Brooklyn Koleji’nde düzenlenen boykot paneline İsrail yanlısı ve karşıtı yüzlerce kişi katıldı
New York’ta Brooklyn Koleji’nde düzenlenen BDS (Boycott, Divestment, Sanctions - Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi, Yaptırım) paneline hem katılımcılar hem de protestocular ilgi gösterdi. Yaklaşık 300 kişilik katılımcı grubu, BDS hareketinin İsrail’e karşı uygulanmasını savunduğu boykot ve yaptırımlar konusundaki tartışma ve konuşmaları dinlemek için bir araya geldi. Panelin düzenlenmesini protesto eden yaklaşık 150 kişilik bir grup da soğuk havaya rağmen okulun yerleşkesinin önünde toplandı.
Okulun siyaset bilimler fakültesi tarafından organize edilen panel, son dönemlerde birçok kesimin katıldığı polemiğin gündemini oluşturdu. ABD’nin seçimle göreve gelmiş bazı Yahudi politikacıları paneli sert bir şekilde kınayarak ödenek kesilmesi tehdidinde bulundular. New York Şehir Konseyi üyeleri Lew Fidler ve David Greenfield gönderdikleri bir mektupla okulun kamusal ödeneklerinin kesilebileceğini belirtti. Ocak ayının sonunda ise Yahudi Demokratlardan oluşan bir grup paneli düzenleyen fakülteye bir mektup göndererek organizasyondan vazgeçmesini istemişti.
New York Belediye Başkanı Micheal Bloomberg ise panelin düzenlenmesine karşı çıkanları eleştirerek, “İsrail’e boykot ve yaptırımı savunan hareketin görüşlerine kesinlikle karşı olsam da hiç kimse bir üniversitenin akademik bir panel düzenlemesini engelleyemez,” dedi. Başkan Bloomberg, “Tartışma konularını hükümetin belirlediği bir üniversite istiyorsanız, önerim Kuzey Kore’ye gitmeniz,” şeklinde bir yorum yaptı.
6 Şubat’ta gerçekleşen panelin yöneticisi, UC Berkeley Üniversitesi Felsefe Profesörü Judith Butler da panelin düzenlenmesine karşı çıkanlara seslenerek, “Akademik özgürlüğün ana fikri, hükümet ve kuruluşlar dâhil üniversite dışındaki güçlerin okulun akademik içeriğine karışmamasıdır,” dedi.
Abraham Foxman
Konuyla ilgili olarak ADL Başkanı Abraham Foxman da New York Times Gazetesi’ne tam sayfa ilan vererek görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. “Akademik özgürlük ve üniversitenin sorumlulukları üzerine açık mektup” başlığı ile yayınlanan ilanda akademik özgürlük kapsamında bir üniversitenin her şeyi yapamayacağı savunuldu. Foxman, “Düşünün ki Brooklyn Koleji, beyaz olmayanların Amerika’yı bozduğunu ve bu ülkenin tamamen ‘beyaz’ kalması gerektiğini savunan Klu Klux Klan üyesi iki konuşmacı getiriyor,” diyerek konuya başka bir yönden verdiği örnekle bir üniversitenin nefret söylemine sahne olmaması gerektiğini belirtti. BDS hareketinin sadece eleştiri olmadığını, nefret söylemi ve antisemitizm olduğunu vurgulayan Foxman, burada konunun anayasal hak ve özgürlüklerden ziyade bir üniversitenin ırkçı konuşmacılara sahne sunması olduğunu belirtti. Foxman, bir üniversitede öğrencilerin İsrail karşıtı konuşmacılar davet etmesinin anlaşılabilir olduğunu dile getirirken; üniversitenin bir fakültesinin böyle ırkçı etkinliklere sponsor olmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini çünkü böyle bir durumda konuşmacının savunduklarının sponsoru tarafından da benimsendiği anlamına geleceğini vurguladı.