2007 yılında açılışının 100. yılını kutlayan İzmir Bet İsrael Sinagogu bünyesinde aynı yılın aralık ayında daimi bir sergi açılmıştı
Naim A. Güleryüz
13 Aralık 2011, İzmir Musevi Cemaati için tarihi bir gündü. ‘Vakıflar Meclisi’ aldığı bir kararla, İzmir Musevi Cemaati’nin bir vakıf olarak tescili müracaatını kabul ediyor ve böylece İzmir Cemaati ilk kez, kurumsal bir kimliğe kavuşuyordu. Kararı takiben, 1936 Beyannamesinde bildirilmedikleri için Vakıflar mülkiyetine geçmiş taşınmazları da söz konusu yeni Vakfa iade ediliyordu.
İzmir ve civarında, eski çağlardan beri Yahudiler yaşamakla beraber kendi bünyelerinde örgütlenmeleri ancak 17. yüzyılın başına rastlar. İzmir Yahudilerinin yüzyıllardan beri ibadet ettiği, hatta zaman zaman görüş ayrılıkları dolayısıyla bazı ciddi olaylara ve kopmalara (örneğin: Aşkenaz-Sefarad ihtilafı, Sabetay Sevi ve Portugal Sinagogu…) sahne olmuş tarihi havraların (sinagogların) mülkiyeti de bu kapsamda yeni kurulan Vakfa geri dönüyordu. Bunlardan biri de Bet İsrael Sinagogu idi.
18. yüzyılın ikinci yarısında Karataş semtine yerleşmeye başlayan Yahudilerin ibadethane ihtiyacını karşılamak üzere dönemin varlıklı kişilerinden Nesim Levi Bayraklı 1898 yılında Karataş’ta Bet Levi ve 1904 yılında Yukarı Karataş’ta, genç yaşta vefat eden kızı Ester’in anısına, Bet Ester sinagoglarını kurdu. Ancak bu iki ibadethane de nüfusu devamlı artmakta olan yöre Yahudi cemaatine yetmediğinden, Mithatpaşa Caddesi (1950’den önce İnönü Caddesi) 265 numaralı mahalde yeni bir sinagog inşası ruhsatı için Sultan II. Abdülhamid’e müracaat edildi. Aydın Vilayeti Valisi, eski Sadrazam Kamil Paşa’ya gönderilen 23 Zilkade 1322 (29 Ocak 1905) tarihli fermanla, “inşaat için gerekli 1.200 altının 400’ünün yardım şeklinde toplanması, gerisinin Havra tarafından verilmesi” kaydıyla satın alınan devlet arazisindeki 920 m2 arsa üzerinde 20,5 arşın eninde, 35 arşın boyunda ve 12 arşın yüksekliğinde kâgir bir sinavi [sinagog] yapılması uygun görülmüş ve derhal inşaata başlanmıştır. Sinagog, mali nedenlerden dolayı iki yıl süren inşaatı tamamen bitirilmeden, bazı ayrıntılar daha sonra tamamlanmak üzere, 1907’de hizmete girdi.
Ehal’in sürmeli tahta kapıları Tu Bişvat Bayramı’nı simgeleyen meyve kabartmalı işlemeli ve Tevrat’tan alıntılarla süslüdür. Bakışık [simetrik] ahşap iki Teva masif maundan yapılmış, kabartma ve oyma bezemeleri İtalyan ustalar ve sanatkârlar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Açılışının ve kesintisiz hizmet vermenin 100. yılını 2007 yılı Haziran ayında bir dizi etkinlikle kutlayan sinagog bünyesinde, aynı yılın Aralık ayında bir de daimi sergi açıldı. Anılan sinagogun yönetici başkanı Avram Abuaf’ın girişimi ve Miryam Levi ile Mirey Eskinazi’nin ortak gayretiyle, sinagogun geçmişine tanık olan bazı belgeler, fotoğraflar ve objeler toplanarak, ibadethanenin artık hizmet görmeyen U şeklindeki kadınlar mahfilinde [azara] işleve uygun özel vitrinlerde sergilenmekte. Oldukça ayrıntılı izahat kapsayan, Türkçe ve İngilizce dillerinde tablet ve panolarıyla tamamlanan sergide, sinagogun kuruluş fermanı, ihtiyaç sahiplerine yardım kuruluşu ‘Ozer Dalim’in Altın Defteri’, Orahim (Foresteros) Sinagogu Sefer Tora’ları, uzun yıllar düğün törenlerine müziğiyle eşlik eden Madam Amati’nin orgu yanında değişik belgeler, fotoğraflar, ketuba’lar ve sair evrak sinagogu ziyaret eden yerli ve yabancı misafirlere, gerek Bet İsrael Sinagogu gerek genel İzmir Yahudi yaşamı ve gelenekleri hakkında doyurucu bilgi sunmakta ve takdir toplamakta.
Söz konusu sergi, uzman küratörler tarafından ele alındığında, umarım yakın bir gelecekte, İzmir Yahudiliğini temsil edebilecek bir müzenin ana nüvesini oluşturacak niteliktedir. İzmir’e yolunuz düşerse, bir yarım saat ayırıp bu sergiyi gezmenizi özellikle tavsiye ederim.