İran’la barışçıl çözüm için vakit daralıyor

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanları ile biraraya geldiği toplantıda Tahran’ın nükleer programı hakkında görüşmeler gerçekleştirdi ve barışçı bir çözüm için İran’a tanınan diplomasi yürütme süresinin sonsuz olmadığının altını çizdi

- Dünya
4 Nisan 2012 Çarşamba

Cumartesi günü sona eren ABD- Körfez Ülkeleri İşbirliği Güvenlik Konseyi toplantısının ardından bir basın toplantısı düzenleyen ABD Dışişleri Bakanı Clinton, nükleer durumunu çözmek için İran’a verilen sürenin tükenmekte olduğunu belirtti.

13-14 Nisan tarihlerinde Türkiye’de bir araya gelecek olan İran ve dünyanın önde gelen altı güçlü ülkesi İran’ın tartışmalara konu olan nükleer programı hakkında yeni görüşmeler gerçekleştirecek ve Tahran’ın karşı karşıya olduğu artan ekonomik ve politik baskılarla, yaptırımları masaya yatıracak.

Clinton ‘’İranlı liderlerin nükleer programları konusunda ciddi, inandırıcı ve güvenilir bir görüşmeye hazır olup olmadıkları, bu son derece ciddi problemin çözümü için sağlam bir temel atmaya kararlı olup olmadıkları yakında açıklık kazanacak. Doğru seçimi yapmak İranlı liderlere kalmış. İstanbul’da gerçekleşecek olan toplantılarda bu konudaki tutumlarının ne yönde olduğunu göreceğiz. Ancak şunu söyleyebilirim ki İran’a diplomasi yürütme yoluyla barışçı bir çözüm elde etmesi için tanınan süre sonsuz değil,” dedi.

Clinton, ABD’nin İran da dâhil olmak üzere diğer dış tehditlere karşı Körfez Ülkeleri ile işbirliği yapacağını ve ortak savunma stratejilerini güçlendireceklerini ifade ederken, toplantıdaki sözlerini “ABD’nin Körfez ülkelerinin vatandaşlarına vermiş olduğu vaatler sağlam olduğu kadar, değişmezdir. Çift taraflı, güçlü ilişkilerimiz bölgede tutarlılığın da dayanağıdır,” diyerek noktaladı.

Batılı diplomatlar ve analistler, Tahran’ın iki sene önce başlattığı yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme çalışmalarını durdurmanın, nisan ayında yapılacak görüşmelerin öncelikli hedefi olacağına dikkat çekti. 

İran, barışçı bir nükleer teknolojiye sahip olma konusunda özgür olduğunu ve dolayısıyla da böyle bir teknolojiye sahip olma hakkının bulunduğunu iddia ederek, BM’nin zenginleştirme çalışmalarını askıya almaya yönelik olarak aldığı kararları her seferinde reddetti. 

Tahran’ın nükleer program konusundaki ısrarlı tutumu Sünnilerin iktidarda olduğu Körfez Arap Ülkeleri’nde de endişeyle karşılanıyor; zira Şiilerle Sünniler uzun yıllardır bölgede birbirleriyle sık sık ihtilafa düşüyor. Körfez Arap Ülkeleri İran’ı Bahreyn’de baş gösteren ayaklanmaları desteklemekle ve vatandaşlarının çoğunluğu Sünni olan Suudi Arabistan’da Şii Müslümanlarla Sünni azınlık arasındaki çatışmaları kışkırtmakla suçluyor.