2013’le beraber sağlıklı ve bilinçli bir yaşama ne dersiniz?

Sağlıklı yaşam koçu Aylin Filiba, evinize geliyor. Mutfağınızı elden geçiriyor. İşe sebze, meyve sıkma makinesi alarak başlıyor. Evinizdeki ekmeği, şekeri göz önünden uzaklaştırıyor.

Yaşam
30 Ocak 2013 Çarşamba

Sidni KOHEN


Günlük alışveriş listenizi yapıyor. Sizin için meyve, sebze alışverişine bile çıkıyor. Sizi yogaya, meditasyona yönlendiriyor. Ne zaman sebze suyu detoksuna girmelisiniz, ondan önceki dönemlerde ne yapmalısınız, sağlıklı bir yaşam için düşünce yapınızı nasıl değiştirmelisiniz?  Hepsinin cevabını sunuyor, tabi cevaplar kişiye özel... 

Aylin’in genel tavsiyeleri de var. Bilinçli ve sağlıklı yaşamak

isteyenlere duyurulur!

 

• Doğal ve sağlıklı yaşam üzerine aldığın eğitimden bahsedebilir misin?

Son beş yılım,  özellikle Los Angeles’ta geçirdiğim zamanlar, sağlıklı yaşam üzerine araştırmalar yaparak ve workshoplara katılarak geçti. En son aşamada ise bu işte daha ciddi adımlar atmam gerektiğini fark ettim ve  ‘Sağlık Eğitmenliği’ üzerine bir sertifika eğitimi aldım. Katıldığım programın kurucusu zamanında annesinin kanser olduğunu öğreniyor ve annesini çimen ve havuç suyu gibi içeceklerle iyileştiriyor. Zaman ilerledikçe bunu kendi için de uygulamaya ve etrafındakilere de tavsiye etmeye başlıyor. Herkesin bu şekilde iyileştiğini görüyor ve kendisine bir okul açıyor. Bu okuldaki en büyük iyileştirme besini ‘buğday çimi’. Kanserden kurtulmak için bu besinin olmazsa olmaz olduğunu, suyunun her gün dört bardak içilmesi gerektiğini söylüyor.

Ben bu programa öğrenci olarak katıldım ancak orada hasta olan insanlarla beraber yaşıyorsunuz. Mesela pankreas kanserinden ölmek üzere olan, son kurtuluş için oraya gelmiş bir hastayla tanıştım. Bu tarz insanlarla vakit geçirirken onlardan hiçbir farkınız olmadığını görüyorsunuz. Hayata dair çok şey anlıyorsunuz. Tedavi olmak sadece yemek düzenini değiştirmekle bitmiyor. Herkes kalbini açmayı, sevgi dolu olmayı öğreniyor. Bunun için, psikolojik dersler de veriliyor. Geldiği ilk gün kimseye selam vermeyen bir insan on beş gün sonra yeni tanıştığı birine sarılabiliyor. Bu da çok büyük bir değişim. Çok sağlıklı beslendiği için de kafasındaki bir sürü engel yerinden kalkıyor. Fastfoodla beslenen bir insanın net bir düşünce yapısına sahip olmadığını düşünüyorum. Olamaz. Ben bunu kendimde deneyimledim. Haftalarca detox yaptım. Gerçekten bir buluttan çıktığımı gördüm. Gözlerim daha mı iyi görüyor diye kendime sorduğum oldu. 

• Hasta olmamak için alabileceğimiz önlemlerden başlayalım. Bizlere önerilerin neler?

Vücudumuza detoks yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Doğduğumuz günden bu yana vücudumuzu çok yorduk bile. Yemek yemek, sindirim sisteminin her gün çalışması organların yorulmasına yol açıyor. Haftada bir kere, senede on beş gün  veya sezonda bir hafta boyunca detoks yapmamız gerekiyor. Yapılabilecek en iyi detoksun sebze suyu detoksu olduğuna inanıyorum. Yani bir hafta boyunca yemeği kesip, vücudu sadece besin değerleri yüksek, antioksidanları, vitaminleri ve mineralleri olan sebzelerin suyu ile beslemek gerektiğini düşünüyorum. ‘Ben yapamam’ denmesini kabul etmiyorum. Herkes yapabilir. İlk deneyimimin beşinci gününde Allah’a şükrettiğimi hatırlıyorum. Şükür kelimesini hayatımda ilk defa o hafta kullanmıştım. Bu herkesin yaşaması gereken bir şey. Doğduğun günden öldüğün güne kadar her gün yemek yiyoruz. Bunu yapmak için haftanın bir gününü kendimize ayırabiliriz. Kendinizdeki, sağlığınızdaki değişimleri fark edeceksiniz. İnanılmaz bir enerji kazandığınızı göreceksiniz.

• Sebze suyunun içine neler koymalıyız?

İlk başta meyve destekli yapmanızı öğrenirim. Mesela yeşil elma, havuç ve pancar karışımı. Şeker probleminiz yoksa çeşidi arttırabilirsiniz ama çok şekerli de olmamalı. Sonralarda yeşil yapraklı sebzeler, salatalık ve limon ekleyin. Mümkün olduğunca az meyve ve az tatlı sebzeler olmalı. Roka, maydanoz, dere otu, ıspanak.  Bu sebzelerin suyunu sıkmanızı öneririm. Tat vermesi için de içine yarım yeşil elma atın.  Tiroit problemi olanlara, sigara içenlere bu detoksu tavsiye etmiyorum. Bir anda uç bir noktada arınma başlıyor ve öksürme krizlerinden uyuyamayan kişiler olabiliyor. Böyle durumlarda sebze suyu detoksu, bilen bir kişi gözetiminde uygulanabilir. Evinizde, tek başınıza uygulayacaksanız,  2 öğün sebze suyu, bir öğün salata şeklinde uygulamanızı öneririm.

