ABD’de New Yorker gazetesinde yayınlanan ve David Makovsky tarafından kaleme alınan rapora göre, 2007 yılında İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye’nin El Kibar nükleer tesislerine yaptığı hava saldırısında tam 17 ton bomba kullanarak Suriye’nin tüm dünyadan sakladığı tesisleri haritadan silmişti.
Makovsky saldırıdan yıllar sonra hazırladığı rapor ile İsrail’in bu çok gizli operasyonunun detaylarına ışık tutuyor.
Rapora göre, Suriye bu tesisleri ABD’nin siyasi sorunlar yaşadığı Kuzey Kore’den aldığı Know How ile inşa ettirmiş, hatta bizzat Kuzey Kore’den gelen teknisyenler tesiste çalışmıştı.
Rapor, Kuzey Kore ile işbirliği yapılarak inşa edilen plütonyum esaslı nükleer reaktörünün İsrail tarafından gizli bir şekilde yok edilişine ışık tutuyor.
Operasyonun hedefi plütonyum ile çalışan nükleer tesislerin sırrı, Mossad ajanlarının Viyana’da oturan Suriye Atom Enerjisi Kurumu Müdürü İbrahim Otman’ın evinden çaldıkları resimler sonucu ortaya çıkmıştı.
Makovsky yazısında özellikle, İsraillilerin nükleer tesisleri gün ışığına çıkarmasının hemen ardından durumu zamanın ABD Başkanı George W. Bush’a rapor ettiklerini, fakat Bush yönetiminin hava saldırısını gereksiz bulduğuna dikkat çekiyor.
Bunun üzerine tesisleri kendi başına yok etmeye karar veren İsrail Hava Kuvvetleri, Suriye nükleer tesislerine ‘Önleyici’ bir hava saldırısı düzenlemeğe karar verir.
5 Eylül 2007’de zamanın Savunma Bakanı Ehud Olmert’ten aldıkları direkt bir emirle bugün bile nerden havalandıkları açıklanmayan iki F15 ve iki F 16 savaş uçağı önce Suriye’nin radar sistemini kör eden elektronik karıştırıcılarını çalıştırdılar, ardından Mossad ajanlarının tam yerini tespit ettiği tesislere 17 ton bombayı bıraktılar.
İsrail bugün bile yaptığı bu operasyonu inkar etmekte.
Amerikan basınına yakın kaynaklara göre, Makovsky’nin bu yazısı 2007 deki gerçeklere ışık tuttuğu kadar, bir anlamda İsraillilerin gördüğü gerçeği ABD yönetiminin iç politik hesaplardan dolayı görememesine dikkat çekmek için yazılmış.
Acaba Makovsky, eğer İsrail olmasaydı bugün on binlerce vatandaşını gözünü kırpmadan öldüren ve bir o kadarını da Türkiye’deki kamplara kaçmaya zorlayan Esad yönetiminin elinde nükleer silahlar olacaktı mı demek istiyor?