Tarihte haftanın olayı: Rabin Suikastı 04 Kasım 1995

Rabin 1 Mart 1922’de Kudüs’te doğdu. Bir yaşındayken ailesiyle birlikte Tel Aviv’e yerleşti. 1941 yılında, bağımsızlıktan sonra İsrail ordusunun belkemiğini oluşturacak Hagana kuvvetlerinin Palmach koluna katıldı. 1948’deki Arap-İsrail savaşı sırasında Palmach gazetesinde muhabirlik yapan Leah Schlossberg ile evlendi. Bu evlilikten Dalia ve Yuval adında iki çocuk dünyaya geldi.

Kavram
1 Kasım 2012 Perşembe

Ekim 1947’de Palmach’ın operasyonel kuvvetlerinin başına geçecek kadar yükseldi. 1964 yılında İsrail Genel Kurmay Başkanlığı görevine getirildi. 1967’deki 6 gün savaşında Rabin önderliğindeki İsrail ordusu büyük başarı elde etti. 1968’de ordudaki görevinin hemen ardından büyükelçi olarak ABD’ye gitti ve beş sene boyunca bu görevi sürdürdü. Nisan 1974’te İsrail’in efsanevi kadın Başbakanı Golda Meir’in istifasının ardından Şimon Peres’i yenerek İşçi Partisinin başına geçti.3 Haziran 1974’te de Başbakan oldu. İsrail Devletinin ilk sabra (İsrail doğumlu) başbakanı oldu. 1977’ye kadar Başbakanlık görevini sürdürdü. 1984-1990 yılları arasında çeşitli hükümetlerde Savunma Bakanı olarak görev yaptı. Bakanlığı sırasında Filistinlilerin 1. intifada ayaklanmaları meydana geldi. Rabin bu ayaklanmaları demir yumrukla bastırabileceğini düşündü ve göstericilere karşı güç kullanılmasına izin verdi. Fakat Ürdün’ün Batı Şeria üzerindeki haklarından vazgeçmesi ve ABD’nin FKÖ’nü Filistinlilerin yasal temsilcisi olarak tanıması, ayaklanmanın da bastırılamamasının ardından bunun yanlış bir politika olduğunu anladı. Şiddeti FKÖ ile görüşmelerle sonlandırmanın yollarının aradı. 1992’deki parti başkanlığı seçimlerinde Şimon Peres’i bir kez daha yenerek partinin başına geçti ve Başbakan oldu. 1993 yılında FKÖ ve Arafat ile kimilerinin büyük bir başarı, kimilerinin ise vatan hainliği olarak gördüğü Oslo görüşmelerini gerçekleştirdi ve görüşmeler neticesinde bazı ana konuların çözümlenmesi ertelense de iki devletli çözüm konusunda çok büyük ilerlemeler sağlandı.Beyaz Saray’da Arafat’la gerçekleştirdiği tarihi el sıkışması sırasında ders niteliğinde bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında “Siz Filistinlilere karşı savaşan bizler, bugün açık ve yüksek bir sesle haykırıyoruz ki, bu kadar kan ve gözyaşı yeter, yeter!” Bu sözlerle Rabin en büyük barış anlaşmalarının yine en büyük savaşçılar tarafında yapıldığını göstermiş oldu. 1994 yılında Şimon Peres ve Arafat’la birlikte Nobel Barış ödülüne layık görüldüler.

Oslo görüşmelerinden sonra İsrail halkı görüşmelerin lehine ve aleyhine olmak üzere büyük bir kutuplaşma yaşadı. Barış görüşmelerinin aleyhinde büyük gösteriler yapılırken, aynı büyüklükte gösterileri anlaşma yanlıları da gerçekleştirdi. Bu mitinglerden biri de 4 Kasım 1995 günü Tel Aviv’de İsrail’in Kralları meydanında gerçekleşti.  Miting sırasında Rabin coşkulu kalabalığa karşı bir konuşma yaptı ve arabasına binmek üzere yürümeye başladı. Tam bu sırada Yigal Amir adındaki aşırı dindar-milliyetçi kişi Rabin’e üç el ateş etti. Kurşunlardan ikisi Rabin’e biri ise Rabin’in korumasına isabet etti. Rabin kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayata veda etti. Suikastçı ise hemen orada yakalanarak yargılandı ve ömür boyu hapse mahkûm oldu. Vurulduğu meydanın adı ise Rabin Meydanı olarak değiştirildi.

Rabin’in cenazesi 6 Kasım günü gerçekleşti. Cenazesine 60’ı devlet başkanı olmak üzere yüzlerce dünya lideri katıldı. Katılanlar arasında ABD Başkanı Bill Clinton’ın yanısıra Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ve Ürdün Kralı Hüseyin de bulunmaktaydı. Barışın bu kadar uzak göründüğü bu günlerde Rabin’in yaptıkları ve yapmaya fırsat bulamadıkları daha iyi anlaşılmaktadır.

Hazırlayan: Metin Delevi   Derleyen: Sento Almaleh