Son zamanlarda günlük yaşam yoğunluğu ile fasit bir dairenin içinde kısılıp kaldığımı, yakın çevremde olup biten önemli şeylerden bile haberdar olamadığımı fark ediyorum. Bergama Sinagogu bu bağlamda yaşadığım en son örnek.
Son zamanlarda günlük yaşam yoğunluğu ile fasit bir dairenin içinde kısılıp kaldığımı, yakın çevremde olup biten önemli şeylerden bile haberdar olamadığımı fark ediyorum. Bergama Sinagogu bu bağlamda yaşadığım en son örnek.
Geçenlerde eşimle bir dernek yemeğindeydim. Değerli büyüğüm Nesim Levi ve eşi ile karşılıklı oturup sohbet etme fırsatı buldum. Sohbet sırasında, davet üzerine katıldığı Bergama Belediyesi’nin ‘Dünya Kültür Mirası’ adaylığı çerçevesinde düzenlediği toplantıyı anlattı. Toplantıdan sonra, Bergama Belediyesi’nin restore etmekte olduğu Bergama Sinagogu’nu da görme olanağı bulduğunu ve çalışmaların çok ilerlemiş olduğunu övgüyle aktardı. Sinagogu çok uzun yıllar önce bir kez görmüştüm. Anlattıklarına inanasım gelmiyordu.
Ertesi gün bir broşürün pek de iyi çekilmemiş siyah beyaz bir fotokopisini gönderdi. Broşürde, dört sütunlu bir yapıtın eski harabe hali ile restore edilmiş hali yan yana duruyordu. Merakım iyice arttı. Araştırdım!..
Bilenlerin anlayışına sığınarak, edindiğim bilgileri resimleri ile birlikte paylaşmak istiyorum.
İzmir’imizin tarihi değerleri ile ünlü şirin ilçesi Bergama, iki bin yıldır aynı adı korumuş ender kentlerimizden biri. Bergama Krallığı’nın başkenti olan bu kent, kuruluşundan bugüne bilim ve kültür tarihi açısından pek çok olaya ev sahipliği yapmış.
Günümüzde Bergama’nın kültürel miras açısından hak ettiği ilgiyi gördüğünü söylemek oldukça zor. Bu nedenle Bergama Belediyesi’nin UNESCO’nun ‘Kültürel Miras’ listesinde yer alabilmek için sarf ettiği çabanın çok yerinde bir girişim olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Belediye Başkanı Sayın Mehmet Gönenç hedefine ulaşmak için yalnızca bürokratik girişimlerle yetinmemiş. Olanak bulduğu her alanda fiili çalışmaları da başlatmış. Tarihi Bergama Sinagogu bu örneklerden biri!
2008 yılında İsrail Büyükelçisi Gaby Levi’nin Bergama’yı ziyaretindeki teşvik ve destekle alevlenmiş Mehmet Gönenç’in sinagog ile ilgili düşünceleri. Önce Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden bu tarihi eseri korumak, restore etmek ve kültürel amaçlı faaliyetlerde kullanmak üzere sinagogun belediyeye tahsis edilmesini istemiş. Olumlu sonuçlanan bu girişiminden sonra rölöve projelerini hazırlatmış. Arkasından harabe halindeki sinagogun restorasyonu için gerekli finansmanı sağlamanın peşine düşmüş. Yüzüne kapanan onlarca kapıya rağmen yılmamış ve oldukça başarılı olmuş. En büyük desteği İzmir İl Özel İdaresi’nden almış.
Bergama Sinagogu, Bergama’nın merkezinde üçüncü derece arkeolojik sit sınırları içinde kalan Turabey Mahallesi’nde bulunuyor.
