12 Ocak 1903: Zamanının en büyük yıldızlarından biri olan ve Elvis Prestley ile birlikte 20. yy.ın en büyük sahne sanatçılarından biri kabul edilen Sihirbaz Harry Houdini Amsterdam Rembrandt Theater’daki ilk gösterisine çıktı.
Asıl adı Eric Weisz olan Harry Houdini, 24 Mart 1874’te Budapeşte’de dünyaya geldi. Babası haham olan Houdini’nin biri üvey 7 kardeşi vardı. Weisz ailesi 3 Temmuz 1878’de ABD’ye göç ettiğinde Eric daha 4 yaşındaydı. Aile ilk önce Appleton. Wisconsin’e yerleşti. Babası Haham Mayer Samuel Weisz burada 1887 yılına kadar bir sinagogda görev yaptı fakat 1887’de işini kaybedince New York’a taşındı.
Harlem’de yaşamaya başlayan Eric, 9 yaşında itibaren sahne sanatları ve atletizmle ilgilendi. 9 yaşında Eric artık bir cross-country koşu şampiyonu ve trapez sanatçısıydı. Eric sihirbazlık kariyerine 1891 yılında sirklerde çalışarak başladı. Sahne ismi olarak da Houdini ismini seçti. Ünlü Fransız sihirbaz Jean Eugene Robert-Houdin’in büyük hayranı olan Weisz, “Houdin’e benzer” anlamına gelen Houdini ismini kendine uygun buldu ve kullanmaya başladı. Kariyerine el çabukluğuyla kart oyunları yaparak başlayan Houdini,1893 yılında kardeşi Dash ile birlikte Houdini kardeşler adıyla New York-Coney adasında gösteriler yapmaya başladılar. Dash’ın yerini daha sonra 1894’te hayatını birleştirdiği ve ömrü boyunca sahnede de yardımcısı olacak olan Beatrice “Bess” Rahner aldı. Houdini’nin kariyerindeki büyük çıkışı 1899 yılında menajer Martin Beck ile tanışmasıyla gerçekleşti. Houdini’nin kelepçe numarasından çok etkilenen Beck, ona zincir, kelepçe ve kaçış numaralarında yoğunlaşmasını tavsiye etti. Birkaç ay içerisinde Houdini ülke çapındaki büyük sahnelerde gösteri yapmaya başladı. 1900 yılında Beck, Houdini’ye bir Avrupa turnesi ayarladı. Başarısız başlayan turnenin kaderi, Houdini’nin Alhambra tiyatrosu müdürü Dundas Slater’la tanışması ve onu etkilemesiyle değişti. Houdini Avrupa turnesi kapsamında, İngiltere, İskoçya, Hollanda , Almanya Fransa ve Rusya’da gösteriler yaptı. Her gittiği şehirde yerel polis kuvvetlerine meydan okudu ve onu kelepçeleyip hücreye atmalarını istedi. Başarılı kaçış gösterileri ona büyük çapta ün kazandırdı ve “kelepçelerin kralı” olarak anılmaya başlandı.
Bu tarihten sonra döneminin en çok kazanan sanatçısı olan Houdini,1907’den 1910’lara kadar gösterilerini gitgide geliştirdi. 1912’de ise en ünlü gösterisi olan Çin Su İşkencesi Hücresini kamuoyuna tanıttı. Gösteride baş aşağıya zincirlene ve kelepçelenen Houdini bir su tankına sokulur ve oradan nefesini tutabildiği süre içerisinde kurtulması beklenir. Bu gösteride Houdini’den nefesini üç dakika kadar tutması bekleniyordu. Houdini bu gösteriyi başarıyla hayatının sonuna kadar sürdürdü.
Bir ara filmlerde de oynayan Houdini, 1917’den ölümüne kadar Amerikan Sihirbazlar Derneğinin başkanı oldu ve bu derneğin gelişmesine büyük katkı yaptı. Küçük lokal derneklerin birleştirilerek ulusal çapta büyük bir çatı altında birleşmelerini ve güçlenmelerini sağladı. 1923 yılında ABD’nin en eski sihirbazlık şirketi olan Martinka & Co.’nun başkanı oldu ve ölene kadar bu görevi sürdürdü. Bu şirket bugün halen daha faaliyetlerini sürdürmektedir.
Houdini 24 Ekim 1926’da 40 derece ateşle çıktığı son gösterisinde bilicini kaybetti. Kaldırıldığı hastanede apandisitinin iltihaplanıp patladığı bildirildi. 7 günlük bir mücadelenin ardından 31 Ekim 1926’da 52 yaşında hayata veda etti.4 Kasımda, New York’ta gerçekleşen cenazesine 2000 kişi katıldı.
DELEVİ - ALMALEH