Siyasal filmleri ve özellikle İrlanda sorunu üzerine yapılan filmleri sevenlere ilaç gibi gelecek bir film var vizyonda.
90’lı yılların İrlandasında bir aile dramını anlatan film, terör ve şiddet konusunda yeni şeyler söyleme iddiasını taşımayan, ideolojik tuzaklara düşmeyen çarpıcı bir psikolojik gerilim. Devletin tavrı ve acımasızlık siyasetini otopsi masasına yatıran film, ömür boyu vicdani yükler taşımak zorunda kalan bir annenin şahsında, doğruluk ve seçimler temalar hakkında ilginç şeyler söylüyor.
SHADOW DANCER
Sen: Tom Bradby, Müzik: Dickon Hinchliffe, Oyuncular: Clive Owen, Andrea Riseborough, Gillian Anderson, Aidan Gillen, Domnhall Gleeson, Brid Brennan.
Bu haftaki yazımızı, prömiyerlerini Filmekimi’nde yaptıktan sonra sıcağı sıcağına vizyona giren iki kaliteli filme ayırıyoruz.
Siyasal filmleri ve özellikle İrlanda sorunu üzerine yapılan filmleri sevenlere ilaç gibi gelecek ‘Gölgede Dans/Shadow Dancer’.
Bu son derece alçakgönüllü film, 90’lı yılların İrlandasında geçen soğuk savaş günlerini anlatan senaryosunda, terör ve şiddet konusunda yeni bir şeyler söyleme iddiasını taşımıyor. ‘Michel Collins’, ‘Kanlı Pazar’ gibi başyapıtlar İRA direnişi üzerine söylenecek şeylerin tümünü dile getirmişlerdi. “Gölgede Dans” terörle mücadelede devletin tavrı ve acımasızlık siyasetini otopsi masasına yatırmakla yetiniyor. Bu arada ömür boyu vicdani yükleri taşımak zorunda kalan kadın kahramanının şahsında doğruluk, ihanet ve seçimler temaları hakkında çok önemli şeyler söylüyor.
2005’te ‘Kral / The King’ ile dikkati çeken, 2009’da ‘Teldeki Adam/Man on Wire’ ile En İyi Belgesel Oscar’ını kazanan yönetmen James Marsh, yalnız uzman bir belgesel ustası olmadığını, kurmacada da söyleyecek sözü olduğunu, bu mükemmel gerilim filminde gösteriyor.
Tom Bradby’nin kendi romanından uyarladığı zengin ve doyurucu senaryoyu, James Marsh, Alfred Hitchcock gerilimlerinin lezzetinde ustalıkla sinemaya uyarlıyor. İyi çizilmiş karakter tahlilleriyle, baştan sona ilgiyi ayakta tutan, alabildiğine yalın bir sinema diliyle, Marsh bizlere karakterlerinin duygularını ve seçimlerini başarıyla aktarıyor. Bir ailenin gergin dünyasını ve dramını yansıtan trajik bir açılış sekansıyla başlayan film, sokak çatışmalarıyla kaynayan Belfast kentinde, 10 yaşındaki Colette’in, bakkala yolladığı küçük erkek kardeşinin İngiliz askerleri tarafından katledilişiyle yaşadığı travmayı anlatıyor. Hayatı boyunca kendini suçlu hissettirecek bu olaydan sonra, Colette (Andrea Riseborough) İrlanda’nın bağımsızlığı için mücadele eden bir militan olur.
KENDİNİ FEDA ETME ÖYKÜSÜ
İki ağabeyi tarafından Londra’da bir tren istasyonuna bomba koyması için görevlendirilen Colette, kendisini gözaltında tutan İngiliz polis örgütü tarafından tutuklanır.
Kendisini sorgulayan İngiliz gizli servisinin ajanı Mac (Clive Owens) Colette’e “ya muhabirimiz olur bize İra’da olup biteni anlatırsın, ya da 25 yıl hapiste yatarsın” diye dayatır. Casus olarak kullanıldığında ailesine zarar vereceğinin farkında olan genç kadın (babasından hiç bahsedilmeyen) çocuğunun annesiz büyümemesi için teklifi çaresiz kabul eder.
“Elli Ölü Adam / Fifty Dead Men Walking” filminde Ben Kingsley ile Jim Sturgess’in canlandırdıkları polis-militan karakterlerin bağlantısı “Gölgede Dans”ta Clive Owen – Andrea Riseborough’un canlandırdığı karakterleri arasında kuruluyor. Ne var ki, teşkilatın lideri (Gilian Anderson) tarafından kullanıldığını anlayan Mac, kendisine güvenen ancak ihanete uğrayan Colette’e karşı vicdani hesaplaşmaların ağırlığı altında eziliyor. İra militanı bir ailenin trajik ve gergin dünyasına giren film, onların kabalıklar içindeki yalnızlıklarını yansıtırken, örgüt içi çelişkiler, aşk, tutku, ihanet gibi temaları ustalıkla işliyor.
“Gölgede Dans” enfes entrikası eşliğinde, siyaset dünyasında, doğruluk, dürüstlük ve ahlak gibi erdemlerin yeri olmadığı gerçeğinin altını çiziyor. Anne, kızı ve torunu arasındaki “kendini feda etme” konulu güçlü bir aile hikayesi anlatan ‘Gölgede Dans’, 90’lı yılları başarıyla yansıtan sanat yönetimiyle, nefis bir fon müziğiyle desteklenen hızlı ritmli anlatımıyla, Clive Owen ve Andrea Riseborough’nun usta işi oyunculuklarıyla, “İRA filmleri” zincirine güçlü bir halka olarak ekleniyor.