Aşkenaz Cemaati Purim Bayramı’nı iki ayrı faaliyetle kutladı. 24 Şubat Pazar günü Conrad Oteli’nde düzenlenen Rock & Purim Partisi’ne 3.000 kişi katıldı. Pazartesi günü ise Aşkenaz Sinagogu’nda Daniel Kahn & The Painted Bird grubu bir klezmer konseri sundu
Conrad Oteli’nde Rock & Purim coşkusu
Buna Purim coşkusu mu demek daha doğru olur, yoksa Purim çılgınlığı mı? Bilemiyorum… Bildiğim bir şey varsa, o da 24 Şubat Pazar günü, 15.00-18.00 saatleri arasında Conrad Oteli’nin Balo Salonu’nun kelimenin tam anlamıyla Disneyland’da dönüşmüş olduğu.
Artık gelenekselleşen ve her yıl farklı bir tema ile düzenlenen Aşkenaz Cemaati, Talmud Tora ve Rav Mendy & Chaya Chitrik’in ortak organizasyonu – bu yılki adı ile – Rock & Purim Partisine 3.000’den fazla konuk katıldı. Geçtiğimiz yıl Muhteşem Purim, ondan önceki senelerde Purim Havayolları, Anatevka’da Purim, Purim Sirki gibi hem büyüklere, hem de çocuklara hitap eden temalarla, “çılgın” organizasyonlara imza atan Rav Mendy Chitrik’in bu seneki organizasyonu çıtayı öylesine yükseltti ki, herkes şimdiden gelecek yılın partisini merak etmeye başladı bile.
Otele varır varmaz, lobide ellerinde pamuk şekerli, patlamış mısırlı çocuklar, Spider Men’ler, Pamuk Prensesler, Batmen’ler ve palyaçolar karşıladı beni. Havanın güneşli olması da büyük bir avantajdı tabii, çünkü çocukların eğlenmeleri için getirtilmiş olan dev platform açık havaya, otelin giriş bölümüne kurulmuştu. Coşkuyla eğlenen çocukların çığlıkları duyulmaya değerdi. Balo salonunun girişindeki envai çeşit stantta kitaplar, oyuncaklar, eğlencelikler satılıyor; hem çocuklara, hem büyüklere rengârenk peruklar, maskeler ve cıvıl cıvıl broşlar dağıtılıyordu.
Rock & Purim Partisi, her sene olduğu gibi, Megilat Ester’in Rav Mendy Chitrik tarafından okunmasıyla başladı. Bu arada, çocuklar için maskeli balo yarışmaları mı istersiniz, yüz boyamalar mı, balondan çeşitli şekiller yapanlar mı, yoksa sihirbazlar mı? Aklınıza ne gelirse, her türlü eğlence vardı. Çocuklar adeta nereye bakacaklarını şaşırmış gibiydiler. Büfeler doldu doldu taştı… Bu kadar çok konuğun katıldığı partilerde genellikle büfeler davetlilerin korkulu rüyasıdır, oysa Barınyurt La Casa önceden tedbir aldığı – ve tabii önceki yıllardan deneyimli olduğu – için salamlı, tavuklu, sosli sandviçler, hamburgerler ve kızarmış patatesler, dondurmalar adeta çığ gibi yuvarlandı! Alcoholoco’nun katkılarıyla kurulan içecek barları ve bira stantları hiç boş kalmadı.
Müzik bir an olsun durmadı. Sonsuz bir ses ve ışık gösterisi yaşandı adeta. Açılışı yapan Concept Rock Grubunun ardından sahne alan dünyaca ünlü grup The Jewish Puppet Music Show BUBA MYSES’ın görsel şöleni ve şarkıları da bambaşka bir coşku kaynağıydı. Her biri kocaman bir kukla kıyafetine bürünmüş olan müzisyenler sahneye çıktıkları andan itibaren konuklarla sıcacık bir iletişime geçtiler ve şarkıları hep bir ağızdan söylediler. Müzik o kadar profesyonelce senkronlanmıştı ki, bu uyumu yılların deneyimli organizasyon şirketi Mix Music’ten başkası yakalayamazdı!