Bu değişime başlamadan önceki haftayı hazırlık haftası olarak ayırın. O hafta, şeker, un, kahve ve peynirden uzak durun, o haftalık vejetaryen olun, sigara kesinlikle kullanmayın..

Sebze suyu orucunu gerçekleştirdiğiniz hafta ise vücudu dinlendirmek lazım. Doğal bir ortamda yapılmasını tavsiye ederim. Deniz, toprak, orman.. Vücut yorulmamalı. Meditasyon, hafif yoga, ve çok kısa yürüyüşler yapılmasını tavsiye ederim.

• Böyle bir deneyimden sonra neler hissedeceğiz?

Yemek yemenin hayatın ne kadar büyük bir bölümünü kapsadığını göreceksiniz. Bu bağımlılığınızdan kurtulunca gerçekten kendi bağımlılıklarınızdan da kurtulabiliyorsunuz ve oldukça rahatlatıcı bir his. Sadece yemek düzenini değiştirmekle ilgili  bir şey değil. Duygusal değişimlere de yol açıyor.

• Psikolojik boyuta biraz daha değinirsek...

Hasta olan herkesin kendisiyle yüzleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet belki ilaç tedavisiyle, kendinle yüzleşmeden de iyileşebilirsiniz ama vücut yorulmuş olur ve ileriki yıllarında bu, size iyi geri dönmez. Evrensel boyutta, hayatta başına bir şey geliyorsa bunun bir sebebi olduğunu ve çözmemiz için başımıza geldiğini düşünüyorum. Benim de başımdan geçen bir hikayedir bu. Ben hastalandığım için Allah’a teşekkür ettim. O zaman iyileşmeye başladığımı fark ettim. Bunu pozitif bir şekilde görebilen bir insan için her şey daha kolay oluyor. Karşı gelmekten, kabullenmemekten hasta oluyoruz. Karşımıza çıkan şeyleri olduğu gibi kabul etmeliyiz.

• Bir hastalıkla boğuşmayan ama hayatı da farkındalıkla yaşamayan insanlara ne öneriyorsun?

Onlara en başta yogayı öneriyorum. Yoga kalbini yumuşatan, bakış açını açan, değiştiren, kapalılığı yok eden, kendini başka bir yönden görebilmeni sağlayan bir spor türü. Yoga çok uzak geliyorsa,  doğalarına dönmelerini öneriyorum. Kendi benliklerini tanımaları için ne yapmaları gerekiyorsa onu yapmalarını öneriyorum. Şehir hayatı, alkol ve sigaradan bir süreliğine uzak durmayı deneyebilirler.

Kendimize iyi davranmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım. Sonrasında, hayat da ona göre yönlenmeye başlıyor. Bazı şeylerden vazgeçiyorsunuz. Kola yerine soda, tatlı yerine kuru meyve, meyve suyu yerine sebze suyu gibi.

Uyanmak için hasta olmaya gerek yoktur. ‘Bana bir şey olmaz’ mantalitesinde yaşanmamalı. Kaliteli bir hayat istiyorsanız, doktora gitmek istemiyorsanız, ileriyi düşünerek yaşayın. Bir de ben yaşlanınca hastalanacağım diye bir bilinç oluşmuş. Bu çok üzücü. Bizler 100 yaşına kadar yaşayabilecek mekanizmalarız. Böyle yaratılmışız. Bugün radyasyonun, hava kirliliğinin artışıyla, şehrin kalabalıklaşmasıyla eskiye nazaran kendimize on kat daha iyi bakmalıyız. Bununla savaşmak için bağışıklık sistemimizin güçlü olması lazım.

SEN BUGÜNLERE NASIL GELDİN; BAŞKALARINA SAĞLIKLI YAŞAM KONUSUNDA YOL GÖSTERECEK BİLİNCE NASIL ULAŞTIN?

Kendimi sevmeyi öğrendim, ne için yaşadığımı keşfettim. Bu maceramın sonunda bugünlere geldim. İnsanlara sağlıklı yaşam konusunda öncülük yaparak yaşamanın benim için ne olduğunu gördüm. Bir kişiyle bunu yaşadıktan sonra hayatımda en çok bundan haz aldığımı fark ettim.

 

 

AYLİN’DEN SAĞLIKLI

BİR YAŞAM İÇİN

PRATİK FİKİRLER...

1  Hayatınızı fazla değiştiremiyorsanız, salatalık suyu ve bir kaç damla limon damlatılmış su için.

2  Gün batımından sonra hiçbir şey yememeye özen gösterin.

3 Bitki çayları için

4 Bir hafta hiç bir hayvansal ürün ve şeker yemeyin. 

5 Himalaya tuzu, deniz tuzu veya kaya tuzu kullanın. Masa tuzundan uzak durun.

6   D vitamini bir tek güneşten alınabiliyor. Her gün 20 dakika güneşe çıkın. Güneşin en dik olduğu saatlerde değil tabi.

7  Kan şekeri dengesi çok önemli. Ekmek demek şeker demek. Ekmeği azaltın ve  son noktada hayatınızdan çıkarın. Kan şekerini dengeleyerek ruh halini dengeleyebilirsin. Ekmek ve şekerden uzak durarak bu noktaya ulaşabilirsiniz.

8 Aldığınız ürünlerin içindekiler kısmına bakın. Nişasta veya mısır ürünüyle yapılmış ve içerisinde şeker olan besinlerden uzak durun.

[email protected]