Faisal-Weizmann anlaşması, 3 Ocak 1919 günü 1919 Paris Konferansı kapsamında Hicaz Krallığı’nı temsilen Husein Bin Ali’nin oğlu Emir Faisal ile Dünya Siyonist Örgütü Başkanı Haim Weizmann arasında imzalandı
I. Dünya Savaşı’nın henüz bittiği ve kazanan ülkelerin yollarını belirlemeye çalıştığı Paris Konferansı’nın yapıldığı günlerdi. Bu konferansta Ortadoğu’nun haritası yeniden çizilmekteydi. Savaş sırasında İngiliz ve Fransız politikacılarının destek sağlamak adına herkese, her şeyi söz vermeleri üzerine, hiç kimsenin rahat etmediği bir zamandı. Bu koşullar altında, İngilizlerin sözleri üzerine Osmanlılara karşı ayaklanmış ve Hicaz bölgesinde kendilerinin kontrolünde bir Arap krallığı kurmak isteyen Haşimi ailesi ile Balfour deklarasyonuyla kendilerine Filistin topraklarında bir anayurt sözü verilen Siyonistler bir araya geldi.
İLK TOPLANTI
İkili arasındaki ilk toplantı Haziran 1918’de gerçekleşti. Toplantıdan önce Ortadoğu’yu şekillendiren İngiliz diplomat Mark Sykes Faisal’a bir mektup göndererek, Yahudileri sevmeseler bile bu ırkın küresel çapta bir güç olduğunu ve göz ardı edilemeyeceğini belirtti ve Faisal’ın bu toplumu güçlü bir müttefik olarak görmesi gerektiğini tavsiye etti. İlk görüşmenin ardından Weizmann, Filistin’e yapılacak toplu Yahudi göçleri için Faisal’ın desteğini alırken, Faisal da kurmaya çalıştığı Arap devleti için Weizmann’ın desteğini aldı.
1918 senesinin sonlarına doğru tekrar görüşen ikili, 3 Ocak 1919’da da birbirlerini destekleyen anlaşmayı imzaladılar. Faisal anlaşmadan iki hafta önce yaptığı açıklamada iki semitik halk olan Arap ve Yahudilerin birbirlerini anladığını ve geçmişteki sorunların karşılıklı iyiniyet kapsamında bu anlaşmayla artık geride kalacağını belirtti.
Anlaşmaya göre;
• Her iki taraf da birbirlerine iyi niyet kapsamında davranacaklar; Araplar Yahudi göçünü destelerken, Yahudiler de Müslümanların kutsal mekanlarının kontrolünü Araplara bırakacak ve Filistin’de yaşayan Arap köylülerin ve çiftçilerin haklarını koruyacaklardır.
• Siyonist hareket, Filistin’deki Arapları destekleyecek, gelecekte kurulacak Arap devletinin doğal kaynaklarını kullanması ve ekonomisini geliştirmesi konusunda Araplara yardım edecektir.
• Her iki taraf da Filistin’de bir Yahudi yurdu kurulmasını öngören Balfour Deklarasyonu’nu tanıyacak ve hayata geçirilmesi için destek verecektir.
• Diğer anlaşmazlıklar İngiliz hükümetinin arabuluculuğunda çözülecektir.
Maalesef, İngiliz ve Fransızların Paris Konferansı’nda sözlerinde durmamaları, Ortadoğu’yu sömürgelikler aracılığıyla yönetme kararı almaları ve Faisal’ın dahil olduğu Haşimi ailesinin Halifeliklerini ilan ettikten sonra Suud ailesiyle giriştikleri savaşı kaybederek Hicaz’ı terk etmeleri sonucu yapılan anlaşma çok kısa ömürlü oldu.
Yenilgiden sonra Haşimi ailesi İngilizlere sığındı. İngilizler daha sonra Faisal’ı Irak Kralı ve kardeşi Abdullah’ı ise Ürdün Kralı ilan etti. Böylece bir değil iki Haşimi krallığı kurulmuş oldu. Irak’taki Haşimi yönetimi ancak iki nesil, o da İngilizlerin desteği ve zaman zaman müdahalesiyle devam edebildi. 1958’deki askeri darbeyle yıkıldı. Ürdün’deki Haşimi iktidarı ise ayakta kalmayı başardı ve günümüze kadar devam etti. Şu anda Ürdün’ün başında bulunan Kral Abdullah, Kendini halife ilan ettiği için Suudiler tarafından devrilen Galatasaray Lisesi mezunu Hicaz Kralı Ali’nin ve Weizmann’la anlaşma imzaladıktan sonra Irak kralı olan Faisal’ın kardeşi olan Ürdün Kralı Abdullah’ın torununun oğludur.
Delevi- Almaleh