Son olarak, parti ile ilgili edindiğim bazı ilginç sayıları sizinle paylaşmak isterim: 3675 sandviç, 105 kilo kızarmış patates, 120 kilo mısır, 1250 pamuk şeker, 175 litre meyve suyu ile 980 litre Coca Cola tüketildi. 3000 katılımcıya tam 25 barmen ve 55 garson hizmet etti. Bu partide her yaştan, her kesimden, her sınıftan insan vardı! Yeni nesillere geleneklerimizi tanıtmanın ve onları çocuklara sevdirmenin daha güzel bir yolu var mı acaba?
Bu yıl yedincisi gerçekleştirilen Purim partilerinin, her yıl artan bir coşku ve katılımla kutlanması dileğiyle… Katkıda bulunan herkese yürekten teşekkürler!
Aşkenaz Sinagogu’ndan Havalanan Kuşlar
25 Şubat Pazartesi akşamı Purim kutlamaları kapsamında Aşkenaz Sinagogu çok başarılı bir Klezmer Konserine ev sahipliği yaptı. Goethe-Institut, Aşkenaz Sinagogu ve Nardis Jazz Club işbirliğiyle gerçekleşen konserde, Daniel Kahn & The Painted Bird (Boyalı Kuş) grubunun kâh neşeli, kâh hüzünlü ezgilerle sundukları nostaljik ve çağdaş uyarlamalar dinleyicilerden büyük ilgi gördü. Vokal, akordeon, gitar ve piyanoda Daniel Kahn, kemanda Jake Shulman, kontrbasta Michael Tuttle ve bateride Hampus Melin’den oluşan grup, protest tarzında yorumladıkları Klezmer parçalarla herkesin gönlüne taht kurmayı başardı.
Daniel Kahn’ı dinleyince, insanın aklına ilk anda ünlü ozan ve yorumcu Leonard Cohen geliyor. Aslında tarzları birbirinden oldukça farklı ama yarattıkları çağrışım oldukça dikkat çekici. Belki de soyadlarından kaynaklanıyordur, kim bilir… Şiirsel bir anlatımla harmanlanan Klezmer parçaları kimi zaman Almanca, kimi zaman İngilizce ya da Yidiş dilinde yorumlayan sanatçının seslendirdiği şarkılar arasında en çok ilgi görenler: March of the Jobless Corps, Dumai, Inner Immigration ve hiç kuşkusuz “Üsküdar’a Giderken” oldu. Konser boyunca Aşkenaz bestecilerin parçalarına olduğu kadar kendi bestelerine de yer veren grup, Klezmer müziğinin zaman zaman yorumlandığı “jazz-ımsı” tınıların oldukça dışına çıkarak radikal Yidiş şarkıları olarak nitelendirilebilecek bir performans sundu.
Kelime anlamı olarak “müzik aleti” anlamına gelen Klezmer, içinde sözlü parçalar barındırsa da, genel olarak baktığımızda enstrümantal bir müzik türüdür. Bu tür, çağlar boyunca Aşkenazların halk, dans ve düğün müziği olarak tanınmış ve öyle bilinmiştir. Doğal olarak bu kültürün ve geleneklerinin izlerini taşır, Aşkenaz yaşamından izler barındırır. Tabii böyle bir ortamda, Avrupa kültürüne yakın olan, bu müziği anlayan, tanıyan ve takdir etmesini bilen bir seyirci topluluğu karşısında, sanatçı-izleyici iletişiminin pekişmesi ve ortaya mükemmel bir uyum çıkması kaçınılmazdı.
Bu konserle, 113. yılını kutlayan Aşkenaz Sinagogu, “sina-gog” kelimesinin anlamını tam olarak yansıtmayı başardı. Bilmeyenleriniz için hatırlatmak isterim: dilimize Yunancadan geçen sinagog sözcüğü syn = “bir arada” ve ago = “getirmek” köklerinden oluşur ve İbranicedeki “bet ha-knesset” = “toplaşma/buluşma mekânı” ile aynı anlamı taşır. Amaç bellidir, insanların bir araya gelmesi – her ne sebeple olursa olsun!