Gerçek mutlulukla, yapmacık mutluluk arasında önemli farklar vardır. Bunu farketmek pek öyle kolay olmaz. Zaman içinde yaşananlar, insanın hayat görüşünü olgunlaştırır. Gerçek mutluluk çekingendir. Debdebeden, gürültüden hoşlanmaz. Gerçek mutluluk sessizliği sever. Suni mutluluk ise herkesin gözünü üzerine çekmeyi sever. Onun için önemli olan başkalarının takdir etmesidir.
Sevgili, güzel torunum Guy, bugün seninle tekrar söyleşmek fırsatını bulduğum için çok mutluyum. Son zamanlarda, çok sık yaşadığım içsel yolculuklarımda hayatıma yeni baştan göz atarken, bazı gerçeklerin farkına varıyorum. Gerçekler... Gerçekler...! Acaba bu tek sözcük neleri içeriyor? Yaşantımızla ilgili keşifler, duygularımızda içimize bastırdığımız istekler, arzular, tutkular, sevinçler, acılar, umarsızlıklar içinde çaresizce çırpınışlar. Hayal kırıklıkları, gizli umutlar, sevinçler, hayaller...
Ve en önemlisi tüm varlıklar ve yoksunluklar içinde herkesin yaşama amacı olan mutluluk bilinci. Mutluluğa ulaşmak. Kendinden, sevdiklerinden memnun olmak. Mutluluğun göreceli bir kavram olduğunu göz ardı etmeden onu bulduğunu zannetmek veya ona sahip olduğu halde bunun ayırdına dahi varamamak...
Canım Guy David, babaannen yine derinlere daldı farkında mısın?
Bazı insanlar, gerçek mutluluğun salt para ile elde edildiğini zannedip, eğer paraya sahipseler bunu etraflarına alabildiğine ilan ederek yaşamayı marifet sayarlar. Sanırlar ki parayla elde edilen debdebe ile mutluluklarını etraflarına ilan ederlerse, kendilerine yeni payeler verilecek... Böylece etraflarındaki topluluğun hayranlığını ve takdirini kazanacaklar. Oysa bu işler böyle yürümüyor canımın içi. İnsanın gerçekten saygıdeğer olması, hayranlık ve takdire değer olması onun kişisel düşünceleri, davranışları ve yaratıları ile doğru orantılıdır.
Yaratıcı derken ifade etmek istediğim, sadece sanatçı yaratıcılığı değil elbette. İnsanların kişisel saygıdeğer yaratıları arasında, dünya üzerindeki duruşu, yetiştirdiği düzgün bir aile, insan ve aile içi ilişkilerinin yanısıra, kendini kişisel olarak geliştirmesi, kendi şişirilmiş egosunun doğrultusunda, küçük dağları yaratmanın verdiği sarhoşluk içinde olmaması.
Aynı duygular evliliklerde, aile içi ilişkilerde de doğru orantılı olarak hayata geçirilmelidir
Mutluluk rolü oynamak, ailelerin, mutluluklarını adeta etrafındakilerin gözünün içine sokarak yaşamak mutluluk değil, sadece gösteriştir. Gerçek mutluluğu sevgi ve saygıyla yaşayan insanlar, bunu etraflarına avaz avaz haykırarak ilan etmeye gerek duymazlar. Yaşantılarının dinginliği ve sadeliği, duruşlarındaki ve davranışlarındaki sakinlik ve soyluluk zaten karşılarındaki tüm dünyaya kendileri hakkında fikir verir. Etraftan sürekli onay görmek veya zoraki takdir toplamaya çalışmak, hatta etrafını imkanlarıyla kıskandırmaya çalışmak zayıflık ve küçüklük belirtileridir. Bu insanlar, kendi özlerinde aşağılık duygusu taşıyan ve tersini ispat etmek için de gereksiz üstünlük çabaları içinde olan zayıf kişiliklerdir.
Sevgili Guy, etrafında çok fazla lüks ve debdebe gördüğün zaman, buna her zaman şüpheyle yaklaş. Girdiğin o tip ortamlarda mutsuzluğun kol gezdiğine neredeyse emin olabilirsin.
Alçakgönüllü insanların mutluluk anlayışını kendine örnek almanı gönülden diliyorum kömür gözlüm. Gerçek mutluluk, huzur ve başarı, çekingen olur. Kendini uluorta ortaya fırlatmaz. Çünkü bunu etrafına ispat etme gibi bir kaygısı yoktur.
Debdebe ve davul zurna ile bunu ilan etmez. Aşkı, sevgisi, varidatı diline dolanmaz. Cümlelerini küçük harflerle kurar, müziklerinde büyük kreşendolar yoktur. Tatlı bir senfoninin biteviye akan şırıltıları gibi akıp gider yaşamı... Bir de tersini düşün, sürekli gümbürdeyen bir teneke trampet ve cilası döküldüğü vakit ortaya saçılan paslı hurdalar...!
Sevgili Guy, bu hafta seninle yine fikirlerin etrafında dolandık, düşüncelere daldık. Bunlar benim sürekli olarak beynimi kurcalayan, fakat yaşanmışlıklarla birlikte yeniden fikrimde gündeme gelen düşünceler.
Büyükbaban David ve ben, senin babanı ve amcanı hep bu doğrultuda, alçakgönüllü, ruhu ve aklı havalarda uçmayan, saygıdeğer bireyler olarak yetiştirmeye çalıştık. Bugüne kadar hayal kırıklığı yaşamadık. Şimdi de senin, Maya Sara ve Sary’nin de aynı yolu tutmalarını ve sürdürmelerini diliyoruz.
Canım Guy seni çok seviyorum ve özlemle öpüyorum ruhum.
Seni çok seven babaannen Sara.
İstanbul – 26 Şubat 2012