Michel Kichka ve ‘İkinci Kuşak, Babama Söylemediklerim’ Genç yaşta aramızdan ayrılan Moşe Kohen’in anısına dünyaca ünlü karikatürist Michel Kichka’nın katılımıyla bir anma gecesi düzenlendi. Gecede Kichka Türkçe’ye çevrilen ‘İkinci Kuşak - Babama Söyleyemediklerim’ kitabını imzaladı
20 Eylül Perşembe akşamı UOML Oditoryumu’nda, 16 Aralık 2010 tarihinde genç yaşta aramızdan ayrılan Moşe Kohen’in anısına dünyaca ünlü karikatürist Michel Kichka’nın katılımıyla bir anma gecesi düzenlendi. Gecede bir yandan Moşe’nin sevenleri ve ailesi onu anarken diğer yandan da sekiz ay evvel ilk adımı atılan ve Moşe’nin adını ölümsüzleştiren projenin gerçekleşmesinin tanıklığını yaşadılar.
Gece Barınyurt‘un sponsor olduğu bir kokteyl ile başladı. Cemaat Başkanı Sami Herman ve birçok kurum temsilcisinin hazır bulunduğu gecede Moşe Kohen’in çalışma arkadaşları ve sevenleri de ailesini yalnız bırakmadı. Oditoryuma geçildiğinde ise gecenin açılış konuşmasını yapmak üzere Kohen’in arkadaşı ve projenin üstlenicisi Melih Kohen kürsüye davet edildi. Melih Kohen proje fikrinin bundan sekiz ay evvel birinci sene Limmud’u için İsrail’den bir günlüğüne gelen eski EL-AL Müdürü ve eşinin Moşe’nin anısını yaşatmak adına kendilerine bir miktar para bırakması ile başladığını belirtti. Ardından Kohen, projenin başlangıcından Michel Kichka’nın mart ayında çıkan ‘Deuxieme Génération’ isimli çizgi romanının ilk Türkçe tercümesi sürecine kadar yaşadıkları safhaları ve teşekkürü borç bildikleri her şahsiyeti kürsüden okuyarak onurlandırdı. Teşekkür edilen isimler içinde Gözlem Yayıncılık adına Gila Erbeş ve kitabın seçimine Şalom Gazetesi’nde yazdığı makale ile fikir veren, kitabın tercümesini de yapan İzel Rozental bulunmaktaydı. Melih Kohen konuşmasının devamında kitabı Türkçe yayınlatma fikrinin Holokost’un maalesef inkâr edilir olduğu günümüzde bir yandan çizgi roman ile bu konuda ses duyurmak diğer yandan da Moşe’nin sevenlerini ortak bir amaç için bir araya getirmek olduğunu belirtti. Bu bağlamda sivil bir inisiyatifle başlatılan proje 50’den fazla hayırsever ve cemaatin tüm kurumlarından alınan destek ile düzenlenen gecede ilk meyvesini vermiş oldu. Melih Kohen’in projeyi gerçekleştirmede emeği geçen tüm şahıs ve kurumlara teşekküründen sonra Moşe’nin ağabeyi Yusuf Kohen söz almak üzere davet edildi.
Her zaman Neve Şalom’dan güler yüzü ve sıcaklığı ile tanıdığımız Yusuf Kohen o gece sözlerine Mevlana Celaleddin Rumi’den ölümü anlatan bir dörtlük ile başladı. Moşe’nin aramızdan ayrılışının ikinci yılında onun hayatta olmamasını halen kabullenemediğini belirtti. Konuşma esnasında Moşe’nin fotoğraflarından oluşan barkovizyon sunumu ise orada bulunanlara Moşe’yi hep beraber tekrardan hatırlama fırsatını verdi. Konuşmasının devamında Moşe ile ortak anılarını ve yaşamdan kesitlerini aktaran Yusuf Kohen, onun bu proje sayesinde etrafını aydınlatmaya devam edeceğini belirtti. Konuşmasının sonunda Yusuf Kohen “Bu konuşmayı sanırım sizin için değil, kendim için hazırladım,” diyerek bir anlamda kardeşinin gidişinden beri ilk defa duygularını paylaşmış oldu.
