Filistin lideri Mahmud Abbas 3,9 milyar dolarlık 2013 mali bütçe yasasını imzaladı. Ancak bütçe kendi içinde çelişkili öyle ki; bütçenin resmi olarak açıklanan amacı Filistinli halkın ‘İsrail işgaline karşı direnerek’ devlet oluşturması iken bir yandan Filistin, finansal olarak İsrail ve başta ABD gibi bağış yapan ülkelere bağımlı.
Kasım 2012’de Filistin BM nezdinde üye olmayan devlet statüsüne hak kazandığından beri İsrail ve ABD Filistin’e çeşitli yaptırımlar uyguladı. İsrail, Filistin adına Batı Şeria ve Gazze’de ithal ve İsrail ürünler için kestiği gümrük ve KDV gelirlerini bloke etti. