19 yaşında ilk Grand Slam’ini kazandı, toprak kortta ‘kral’ lakabıyla tanınıyor, tam 7 Roland Garros şampiyonluğu var ve dört büyük turnuvanın dördünü de kazanmış bir isim. Tenis dünyası tam yedi aydır Rafael Nadal’dan yoksundu. Varlığı herkes için büyük bir tehlike oluştursa da, yokluğu da hiçbir oyuncunun hoşuna gitmiyordu
Rafael Nadal, geçen sene Wimbledon ikinci turunda aldığı yenilgiden sonra yedi ay profesyonel hiçbir maçta yer almadı, Olimpiyatlarda ülkesinin bayrağını taşıyacakken sakatlığı onu bu önemli organizasyondan da uzak tuttu. Ama o, çok zor olan bir sakatlığı atlatıp, biraz gecikmeli de olsa 3 hafta önce kortlara geri döndü. Katıldığı 3 turnuvanın ikisini kazanıp, diğerinde de final oynayan Nadal’ın sezonun geri kalanında neler yapabileceği ise merak konusu.
Dizleri Nadal’ın en çok dikkat etmesi ve koruması gereken yeri. Oyunu savunma üzerine kurulu, maçları yaptığı koşularla kazanan bir adamın dizlerinden sakatlanmasının ne kadar kötü olduğunu herkes tahmin ediyordur. Bunun yüzünden tekrarlamaya çok müsait olan, hep ağrılar yapan, bazen oyun kalitesini de etkileyen bu sakatlık; Nadal’ın dizlerine her şeyden daha çok önem vermesi gerektiğini gösteriyor.
Toprak kort, çok yıpratan ve vücudu yoran bir kort. Geçmişte bazı oyuncuların toprak kort sezonunu es geçmişliği, sadece 1-2 turnuva oynayarak Roland Garros’a katılmışlığı bile var. Belki de Nadal’ın toprak turnuvalarını azaltması onun sağlığı için daha iyi olacak. Ama bu onun düşünmek bile istemediği bir şey. Öncelikle, toprak en sevdiği ve en başarılı olduğu zemin. Domine ettiği ve rakip tanımadığı bir zemin. Geri dönüşünü üç toprak kort turnuvasıyla yapması da dizinin nasıl reaksiyon vereceğini görmek için iyi bir tercih. Ama onu yormuyor mu? Yoruyor. Yapacak çok şey yok, onun başarılı olduğu bir yer, boşuna Nadal’a “King of Clay” demiyoruz.
Bu üç hafta içinde sergilediği performansa bakarsak; ilk maçı bir double maçıydı. Double maçları her zaman keyiflidir, dizinin ağrısını unutturan bir maç olmuştur. Single maçlarında ise git gide yükselen bir grafikle oynasa da, finalde çok iyi servis atan rakibine karşı iyi bir oyun ortaya koyamadı Nadal. Bu turnuvadan sonraki iki hafta ise, Nadal’ın beklediğinden de iyi geçti. İkinci turnuvasında eski günleri andıran bir oyunla şampiyon olan Rafa, son oynadığı turnuva ile insanlara “Gerçek Rafa bu.” dedirtti. Almagro ile oynadığı maçı mı örnek versem, Ferrer’i 65 dakikada devirdiği finaldeki dominant oyununu mu bilemedim. Ama böyle üst düzey iki tenisçiyi üst üste iki günde bu kadar rahat yenmesi, hem kendine olan güveninin tam olarak yerine geldiğini, hem de sezonun geri kalanı için yeşil ışık yaktığını gösteriyor.
Rafa’nın tam olarak nasıl olduğunu Indian Wells ve Miami Masters turnuvalarında görebileceğimizi söyleyebilirim. Bu turnuvalarda Djokovic, Federer ve Murray ile karşı karşıya gelme olasılıkları var ve biz o maçlarda Nadal’ın durumunu ve daha sonraki turnuvalarda neler yapabileceğini kafamızda belirleyeceğiz. Herşey Nadal’ın elinde, zor bir süreç, zor bir sakatlık ama bomba gibi bir geri dönüş. Şu an dünya 5 numarası olsa da, en kısa zamanda ilk 3teki yerini bulacağını söyleyebilirim. Takipte kalın ve “King Of Clay”in neler yapabileceğini izleyin.