Halbuki Maimonides değişik bir yön izlemektedir. Maimonides’in başlangıç noktası, sadece rasyonel ruhun ölümsüzlüğe hak kazandığıdır. Bu durumda bireyin alacağı nihai “ödül”, Tanrı’nın nezaretinde tamamen manevi bir ortamda dürüstlere ölümlerinden hemen sonra verilecektir. Buna karşılık günahkarların nihai cezalandırılması ise şudur: onlar ölümsüzlüge ulaşamayacaklar ve tamamen yok olacaklardır. Mesianik Çağ ise, bu metafizik olaylarla ilgili değildir. Bu çağ, Tanrı’nın Krallığı’nın kurulduğu ve ulusların ödüllendirildiği ve cezalandırılacağı gizem dışı bir ortamdır. Maimonides ve Albo gibi diğerlerine göre de ölülerin dirilmesi ilkesi ile ceza ve ödül kuramı arasında ilişki yoktur. Maşiyah’ın gelmesinden sonra yeniden dirilenlerden dürüstler kendini geliştirebilir ve daha evvelki yaşamda kendilerine yapılan haksızlıkları telafi edebilirler. Neticede Mesianik çağda yaşayan yeniden dirilmişler, normal bir ölümden sonra gelecek alemde ebedi manevi varlıklarını sürdürecektir. İsak Abravanel, Yeniden Dirilişi, Mesianik Çağ’ı çağrıştıran emsalsiz bir bir hadise olarak görür. Bu olay Tanrı’nın hükümranlığını da kanıtlayacaktır. Albo, Tora’nın Yahudi halkının anayasası ve Tanrı ile Yisrael ulusu arasındaki akitin tarihçesi olduğunu savunur. Kollektif bir tarihsel yaşamı olan bu ulusun ödül ve cezası maddi terimlerle açıklanmıştır: refah, askeri zafer ve yenilgi, sürgün, vb. Ulus için öteki alemdeki yaşam hakkında bir kavram yoktur. Kutsal Kitap, bireyin manevi kurtuluşu konusunda sessizdir.
Öte alemin ödülleri ile ilgili olarak Saadia Gaon modern görüşler sunmaktadır. Yaşarken en iyi konumlarda bulunan kişiler dahi güvensizlikten müştekidir ve daha iyisini beklemektedirler. Adil bir Tanrı, “hak edenlere sorunsuz bir varlık ve saf mutluluk” sağlamalıdır. Maimonides, Nahmanides ve Albo gibi birçok Ortaçağ filozofu; Rabiler’in söylediğine (Avot, 4.2) katılmaktadır: “Bir mitsvanın ödülü gene bir mitsvadır.” Ceza ve ödül hariçten bir yargıcın müdahalesi değil, yapılan eylemlerin kendi sonucudur.
Modern Çağ’da ödül ve cezanın ve ilahi adaletin anlamı, Holokost faciasının ve Yisrael Devleti’nin varlığının ışığında küçümseyici bir incelemeye alınmıştır. Birçok Ortodoks Yahudi, bu olayları “Manevi Kurtuluş’un başlangıcı” ve Kutsal Kitap’ın kehaneti olarak görmektedir...