Yunanistan’da halk, yönetimden memnuniyetsizliğini seçimlerde gösterdi. Oylar, yürütülen ekonomik politikaya karşı gelen küçük partilere dağıldı. Aşırı sağcı Altın Şafak Partisinin yüzde yedi oy oranıyla meclise girmesi ülkedeki Yahudileri rahatsız etti
Yunanistan’da yapılan erken genel seçimler siyasi istikrarsızlık ve belirsizlik getirdi. Hiçbir partinin tek başına iktidar olacak kadar oy alamadığı seçimin sonuçlarından Yeni Demokrasi’nin ilk sırada geldiği yedi partili bir parlamento ortaya çıktı. Irkçı saldırılarıyla ünlü aşırı sağcı Altın Şafak Partisi de parlamentoya girdi.
Ekonomik krizle mücadelede PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi’nin ortağı olduğu geçici işbirliği hükümetinin aldığı tasarruf önlemlerine tepkili Yunan halkının oyları memorandum karşıtı küçük partilere gitti. Böylece aşırı sol ve sağ partiler mecliste temsil hakkı kazandı. Aşırı sağcı Altın Şafak Partisinin topladığı oylar, partiye Yunanistan meclisinde yirmi bir koltuk kazandırdı. Böylece Altın Şafak Partisi 300 koltuklu parlamentodaki altıncı büyük parti oldu.
YUNANLI YAHUDİLER IRKÇI ALTIN ŞAFAK PARTİSİNDEN RAHATSIZ
Amblem olarak şekli hafif değiştirilmiş bir gamalı haç kullanan ve Nazi selamını benimseyen parti, geçen seçimde ancak yüzde 0,23 oranında oy almış ve yüzde üç olan parlamentoya girme barajının altında kalmıştı.
Ekonomik krizin gölgesinde gerçekleşen seçimde, aşırı milliyetçi söylemleri ve saldırgan yaklaşımlarıyla krizin faturasını ülkede yaşayan göçmenlere çıkaran Altın Şafak Partisinin bu yükselişi, Yunanistan’daki pek çok etnik grubu rahatsız etti.
Seçim ertesi yapılan söyleşide Atina Yahudi Cemaati Başkanı Binyamin Albalas, seçim sonucunda neo-Nazi bir partinin parlamentoda ilk kez yer bulmasından duyduğu rahatsızlığı belirtti. Yahudi lider, “Seçim öncesi yapılmış anketlerin sonuçlarında maalesef Altın Şafak Partisinin parlamentoya gireceği tahminlerinde bulunuluyordu. Bu sadece Yahudilere değil tüm Yunanistan halkına hakarettir. Altın Şafak Partisi sadece aşırı milliyetçi veya aşırı sağcı değil, aynı zamanda neo-Nazi bir partidir ve bu tür gruplara parlamentoya girme imkanı tanınması dahi utanç vericidir,” diyerek üzüntülerini belirtti.
Altın Şafak Partisi, her türlü etnik azınlığa karşı olan ve Ari ırkından olmayanları partisine üye olarak almamasıyla da bilinen aşırı milliyetçi bir parti olarak tanınıyor.
Yunanistan’da antisemit yorumlarıyla dikkat çeken diğer bir parti de LAOS. Parlamentoya girme barajını geçmesi beklendiği halde, barajın altında kalarak koltuk kazanamayan partinin başkanı Giorgos Karatzaferis’in sürekli yinelediği antisemit yorumlar arasında, 2000’de kayda geçen ve partisinde Yahudi, komünist veya homoseksüel barındırmadıkları için halktan oy isteyen konuşması da bulunuyor.
Bu iki partiden, ülkede yaşayan 5000 kişilik Yahudi nüfusuna en büyük tehdidin Altın Şafak Partisi olduğunu söyleyen Albalas, borç içinde ve oldukça kötü durumda olan Yunan ekonomisinin seçimdeki etkilerinin görüldüğünü belirterek, seçim sonunda lider çıkan partilerin Yunanistan’a denge getirmesi dileğinde bulundu.
Yunanistan Yahudi Cemaati, aralarında Amerikan Yahudi Komitesinin de bulunduğu pek çok Yahudi grubundan oluşan bir koalisyondan aldığı maddi yardım ile son krizi atlatmıştı. Albalas söyleşisinde, gelen yardımın Yunanistan’da cemaatin büyük çoğunluğunun yaşadığı Atina’daki Yahudi kuruluşlarının ayakta kalmasını sağladığını ekleyerek teşekkür etti.
