Yunan divası Marinella yeniden İstanbul’da

Yunanistan müzik tarihinin en çok satan albüm rekorunun sahibi, Atina gecelerine cesur şovları ilk kez taşıyan isim olarak ün salan Marinella, uzun yıllar sonra 18 Nisan’da İş Sanat sahnesinde müzikseverlerle buluşacak

Cenk ERDEM Sanat
13 Mart 2013 Çarşamba

Yunanistan müzik tarihinin en çok satan albüm rekorunun sahibi, Atina gecelerine cesur şovları ilk kez taşıyan isim olarak ün salan Marinella, uzun yıllar sonra 18 Nisan’da İş Sanat sahnesinde müzikseverlerle buluşacak

 

Müthiş sesiyle zamanında Frank Sinatra’nın hayranlığını kazanan ve renkli sahnesiyle 60’larda Yunan eğlence dünyasında devrim yaratan Marinella’nın 66 albümlük dev bir diskografisi ile sinema/tiyatro alanında gerçekleştirdiği unutulmaz rolleri var.

Marinella, dünyanın en ünlü sahnelerinde konserler verdiği halde, köklerinin olduğu İstanbul’a geliyor olmaktan büyük heyecan duyuyor. ‘Şarkıların Yüce Tanrıçası’ unvanı ile müzik dünyasının efsanevi seslerinden biri olan sanatçı ile İstanbul konseri öncesinde ilk röportaj şansını yakaladım.

Müzikte 40 yılı geride bırakmış ünlü bir sessiniz bir süperstar olacağınızı ; ilk kez ne zaman hissetmeye başladınız?

Büyük bir yıldız olacağımı hiç hissetmedim. Ayrıca başarı, en iyi, en büyük gibi ifadeleri de hiç anlamıyorum ve bunun için Tanrı’ya teşekkür ediyorum. Çünkü bunlara kapılırsanız hiçbir şey olamazsınız. Akışına bırakacaksınız. Peşlerine düşmeyeceksiniz ve önünüze bakacaksınız. Amaçlarınıza ulaşmak için başkalarını incitmeyeceksiniz; ama hepsinden önemlisi duyarlılığınızı kaybetmeyeceksiniz. Biz sanatçılar küçük çocuklar gibiyiz. Birer havai fişek gibi parlayıp kaybolan çok büyük sesler, harika insanlar gördüm.

Birçok sinema filmi ve tiyatro oyunuyla da parlamış bir yıldızsınız; sürekli sahnede olmaktan yorulduğunuzu hiç hissettiğiniz olmadı mı?

Benim esas işim performans. Tüm bu yıllar boyunca en iyi bildiğim iş bu oldu. Aktrislik peşi sıra geldi çünkü sunulan koşullar harikaydı ve kaçırmak istemedim. Sonrasında kendimi, yapabileceklerim ve farklı neler verebileceğim konusunda da sınamak istedim. Ve elbette hiçbir zaman işimden yorulmadım; ne şarkıcı ne de aktris olarak, çünkü seçtiğim ve sevdiğim işi yaptım.

İlk büyük çıkışınız şarkınız ‘Stalia Stalia’ ile 1967 yılında gerçekleşmiş; bu şarkı bir nevi uğurunuz olmuş sanırım…

‘Stalia Stalia’ tam manasıyla benim uğurum; çünkü Aliki Vouyiouklaki şarkıyı söylemek istememiş ve şarkı bana gelmişti. Dahası bu uğur, birçok diğer şarkıyla yükselmem için bana fırsat da vermiş oldu.

İstanbul’da kökleriniz olduğunu biliyorum; peki İstanbul sizin için neler ifade ediyor?

Evet, İstanbul’da köklerim var çünkü annem ve babam İstanbul’dan gelmişler. Küçükken, kuzenlerim ve amcalarımla Büyükada’da harika yazlar geçirirdim.

18 Nisan’da İstanbul’da sahneye çıkıyorsunuz; bu konudaki hislerinizi öğrenebilir miyim?

Çok heyecanlanıyorum; çünkü neredeyse dünyanın her yerinde şarkı söylememe rağmen Stelios Kazantzidis ile birlikte olduğum zamanlardan bu yana İstanbul’da uzun yıllar sonra ilk kez şarkı söylüyor olacağım. O zamanlar Beyoğlu’nda Lale Sineması’nda sahneye çıkmıştık. İş Sanat’taki konser, bana çok uzun zamandır yapmak istediğim gibi İstanbul izleyicisi ile yeniden yakınlaşma fırsatı verecek.

1960’larda Yunanistan’da sahnelere getirdiğiniz yeniliklerle şimdilerin Madonna’sı ya da Lady Gaga’sı gibi olduğunuzu söyleyebilir miyiz?

Elbette, Yunanistan’da şovlarımla yeniliklere öncülük ettiğimi söyleyebilirsiniz. Kısa saçlı, pantolonlu, pahalı kostümler giyen ilk kadın şarkıcıydım. Sahneye tiyatro ışıkları koydurup, atmosferle de Atina’da eğlence anlayışını değiştirdiğimi söyleyebilirim.

Şimdiye kadar 66 albüm yayınladınız; sırada yeni bir albüm planınız var mı?

Gerçek şu ki, yeni bir albüm yapmak istiyorum; ama gerçekten ilham veren şarkılar bulmam lazım. Maalesef, şimdiye kadar gelen şarkılar beni hayal kırıklığına uğrattı. Yeni bir albüm olması için sıra dışı şarkılar olması lazım.

Yunanistan’da sahnelere meşhur Chicago müzikali ile döndünüz; Chicago müzikalinin en sevdiğiniz tarafı?

‘Chicago’ müzikalinde başrolde değildim. ‘Mama Morton’ küçük bir roldü ama ben özellikle ve severek seçtim, herkes de rolün bana çok yakıştığını söylüyor. Genel olarak müzikalde yeni ve sürprizli bir rol deneyimlemiş oldum, oynadığım her dakikasından da çok keyif aldım.

Geçtiğimiz sene gece eğlencelerine Antonis Remos ve Natassa Theodoridou eşliğinde büyük ilgi gören kulüp performanslarıyla geri döndünüz; gece hayatını seviyor musunuz?

Artık konser, tiyatro ve özel geceleri, kulüp performanslarına tercih ettiğimi söyleyebilirim. Gece yaşantısı ve eğlenceleri eskiden çok farklı bir düzeydeydi. Son zamanlarda Antonis Remos ile Athinon Arena’da ve Natassa Theodoridou ile Votanikos’ta gece, sahne yaptım; çünkü her ikisi de birlikte çalışmazdan önce de çok sevdiğim ve dinlediğim isimlerdi. Bana göre her ikisi de dönemlerinin en başarılı şarkıcıları.

Zamanınız olursa, İstanbul’da en çok başka neler yapmak istersiniz?

Ailemi ziyaret etmek ve güzel bir yürüyüş yapmak için Büyükada’ya kaçmak istiyorum. Ayrıca, Kapalıçarşı ve Galata’yı gezmek isterim. Ayrıca bir kez daha İstanbul’a hayran kalmak üzere Aya Sofya, Topkapı ve Boğaz’ı da görmeyi arzuluyorum.