Randevu İle gezilebilen sergi
Genç sanatçı Joana Kohen, ilk kişisel sergisi ‘Fauna’yı 4-14 Ekim tarihleri arasında ‘Un-known’da gerçekleştiriyor. Bir galeri değil, bir atölye olarak sanatçının mahremiyetinin dışa vurulduğu ve bu nedenle de özenle yaklaşılması gereken Un-Known, randevu ve davetiye ile gezilebiliyor.
Henüz gencecik bir sanatçı Joana Kohen. Gencecik ancak çok güçlü. Sanatına hâkim, bir o kadar da izleyicisine hâkim olma yolunda. Sanatında, üretimin sonucu kadar, sanatın gerçekleştiği süreci de izleyicisine yansıtacak denli samimi. Öte yandan sürecin oluştuğu mekânı özelinde tutacak ve özünü uygun insanlara açacak kadar da mahrem algılaması yüksek biri o. Aldığı moda-tekstil tasarımı ve sanat eğitiminin ardından genç yaşına rağmen uluslararası sanat dünyasında yer almış, son üç yıldır da İstanbul’da yaşayan bir sanatçı.
Joana Kohen, ilk kişisel sergisini geçtiğimiz 4 Ekim Perşembe günü ‘Un-known’ (bilinmeyen) adını verdiği kendi mekânında açtı. Un-Known bir galeri olmaktan çok sanatçının üniversite yıllarından beri hayal ettiği bağımsız bir atölye aslında. Bu atölyede amaç “içeride bulunan kişilerin birbirine fayda sağlaması, birlikte fikir geliştirmesi ve işbirliği halinde kendi akımlarını geliştirmesi üzerine” konumlanmış. “Yıl içinde en fazla üç sanatçının çalışmalarının gerçekleşmesi planlanan bu atölyede kişiler, gerektiği ve zamanı geldiğinde bir açılış yaparak samimiyet içinde bu mahrem bölgeye uygun gördükleri insanları toplayarak sergilerini yapacaklar”. Bir taraftan son derece samimi, aynı zamanda gizem dolu…
Aynı samimiyetin, aynı görüş ve yürek birliğinin yakalanabileceği, sınırlayıcı ve uzak görüntünün altında içten, doğal gerçek bir yaşam anını paylaşabilme güdüsü… Zaten bu yüzden mekânın adresi de kişiye özel davetiyeler dışında hiç bir yerde kayıtlı değil.
Mahrem bir mekân olan Un-known, serginin tanıtım kitapçığında “kendi yağında kavrulan isimsiz ve alışılmışın dışında bir yeri tarif eder” şeklinde tanımlanmakta. “Sanatçının ortaya çıkmamış dürtüleri, sesleri ve renkleriyle büyüyecek olan Un-known, yaratıcılıkla beslenecek ve ismine sadık kalacak, arama ve keşfetme alanı olarak sürekli kendi sınırlarını zorlayacaktır. Sanatçı nefes aldığı müddetçe üretecek ve yok edecektir; Un-known ise bu kavramların süreçlerine ev sahipliği yaparak onları teşhir edecektir. Bu sayede mekân bir yalnızlık alanına evirilebilir; geri çekilerek yeni üretimlere hayat verebilir. Sanatçının savaş alanı olacak bu yer ziyaret edildiğinde, güncel üretimler için bir tapınak da olabilir.”
Türkiye standartlarında bir ilk olmasına rağmen “bu mekân galerilere ve diğer kurumsallara karşı değil. Tam tersine Un-known’da sanatçı olan kişiler, istedikleri gibi, istedikleri galerilerle çalışabilirler. Burada bir kısıtlama ve sahiplenme söz konusu değil. Biz kendimizi daha çok ‘kardeş bir inisiyatif’ olarak görmekteyiz.”
Kardeşlik olgusu Joana Kohen’in, bu mekânın ilk sergisi olan ‘Fauna’ adını verdiği sergisinde de dikkati çekmekte. Esasen Fauna anlam olarak bir bölgede yaşayan hayvan türlerinin tamamının bir araya getirdiği bir topluluk olmasına rağmen sergide sanatçının kendi yarattığı dünyasını ifade etmekte. Joana burada, yaşam içinde kaybolma duygusuna neden olan kısır döngülerimizi, içinde bulunduğumuz mahpuslukların sonucunda aslında kendi faunalarımızı yarattığımızı vurgulamakta. Sanatçının yaşamına değen tüm insanların, gerçekte bir bütün oluşturmasına rağmen, farklılıkların ön plana çıkarıldığı çağımızda, ‘ötekileştirmenin, yabancılaştırmanın sorguladığı, kadın ve erkek vurgusunun en basit haliyle hem anne- baba, hem sevgili, hem arkadaş, hayatından her gün geçen insanlar’ı, kişisel faunasını samimiyetle dışa vurduğu bir ortam. “Ben/sen/o/onlar’ın bir bütünde ‘ben’i oluşturduğu bir otobiyografi olarak nitelenebilecek Fauna sergisi, malzeme olarak antika Ermeni kumaşları, eski Osmanlı kumaşları ve kürk-post kullandığım broderi (işleme)dikişler ve yağlı boya ile birkaç kâğıt işten oluşturduğum otuz civarında çalışmadan yapılan bir eleme sonucu açığa çıktı.”
Karşıt uçların her zaman birlikte var olduğunun bir kanıtı belki de Un-Known. Farklılıklarımız içindeki ortaklıkların, toplumun dışında hissetmenin, yabancılaştırmanın, ötekileştirilmenin karşıtında aslında ben/sen/o/onlar bütünün bir parçası olduğumuzu hatırlamaya yönelik bir davet belki de Fauna sergisi. Güçlü, yüksek sesli, izleyiciyi sarsarak, aslında kendi kültür ve inançlarımızla yarattığımız gizem duvarının ardındaki gerçeği, özü görmeye bir davet…
Bu daveti açık yüreklilikle kabul edip, ‘Fauna’nın bir parçası olmak ve sanatın kültürler üstü iletişim gücünü deneyimlemek üzere sergiyi gezmek için [email protected] adresinden iletişime geçmek gerek.