BM Genel Kurulu oylamasıyla Filistin’in devlet statüsü kazanması sonrasında birçok diplomat ve devlet yetkilisi yorum yaptı. Sonuç tamamıyla herkesi memnun etmiş olmasa da çoğunluğun İsrail ve Filistin’e çağrısının bir ortak yönü vardı; o da ikili barış görüşmelerine geri dönülmesi oldu
İngiliz mandasındaki Filistin’in taksimi ile Yahudilerin kabul, Arapların reddettiği iki devletli çözüm planının BM’de kabul edilmesinden 65 yıl sonra, aynı kuruluş ezici çoğunlukla Filistin’e üye olmayan gözlemci devlet statüsünü verdi.
Dünya hükümetlerinin çoğunluğu Amerikalıların ve İsraillilerin uyarılarına aldırış etmeden 138’e karşı 9 oyla Filistin Devleti’ni tanıdı. Aralarında Avusturya, Fransa, İtalya, Norveç ve İspanya’nın bulunduğu 17 Avrupa ülkesi Filistin’in teklifini kabul etti. Filistin lideri Abbas, FÖY’e büyük miktar yardımda bulunan Avrupa’ya, etkili bir lobi yapmıştı. Çek Cumhuriyeti Avrupa’da teklife ret oyu veren tek ülke olarak; İsrail, ABD, Kanada, Panama ve Nauru, Palau, Micronesia gibi küçük Pasifik adalarına katıldı.
Filistin lideri Mahmud Abbas BM kararının ardından FÖY’ün artık ‘ işgal altında bir devlet’ olduğunu söyledi. Abbas, yeni Yahudi yerleşim yerleri inşasını kanunen yasaklayan uluslararası anlaşmalar dahilinde İsrail ile barış görüşmelerine dönmeye istekli olduğunu belirtti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “İsrailli vatandaşların güvenliği tam olarak garantilenmeden bir Filistin Devleti’nden söz edemeyiz. Statü arttırımı mevcut siyasi durumu değiştirmez çünkü egemenlik ve sınırların tanınması gibi konularda yasal bağlayıcılığı yoktur. Bize kaç kişinin ret oyu verdiği önemsizdir; yeryüzünde hiçbir güç beni, ülkemin güvenliğini tehlikeye atmaya veya İsrail halkıyla İsrail topraklarının binlerce yıllık bağının kopmasına müsaade etmeye zorlayamaz,” dedi.
ABD, BM’nin kararını kınayarak, ‘talihsiz ve yıkıcı’ buldu ABD’nin BM temsilcisi Suzan Rice ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton taraflara müzakerelere dönmeleri için çağrıda bulunarak anlaşmazlığın tek çözümünün iki taraflı görüşmeler olacağını söylediler.
BM oylamasında çekimser oy kullanarak İsrail’i hayal kırıklığına uğratan Almanya Başbakanı Angela Merkel ülkesinin İsrail’e olan desteğinin kesinlikle sürdüğünü vurguladı. Dışişleri Bakanı Westerwelle sonucun iki devletin en kısa sürede doğrudan barış görüşmelerine başlaması gerektirdiğini söyledi.
Rusya’nın BM temsilcisi Vitaly Churkin, Filistinlilerden barış görüşmelerine başlayacaklarının garantisini aldıktan sonra oylamada onlara evet diyerek destek verdiklerini açıkladı.
Hayır oyu veren tek AB üyesi Çek Cumhuriyeti Dışişleri’nden yapılan açıklamada, “İki devletli çözüme giden barış sürecine tehdit oluşturacak ya da engel olacak hiçbir tek yanlı adıma razı olmayız. Filistinlilerin devlet olmak için meşru özlemlerini bütünüyle destekliyoruz ve bunun doğrudan müzakereler yoluyla gerçekleştirilmesine katkı yapmaya hazırız” ifadesi kullanıldı.
Kanada Filistin ile ilişkisini gözden geçirecek
Kanada Dışişleri Bakanı John Baird İsrail, Batı Şeria ve BM’den üst düzey yetkililerini kararın sonuçlarını ve etkilerini tartışmak üzere ülkeye çağırdı. Baird, BM kararını barışa engel olarak nitelendirdi. FÖY baş müzakerecisi Saeb Erekat Kanada’nın ret oyu kullanması ve sarf ettiği bu sözlerle Ortadoğu barış sürecinde artık herhangi bir rol üstlenmesinin imkansız olduğunu söyledi.