1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan beri Golan Tepeleri İsrail toprağı. Burada yaşayanlar ise kendilerini Suriyeli kabul ediyor fakat bir yandan İsrail pasaportuna başvuruyorlar
İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda Suriye Ordusu’nun tanklarla ateş açması üzerine Golan Tepelerini ele geçirdi ve o zamandan beri bu toprakları kontrol ediyor. Bu bölgede yaşayan halk İsrail hâkimiyetini yıllardır reddetse de, Beşar Esad’ın 40.000 kişiyi katleden rejimi onları yeniden düşünmeye sevk etti.
Bölgedeki bir lokantanın sahibi olan Salah bir İsrail gazetesine, oradaki birçok kişinin İsrail vatandaşlığına geçtiğini ve birçok kişinin de avukatlar yardımı ile bu yönde bir süreci başlattığını anlattı, insanların Suriye’de ne olacağına dair endişeleri olduğunu ve kendileri için de demokrasi istediklerini söyledi.
İsrail İçişleri Bakanlığı da Golan Tepelerinde İsrail vatandaşlığı başvurularının arttığını doğruladı. Bölgedeki halk, İsrail ile Suriye’nin hâlâ teknik olarak savaş halinde oluşu nedeniyle, İsrail vatandaşlığına başvurularının vatan hainliği olarak algılanmasından endişe ediyor.
Tüm Golan ve kuzeyde Majdal Shams da dâhil olmak üzere, bölgedeki birçok İsrail askeri üssü ve gözcü kuleleri sayesinde, son şiddet olayları bu bölgedeki insanları etkilemedi.
Birleşmiş Milletler, İsrail’in bölgedeki hâkimiyetini onaylamıyor. Ancak İsrail, güvenliğini sağlamak amacı ile bölgeyi elinde tutma hakkını kullanıyor. 1981 yılından beri İsrail, Golan’ı ulusal sivil yönetime bağladı. Bölgedeki okul sistemi ve altyapı İsrail Hükümeti tarafından sağlanıyor. Burada yaşayanlar, zamanında Suriye ordusunda görev yapmış ve Suriye’ye sadık kalmışlar fakat Majdal Shams, Masada, Bukata ve Ein Kenya’da yaşayan 20.000 Dürzi, son zamanlarda Suriye ve Esad’ı desteklemeye devam etmekle ona muhalif güçleri desteklemek arasında kararsızlığa düşmeye başlamışlar. İsrail’de normal vatandaş statüsünde olan ve İsrail ordusunda görev yapan Dürziler bulunmakla beraber, Golan’daki Dürziler daimi oturma iznine sahip oldukları halde İsrail pasaportuna sahip değiller.