İnsanın kendini geliştirebilmesi için edebiyat ve sanat son derece önemlidir. Bu iki duygu/düşünce insanın ruhsal yönden gelişmesine, kendini tanımasına, duygularını anlayabilmesine, ayrıca tüm bunları yazılı ya da sözlü bir etkinlikle aktarabilmesine yöneliktir.
İnsanın kendini geliştirebilmesi için edebiyat ve sanat son derece önemlidir. Bu iki duygu/düşünce insanın ruhsal yönden gelişmesine, kendini tanımasına, duygularını anlayabilmesine, ayrıca tüm bunları yazılı ya da sözlü bir etkinlikle aktarabilmesine yöneliktir. İnsanın yazıyı bulmasıyla birlikte tarihî olayları, dinsel metinleri, duygu yoğunluğunu, yaşadığı güzellikleri/travmaları, düşlerini, çevresini, sosyal yaşamı, umutlarını dile getirmesi söz konusu olmuştur. Yazı tam anlamıyla insanî bir yetenek ve buluştur diyebiliriz. Yazı yazmak doğada sadece insana ait olağanüstü bir ayrıcalıktır. Yazının ortaya çıkmasıyla birlikte geçmişin unutulan, kaybolmaya yüz tutan, belki de gözardı edilen birçok olay, yazılı metin haline dönüştürülmüş ve bugünlere kadar gelmiştir. Yaşamın anlamını yazı belirler... Kuşkusuz görsel sanatların katkısı da son derece etkilidir.
Edebiyatın kendi alanında birçok tür vardır. Sözgelimi, roman, öykü, şiir, deneme, masal, anlatı, destan... Bunların arasında “deneme” diye bilinen, bir yazarın kendi çevresini, okuduklarını, yaşamı tanımaya yönelik duygularını, edebiyat üzerine kişisel düşüncelerini kapsayan yazı türü ülkemizde ne yazık ki çok fazla ilgi görmez. Daha geniş bir bakış açısıyla söylemek gerekirse; roman, öykü, şiir ile edebiyat alanı sınırlandırılmıştır. Batı dünyasında bu durum farklıdır diyebiliriz.
Raşel Rakella Asal edebiyat üzerine yazdığı yazılarını yıllardır ilgiyle takip ettiğim yetenekli bir yazar. Edebiyat bilgisi, üst düzey eğitimi, temelinde bilinçli bir okuma edimi, yazma sevdası ile okurlarına her zaman kapsamlı yazılarla seslenmiştir. Birçok edebiyat dergisinde onun bu türden yazılarını görebilirsiniz. Dünya edebiyatı üzerine yazdıklarını okurken, bu kadar bilgi birikimini nasıl elde ettiğini hayranlıkla izlerdim.
‘Tıpkı Hayat Gibi’ adlı son kitabında da özellikle dünya edebiyatının bazı seçkin eserlerini mercek altına yatırıyor, neredeyse bir eleştirmen duyarlılığıyla bu metinleri kılı kırk yararcasına inceliyor, metinlerararası ilişkileri saptamaya çalışıyor ve özgün görüşlerini bizlerle paylaşıyor. Her bir yazı onun bilgi birikimini, edebiyat üzerine olan deneyimini, kültür düzeyini gösteriyor. Kitabın içinde yer alan metinlerde Hermann Hesse, Virginia Woolf, Alain Robbe-Grillet, William Faulkner’e kadar birçok yazarın önemli eserleri üzerine kişisel görüşlerini, eleştirilerini, metinlerin arka bahçelerini edebî bir dille anlatıyor. Bu konularda okurlarına önemli bilgiler veriyor. Sözgelimi, Honore de Balzac’ın meraklı bir kişiliğe sahip olduğunu, William Faulkner’in doğduğu coğrafyayı, Fernando Pessoa’nun takma ismine kadar daha birçok gözden kaçmış konuları kitapta bulabilirsiniz. Ancak kitabın içinde edebiyatla ilgili öyle kapsamlı bilgiler var ki yazara saygı duyuyorsunuz...
