar, “kötü anneliği” de akla getiren bir formatta işleniyor. Annelik denen zor mesleği otopsi masasına yatıran film, bizleri anne olmak, çocuk doğurmak, onları yetiştirmek üstüne düşünmeye zorluyor.

Okulda öğrenci katliamı konulu filmler zincirine, Michael Moore’un “Bowling for Columbine” (2002), Gus Van Sant’ın “Fil / Elephant”undan sonra, İskoç asıllı İngiliz yönetmen Lynne Ramsay’in “Kevin Hakkında Konuşmalıyız / We Need It Tald About Kevin” da katıldı.

Okulda soğukkanlılıkla arkadaşlarını acımasızca öldüren liseli gencin travmasını anlattığı “Fil” ile Gus Van Sant 2003’te Cannes’da Altın Palmiye ve En İyi Yönetmen ödüllerini kazanmıştı.

İlk iki film, yerleşik düzeni anarşistçe eleştirip isyan bayrağı açan iki canavar çocuğun, liselerindeyaptığı katliama odaklanıyordu.

Lynne Ramsay’in filmi, oğlunun yaptıklarından derin suçluluk duyan bir annenin iç hesaplaşmasını, oğlunun suçluluğunda payı olup olmadığını soruşturan bir annenin yaşadığı travmayı işliyor.

“Morvern Callar” adlı filminden, on yıl süren bir suskunluk döneminden sonra, kadın yönetmen Lynne Ramsay, Amerikalı gazeteci-yazar Lionel Shriven’in çok satan romanını senaryolaştırarak sinemaya dönüş yapıyor.

İstem dışı doğurduğu bir erkek çocuğu yetiştirme savaşı veren talihsiz bir kadının, insanın içini acıtan öyküsü, “canavar çocukluk” kadar, “kötü anneliği” de akla getiren bir formatta anlatılıyor.

Sırf kendisini çok seven annesini üzmek için, evdeki kız kardeşine, okuldaki arkadaşlarına zarar vermekten zevk alan, psikopat bir yeniyetmenin tüyler ürpertici öyküsü, geriye dönüşlerle, iyi anlatılmış, müthiş kurgulanmış, gerilim atmosferi mükemmel bir film kalıplarında anlatılmış.

 MELEK YÜZLÜ ŞEYTAN  

Bu gerilim filmi, “Anne-babaların en çok korktukları şey nedir?” sorusuna cevap arıyor. Tabii ki, feci şeyler yapan bir evlat.

Kevin, on altıncı yaş gününden birkaç gün önce, affedilmez, kabul edilemez bir şey yapınca annesi Eva, oğlunu aslında sevip sevmediğini, oğlunun eylemlerinden sorumlu tutulup tutulmayacağını kendine sormaya başlar.

Yalnızca kader ve suçluluk değildir hissettiği; toplumun ona karşı tutumu da onu zorlar.

Eski gezi ve seyahat kitapları yazarı Eva, bir kız bir erkek evlat sahibi olduktan sonra, başarılı meslek kadını olma hayallerini ve kariyerini yuvası için terk etmiş, kendisini evine adamıştır.

İyi huylu, ama kendisini anlamadan aciz, gamsız kocası, kızının bir gözünü kaybetmesine sebep olan dengesiz oğlu ile, Eva’nın mutsuz ve monoton bir yaşantısı vardır.

Kendini iyi bir anne sanan Eva, sorunlu oğluna yeterince ilgi gösterip göstermediğini, kendisine niye yeterince yardım edemediğini sorgulamaya başlar.

Annelik denen zor mesleği otopsi masasına yatıran film, bizleri anne olmak, çocuk doğurmak, onları yetiştirmek üstüne düşünmeye zorluyor.

 ANNELİK ZOR SANAT

Anne ile çocukları hakkında konuşulması gereken konuları gündeme getiren, oğluyla iletişim kurmakta zorlanan, bunu başaramamanın ezikliğini yaşayan, oğlumun işlediği korkunç katliamda kendi etkisini sorgulayan, acılı ve çaresiz bir annenin dramıyla film, başarılı bir psikolojik sinema örneği oluşturuyor.

Film başarısında İskoçyalı iki kadının imzası var. Evvelce Cannes Film Festivali’nde iki belgeseli ödüllendirilmiş yazar-yönetmen Lynne Ramsay ile oyuncu arkadaşı Tilda Swinton.

Sorunlu oğluyla irtibatını kesmemek için, ona yardımcı olabilmek için, profesyonel kariyerinden vazgeçen fedakâr anne rolünde Tilda Swinton harikalar yaratıyor.

“Suç işlemiş bir çocuğun annesi olmak” temalı filmde (gerçek hayatta ikiz annesi olan) Swinton’un dünyası kararan bahtsız anne performansı muhteşem. Ne yazık ki Akademi üyeleri, En İyi Aktris Oscar adaylığı için, bu görkemli kompozisyonu görmezden gelmişler.

Oğlunu şiddet dolu bilgisayar oyunlarıyla şımartan, sorumsuz, kaba saba baba rolünde, John C. Reilly, müthiş oyun gücüyle Swinton’un yanında ezilmiyor.

Filmin öne çıkan oyuncusu, kötü tohumu oynayan genç Ezra Miller. Melek görünümü ve saydam güzelliği ardında potansiyel bir caniyi gizleyen, kendisini açığa vermeyen Kevin rolünde Miller çok başarılı.

Radiohead’den Johnny Greenwood’un müzikleriyle, Seamus Mc Garvey’in kırmızı ton ağırlıklı görüntüleriyle, filmin teknik açıdan da notu iyi.

“WE NEED TO TALK ABOUT KEVİN”

Yönetmen: Lynne Ramsey Senaryo: L. Ramsay -

Roy Stewart Kinnear

Müzik: Jonny Greenwood Görüntü: Seamus McGarvey Oyuncular: Tilda Swinton - John L. Reilly – Ezra Miller – Ashley Garasimovich