Bergama’da Yahudi cemaatinin varlığı 16. yüzyılın öncesine dayanıyor. Öyle ki 1570’lerde Bergama’daki Yahudi cemaati nüfusu İzmir’dekinden fazlaymış. (Tanaç, 2004, s.108). 19. yüzyılda Yahudi cemaati çay boyunda (sinagogun çevresinde) otururlarmış. 1896 yılı Aydın Salnamesi’ne göre 90 haneli Yahudi mahallesinin nüfusu 495’miş. 1884 yılına ait salnamede de Bergama’da bir sinagogun varlığından bahsedilmekte. (Eriş, 2003, s.137).
Sinagogun girişinde yapım tarihinden ve yaptırandan bahseden İbranice yazılı bir kitabe mevcut. Kitabede: “T-nrının yardımıyla… Yapı ustalarının küçümsediği taş, köşe taşı oldu. Bu inşaatta Efrayim Bengiat Beyefendi -T-nrı onu korusun- Babası -bilgeliği sonsuz iyiliğe olsun- Yitshak Bengiat’ın ruhunun cennette istirahati adına, senenin 14 Kislev akşamı haham efendilerin –T-nrı onları korusun- bir zahmet ruhu için okumaları ve Kipur günü akşamı Yabets Sinagogunda rahmet duası okumaları şartıyla 37 lira tahsis etmiştir. 5645 (1875) bereket ve iyilik yılı!...”
Sinagog, Yahudi Cemaati Bergama’yı 1950’li yıllarda terk edinceye kadar özgün ibadethane işlevini sürdürmüş. Sonraları arkasındaki Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı etkinlik salonu olarak değerlendirilmiş. Sonra da yapının daha fazla tahrip edilmemesi amacıyla giriş yolları duvar örülerek ulaşım engellenmiş. Yapının işlevini sürdürdüğü süreçte sinagoga doğu duvarına paralel, kuzey cephesinden başlayan, doğuda bahçe duvarıyla sınırlanmış doğal taş kaplı podyumdan geçilerek ulaşılmaktaydı. Kuzey cephesi kaldırımında da özgün doğal taş kaplama günümüze kadar ulaşmış.
Sinagoga doğu duvarı üzerindeki giriş kapısından, çapraz tonozla örtülmüş saçağın altından girilmekte. Zemini mermer kaplı sinagogun Teva’sı tam ortada konumlanmış; tavan ise eski fotoğraflardan görülebileceği gibi ahşap kaplıymış.
İç mekan duvarlarında, geç dönemde üstüne yapılan sıvanın dökülmesiyle görüldüğü kadarıyla kalemişi süslemeler mevcutmuş.
Giriş saçağı, dört taş sütun tarafından taşınmakta. Batıdaki sütunlar sinagogun doğu duvarı ile birleşik. Süslemeli kaide üzerine oturan taş sütunların her biri üzerinde iki metal kenet bulunmakta.
Teva, batı yönündeki merdivenle ulaşılan ahşap konstrüksiyonlu platform ve bu platformu örten çatıyla hemyüz süslemeli örtüden oluşmakta ve alçı kaplı dört ahşap dikme tarafından taşınmaktaymış.
Sinagogda dört tip pencere bulunmakta. Birincisi taş söveli kemerli, demir parmaklıkları olan alt kot pencereleri. Bu pencerelerin denizlikleri mermerdir ve günümüze ulaşan tek doğrama örneği ahşaptır. Üst kat pencereleri kuzey ve doğu cephelerinde taş söveli, basık kemerli açıklıklardır. Batı ve güney duvarlarındaki pencereler ise yine basık kemerli, beden duvarlarındaki kesme taşlarla sınırlandırılmış açıklıklardır. Aslında resimler daha fazla söze gerek bırakmıyor. Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ve ekibinin başarısı her türlü takdirin üzerinde.
Bergama Belediyesi’nin bu başarısının, İzmir Musevi Cemaati’nin vakıf statüsünü kazanmasından sonra İzmir sinagoglarında yapılması beklenen restorasyonlara mükemmel bir örnek oluşturduğuna inanıyorum.
Belediye Başkanı Sayın Mehmet Gönenç’in şahsında, tüm emeği geçenlere teşekkürler!..