Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman ve Başkanvekili İshak İbrahimzadeh TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda konuştu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan 'Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesi Alt Komisyonu' nda, konuşma yapan Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman ve Başkanvekili İshak İbrahimzadeh’i, sinagog ve konsolosluk saldırılarında görevleri başında şehit düşen polislerin eşleri de dinledi.
İbrahimzadeh konuşmasında terörün tedbir almaktan ziyade uzun vadede gelecek nesillere nefret yerine sevgi aşılmakla yok edileceğini savunarak sözlerine şöyle devam etti:
"Biz bugüne kadar hayır yapmak için harcayacağımız parayı, kendimizi korumak için harcamak zorunda kaldık" diyen İbrahimzadeh, "Terör bir sonuçtur. Köküne inemezsek başladığı noktaya gidemezsek, bir gün gelip hepimizi bulacaktır. Terör, karşımızdakini ötekileştirmekten, sevgi yerine nefret aşılayarak başlamaktadır. Nefret söylemini ortadan kaldırabilirsek toplum olarak, devlet olarak el ele bunu başarabilirsek, çocuklarımız ve torunlarımız için daha güzel bir gelecek kurabiliriz," dedi.
Komisyonda Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman ise şöyle konuştu: "İlk olarak bu travmayı 1986 tarihinde yaşadık. O tarihe kadar sinagogumuzda herhangi bir güvenlik önlemi yoktu. Bu olayın ardından sıkı güvenlik önlemleri almak durumunda kaldık. 1992'de yaşanan ikinci saldırının ağır sonuçları, bir bakıma alınan bu güvenlik önlemleri sayesinde önlendi. 2003'te ise ard arda iki sinagoga saldırı düzenlendi. Terör din, dil, ırk ayırt etmiyor. Terör, dehşet ve yıldırma dalgası yaratıyor ve bunun tedirginliği yıllar geçse de yaşanmaya devam ediyor. Terör mağduru olan insanlar hayatları boyunca bunun izlerini yaşıyorlar. Sadece o sırada tesadüfen orada bulunan insanlar dahi bu travmadan etkileniyor. Terör saldırısının yaşandığı gün pek çok zorluklarla karşılaştık. Hastanelerin onlarca, yüzlerce yaralı geldiğinde bunları karşılamaktaki sorunları göze çarpıyor. Biz yaralılarımızı getirdiğimizde ‘parayı kim ödeyecek’ sorusuyla dahi karşılaştık. Senet imzalamak zorunda kaldık. Olayda hayatını kaybeden insanların yakınları ağır psikolojik travma yaşıyorlar. Ve bu insanlara yakınlarının öldüğünü söylemek amatör insanların yapabileceği bir şey değil."
Komisyon Başkanı Naci Bostancı da yaptığı açıklamada, 2003 yılında El Kaide terör örgütü tarafından ard arda düzenlenen bombalı saldırıların ciddi bir toplumsal travma yaşattığını belirtti.
TBMM
bünyesinde kurulan 'Terör ve Şiddet Olayları
Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesi Komisyonu'nun bir misyonu
da terörün dil, din ve ırk ayırmadan her kesimi vurabileceğini vurgu yaparak
nefret söylemi ile mücadele etmek.