Anısının yad edilişinden sonra sıra ‘Michel Kichka’ ve kitabı ‘İkinci Kuşak-Babama Söyleyemediklerim’in tanıtımına gelmişti. İlk olarak sözü alan kitabın çevirmeni ve karikatürist Şalom yazarı İzel Rozental, Moşe için “Nur içinde yat güzel insan” derken salonda bulunan herkesten onu gülerkenki haliyle anmasını temenni etti. Konuşmasının devamında “Cartooning For Peace – Barış için Karikatürler” oluşumunun tanıtımını yapan Rozental, Kichka’dan ve kitabın oluşum sürecinden bahsetti. Michel Kichka sahneye çıktığında ise sempatik tavırları, akıl dolu esprileri ile bir nebze olsun salonun hüzün dolu havasını dağıtmayı başardı. Kitabının tanıtımından evvel kendi kişisel hikâyesini aktaran karikatürist, Cartooning For Peace oluşumunun 2006 yılında yaşanan karikatür krizinden sonra Birleşmiş Milletler ve Kofi Annan öncülüğünde karikatüristlerin birbiri ile tanışmaları ve birbirlerini anlamaları için yapılan bir girişim olduğundan bahsetti. Konuşmasının birçok yerinde Kichka salondakileri güldürürken aynı zamanda da yaşadıkları ile düşündürmeyi de başardı. Özellikle kendi iç hesaplaşması “Babam hayattayken bunu yapıp ona vermeliyim” düşüncesi ile yaşadığı ikilemi, kendi içine yaptığı yolculuğu tasviri oldukça ilgi çekiciydi. Aiesinde Yahudi kimliğini bir anlamda ‘Hitler’ ile öğrendiğini belirten Kichka, bir Holokost kurtulanının oğlu olmanın kendisine yaşattıklarının bu kitapta acı olayları kullanarak insanları gülümsetme becerisi ile sunulduğunu anlattı. Kichka kitabının yayınlanmasından sonra babasının bundan gurur duyduğunu ancak halen okuyup okumadığından da emin olmadığını belirtti. Bugüne kadar babası ile birlikte Auschwitz’e de hiç gitmediğinin altını çizen Kichka kendisinin artık duymak istediğinin “Bir babanın oğluna söylemedikleri” olduğunu belirtti. Konuşmasının sonlarına doğru dünyanın farklı yerlerinde farklı kültürlerin artık ikinci kuşakla helalleşmesi gerektiğini vurgulayan Kichka verdiği örnek ile farklı kültürlerin birbirini tanımasının önemini de hatırlatmış oldu. Bu bağlamda İkinci Dünya Savaşını yaşamış ve atom bombası gerçeği ile tanışmış bir kuşağın çocuklarının da kendi kitabı ile empati kurabileceğini konuklarla paylaştı. “Japonya’da Yahudi olmasa bile Tel-Aviv’de sushi var, neden birbirimizi tanımıyoruz o zaman? ”diyerek konukları yine güldürmeyi başaran Kichka karikatür ile önyargıların kırılabileceğinin de altını çizmiş oldu. Konuşmasının sonunda Kichka’ya “Türkiye Sinagogları” kitabı hediye edildi. Etkinliğin sonunda ise Michel Kichka muhteşem çizimleri ile yaklaşık iki saat süreyle aralıksız tüm konukların kitaplarını imzalayarak geceye gelen herkese unutulmaz bir anı bıraktı. Her konukla teker teker tanışan ve kimilerinin imza ile birlikte ufak bir karikatür portresini de kitabın imza bölümüne çizen Kichka, sıcak tavırları ve içtenliği ile konukların gönlünü fethetmeyi başardı. Gece sonunda konuklar Moşe adına açılan defterde duygularını da paylaştılar.
Duyarlı cemaat üyeleri ve hayırsever dindaşlar sayesinde aramızdan ansızın ayrılan gencecik bir değer Moşe’nin anısı cemaatimizin geleceğine aktarılacak bir projede hayat bulmuş oldu. O gece oditoryuma gelen, projeye destek veren her bireye ve her şeyden öncede Moşe’nin ailesi ve Moşe severlere teşekkürlerimizle…