Proust zor okunan bir yazardır. Kendi döneminin çok ötesinde bir yaratıcılığa sahiptir. Onun ağdalı, ayrıntılarla dolu, ilk bakışka karmaşık gibi görünen metinleri bir yerden sonra okura farklı bir tat vermeye başlar. R. R. Asal bu konuda şunları söylüyor. “Proust bizi öyle bir dünyaya davet ediyor ki, bizi asla göremeyeceğimiz ayrıntılara, yaşayamayacağımız duygulara yönlendiriyor. Proust’u okumak benim doğaya, insanlara ve nesnelere dair düşüncelerimi değiştirdi, çünkü Proust’un zengin imge dünyasında yol aldıkça kendimi zenginleşmiş hissettim ve şöyle hayıfladım, ‘Ne kadar körmüşüm.’ s/69-70”
Bir başka yazısında ise Alain Robbe-Grillet üzerine yazdıklarını okuruz. Kişisel olarak benim de beğendiğim, hayli ilginç bulduğum, yetenekli ve yaratıcı bir yazar olarak kabul ettiğim Alain Robbe-Grillet için çok ciddi saptamaları var. Konuya giriş bölümünde ‘Yeni Roman’ akımını anlatırken, Newton fiziğinden başlayıp, kozmozun kendi içindeki nedenselliğe kadar uzanan kısa bir tur yaptırıyor okura. Yazının devamında ‘Yeni Roman’ akımıyla ilgili doyurucu bilgiler okuyoruz.
Deneme yazarlığı özgün, kişisel, yazarın kendi düş gücüne yönelik bir tasarım yaratır. Yazar o tasarımın içini edebiyata bakış açısıyla, imgelem gücüyle, edebiyatın tarihsel süreciyle, yazma edimiyle, yazarların yaşamlarıyla doldurur ve tüm bunları birbirleriyle yakınlaştırır. Deneme yazarlığı zahmetli, içi hayli zengin, yazarın bilgi birikimiyle eşdeğer bir yazı türüdür. Raşel Rakella Asal, deneme yazarlığını sürdürürken, yazılarına konu(k) ettiği edebiyat metinlerini bir seramikçi becerisiyle yoğuruyor, yeniden biçimlendiriyor, sonra o metni farklı bir renkle karşımıza getiriyor. Onun yazılarını okurken, hani ne yalan söyleyeyim öncelikle öğrenci oluyorsunuz, sonra da kendinizin sınırlarını belirliyorsunuz.
‘Tıpkı Bir Hayat’ gibi Raşel Rakella Asal’ın bunca yıllık edebiyat birikimi üzerine kurulmuş bir kitap. Yazıların tamamında edebiyatın dayanılmaz yoğunluğu, ağırlığı, sevgisi ve coşkusu var. Kendi okuduklarından yola çıkarak, yazdığı yazıları kitaplaştırmış. Her bir yazı okura farklı bakış açıları, farklı bir edebiyat dünyası sunmakta. Deneme yazıları bir yerden sonra bir edebiyat eleştirisi kıvamında sürüyor diyebiliriz. Sözgelimi, Yaşar Kemal’in ‘Yılanı Öldürseler’ adlı romanında önemli bir kahraman olan Hasan üzerine enfes bir yazı yazmış. “Hasan ana katili olursa köy halkı tarafından yüceltilecektir. O yüceldikçe de köleleşecek, o toplumun bir parçası olacak, sıradanlaşacaktır. Onu sıradan insanların üstüne çıkaracak eylemi (annesini öldürmek) gerçekleştirmemekle Hasan ‘problematik’ kişi olarak kalacak, trajedisini karşılayacak yüreği göstermekle ‘birey’ olacaktır. s/240”
Yayınevleri genellikle roman, öykü ve araştırma kitapları yayımlarlar. Hiç kuşkusuz bu bir arz talep meselesidir. Ancak edebiyatın zenginleşmesi, yazılı edebiyat üzerine yazarların kişisel görüşlerinin metinleştirilmesi, okurların tüm bunları takip etmesi edebiyatımızın daha sağlam temellere oturmasını sağlayacaktır. Deneme yazarlığı sıradan, gereksiz, kalıcılığı olmayan bir yazı serüveni değildir. Deneme yazarlığı bir yazarın bakış açısıyla edebiyat sevgisini, dünyaya olan ilgisini, edebiyata katkısını, kitaplarla olan birlikteliğini, yazma edimini, metinler üzerine yaratıcılığını görebilirsiniz. Raşel Rakella Asal, böyle bir yazarlık edimini okurlarıyla paylaşıyor. Edebiyat üzerine kişisel görüşlerini, özgün düşüncelerini, edebî metinleri farklı açıdan yorumlamasını ilgiyle okuyorsunuz. Bu kitabında da özellikle dünya edebiyatının seçkin yazarlarını, bu yazarların tanınmış metinlerini, onlar hakkında yazılmış yazılardan kısa alıntılar yaparak yazdığı yazıları okurken bilgi sahibi oluyorsunuz.
Raşel Rakella Asal, edebiyat üzerine yazdığı yazılarla tanınmış, yetenekli, bilgi birikimi yüksek, iyi eğitimli bir yazardır. ‘Tıpkı Hayat Gibi’ adlı kitabına topladığı yazılardan bunu öğreniyorsunuz. Her bir yazı yılların bilgi birikimi, deneyimi, ustalığı ile örülmüş, bin bir emekle yazılmış, okurlarla buluşmayı bekliyor.