Simya Galeri’de ilksel sanatın güncel sanata söyleyecekleri var…

Simya Galeri, 21 Aralık 2012’de ev sahipliği yapmaya başladığı ‘Maske; ilksel mi güncel mi’ adlı sergiyi 21 Mart’a kadar ağırlamaya devam edecek

Tamara PUR Sanat
3 Ocak 2013 Perşembe

Çoğu zaman kimliğimizi saklamak, kimi zamanda çılgınlıklarımızı yaşamak için kullandığımız maskeler bizi gerçek doğamızdan uzaklaştırıyor mu? Kendimizi tanımlayabilmemiz için hep başka bir ‘yüz’e mi ihtiyacımız var?

Peki, maskelerimizin altındaki ‘yüzlerden’ hangisi bize ait? Polonyalı roman ve oyun yazarı Witold Marian Gombrowicz “İnsan ebedi ve ezeli oyuncudur çünkü yapaylığı doğuştandır. Ondan istenecek şey, durumundaki yapaylığın bilincine varması ve bunu itiraf etmesidir” der.

Oysa ilksel kabilelerde durum hiç bu kadar karmaşık değildi. Maskeler doğaüstü varlıklarla ilişki kurmanın bir yolu olarak kullanılıyordu. Şamanlar hastalıkları iyi etmek ve kötü ruhları uzaklaştırmak için törenlerde maskelerden faydalanırlardı.

Böylesine ilginç bir konunun mimarı Sabrina Fresko ile Simya Galeri’de maske, takılabilir heykel ve heykellerin gizledikleri, hatırlattıkları ve günümüze aktardıklarına dair mümkün olduğunca maskesiz keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sergiyi de ayrıca mutlaka gezmenizi öneririz.

 

Maske çalışması fikri nasıl doğdu?

Londra’da Afrika fillerini korumak için ‘Elephant Parade’ adlı bir çalışma yaptılar. Şehrin birçok yerine fil heykelleri yerleştirdiler. Ben de bunların daha küçüğünü takılabilir uğur filleri olarak tasarlamayı düşündüm. Fil figürü böyle oluştu. Afrika, filler ve çöl dokuları derken doğal olarak maske çalışmaları gündeme geldi.

Maske heykellerim ilksel formların çağdaş yorumları sayılabilir. Bu sergide gerçekten göstermek istediğim, ilk çağlardan bugüne devam eden heykel formlarının kendi içinde bir kapanma yaşadığı ve çok ilksel formların çağdaş anlayışla yorumlanabileceğiydi. Maske konusu, “ilksel mi, çağdaş mı?” soruma tam uyum sağladı ve çok keyifli bir çalışma yaptım, öyle ki konuyu hala içimde tüketemediğimi, bir süre daha bu konuda çalışmaya devam edeceğimi düşünüyorum.

 

Afrika sanatı bugünün sanatçılarında nasıl etkiler doğuruyor?

Picasso ve çağdaşları Afrika heykellerinden çok etkilendi ve Kübizm akımını başlattı.

İlksel heykellerde büyük bir yalınlık ve içtenlik var. Çağdaş sanat bu yöne evrilebilir mi?

Maske heykellerimde konu kadar malzemenin de bir sözü olsun istedim ve 40x50 cm boyutlarında çalıştığım heykelleri ahşaptan ve renkli, şeffaf epoksiden çalıştım.

Bu sergide beni en çok heyecanlandıran, ‘Takılabilir Heykeller’ olarak başladığım ve takılardan oluşan çalışmalarımın büyük heykeller olarak da sergide yer alması. Bu fikir Amerika’da bir küratörün isteği üzerine gelişti. Heykel büyüdükçe duruşu ve sözü kuvvetleniyor.

 

Çağdaş sanatta insanın bedeni üzerinden sanat eseri gerçekleştirmesi, edebiyatta ya da plastik sanatlarda işlenen bir konu değil mi?

Felsefeci Eric Emmanuel Schmitt bunu, ‘Lorsque j’etais une oevre d’art’ (Ben bir sanat eseriyken) adlı, canlı bir insanı heykelleştirmenin etik sorunları üzerine kurguladığı bir romanda belirtti.

Çağdaş sanatta estetik ameliyatlar ile vücuduna müdahale eden Fransız sanatçı Orlan, kendi yüzünde ve vücudunda estetik ameliyatlar yaparak (carnal-art) ‘toplumda yüzün ve vücudun statüsünü’ sorguluyor.  Bunu televizyonda yayınlıyor, çekimlerde kullanıyor. Nereye gidiyor maske? İnsan nereye kadar yüzünü saklamaya çalışıyor?

