Şampiyon olan takımı alkışlamak herkesin görevi olmalıdır. Ancak bir tarafta da alkışlanması gereken başka bir takım vardır. O takım bu sezon deyim yerindeyse ‘insan üstü’ bir performans sergilemiştir.
Başkanı Metris’te, yöneticisi adliyede, sporcuları haftada bir cezaevi ziyaretlerinde olan bir takım... Neden bu durumda oldukları ise hâlâ adalet dilinde açıklanamayan bir camia ligin son maçına kadar şampiyonluk iddiasını sürdürüyorsa, işte o zaman bu en az şampiyonluk kadar önemli bir başarı demektir.
Şampiyon olan Galatasaray’ı tebrik ederken birkaç detayı atlamamak gerektiğini düşünüyorum. Ligin son haftalarında Galatasaraylı yöneticiler ve antrenörler play off sanki birden bire çıkmışçasına ‘play off’tan sonra hatır maçları da oynanacak’ şeklinde açıklamalar yaptılar. Play off’un oynanacağı sezon başından beri belliyken ve başta Aykut Kocaman bu sisteme karşı çıkmışken bunu neden gündeme getirdiklerini anlamak çok güç.
Değinmek istediğim başka bir konu da kupanın Kadıköy’de alınması. Galatasaray’ın kupayı Kadıköy’de almasının tek bir açıklaması vardır: FİKSTÜR. O maç Kadıköy’de değil, İzmir’de, Ankara’da oynansaydı kupa orada verilecekti. Kadıköy’de kupayı almak ekstra bir başarı değil tamamen fikstürün azizliğidir. Galatasaray için kupanın orada alınması oldukça keyifli olsa da gerçek budur. Dilerim önümüzdeki sezon biber gazlarından, tazyikli sulardan, polis tanklarından, adliyelerden, soruşturmalardan, siyasetten arınmış bir lig izleriz. Şampiyon takıma bir kez daha tebrikler.