İnsan olma durumu bir taklit durumudur. İnsan gün boyunca insan olmanın rolünü üstlenir. Yaşam da bir tiyatrodur. İnsanın özüne inip maskesiz olması Buda’nın Nirvana’ya erişmesi gibi bir şey. Ancak insan maskeleriyle rolünü tanıyarak yaşarsa, onları yönlendirirse daha bilinçli bir hayat sürdürebilir belki.

 

Atölye çalışmalarına katılanlarla bu proje sürecini nasıl yaşadınız?

Simya Galeri olarak, takı ve heykel atölye çalışmalarında bir buçuk senedir ‘Filler ve Maskeler’ konusunu çalışıyoruz. Aslı Güvenal, 14 yaşında atölye çalışmalarına başladı ve 18 yaşına kadar devam etti. Geçen sene Parsons’a kabul edildi. Ester Asa, Şebnem Arslan,  Aslı Ünsal, Wendy Serter sergiye Simya Atölyesi’nde gerçekleştirdikleri çalışmalarla katıldılar sergiye. Maske konusu günlük hayatımızın doğal bir parçası haline geldi; inanıyorum ki, her sergi konuyla böylesine bir beraberlik ve merak gerektiriyor.

 

Hangi kaynaklardan besleniyorlar?

Seda Yavuz sanat tarihi hocamız maske üzerine bir seminer gerçekleştirdi. Maskenin eski çağlardan itibaren değişik fonksiyonlarını, dini kullanışını, sanat tarihinden örneklerle gösterdi. Maskenin tiyatroda kullanımı ve çağdaş sanatta nasıl yorumlandığı seminerin konusu oldu. Daha sonra maske üzerine değişik sanatçıların yapıtlarını izledik. Maskeler konusunda Paris’te Musée du Quai Branly, İlksel Sanat, Afrika ve Güney Amerika sanatı üzerine devamlı koleksiyonu ve sergisi olan bir müzedir; web sitesinden geniş maske koleksiyonu görsellerine ulaşmak mümkün oldu.

Bizim sergimizde göreceğiniz heykel ve takılabilir heykeller, bu araştırdığımız ilksel heykellere benzememekle birlikte çağdaş bir yorumu, tarihin süzgecinden geçmiş yepyeni bir form anlayışı sayılabilir.

 

Bu heykelleri yapabilmek için belirli bir eğitim veya el yatkınlığı gerekiyor mu?

 Heykel, resim insanların içgüdüsel ve doğal olarak yapabilecekleri şeyler. Simya Galeri atölye çalışmalarına katılan ve sergide çalışmalarını sergileyen herkesi çabaları ve gösterdikleri sabır konusunda tebrik etmek istiyorum. Onlara çalışmalara başladıkları ilk günden itibaren, kıymetli metaller, taşlarla çalıştığımızı ve gerçekleştireceğimiz, metale dökeceğimiz her şeyin kusursuz olması gerektiğini söylüyorum. Bunun için ilk çalışmalarında çokça destek oluyorum, sonra doğru yolda ilerlemeleri daha kolay oluyor. Bir de bakıyorlar ki, yüzmeyi öğrenmişler, takılar ve heykeller onlarla konuşmaya, istek belirtmeye başlamışlar.

Şu anda seni başka ne heyecanlandırıyor?

Assos’ta Simya Galeri anlayışında bir sanat merkezi tasarladım. Assos Simya’da uluslararası heykel çalışmaları gerçekleştireceğim.

Simya Galeri’de süregiden Caz, Felsefe, Edebiyat, Sanat Tarihi, Klasik Müzik seminerlerini bir haftalık sürelerle orada gerçekleştireceğiz. Assos’un tarihini unutmadan oraya uygun konuları işleyeceğiz, mesela edebiyatta ‘ İlyada’ okuyup tartışacak, felsefede ‘Aristo’ konuşacağız.

2013 yılı itibariyle Simya Galeri’de yeni başlayan seminerler var. Emre Zeytinoğlu, ‘Sanat Felsefe’si seminerini gerçekleştiriyor. Sanat akımlarını yazılan eleştiri ve görsellerle anlatıyor.

Arkeolog Nezih Başgele, ‘İstanbul’ konusunu anlatıyor, İstanbul’un arkeolojik sitlerini gezdiriyor. Caz seminerleri, Seda Binbaşgil ile yedi senedir devam ediyor. Sanatçı Baki Duyarlar sanatçı gözüyle ‘Caz nasıl oluyor’u anlatıyor. Ayrıca vurgulamam gerekir ki, Simya Galeri olarak her biri konusunda uzman bu değerli isimlerle çalıştığımız için çok şanslıyız.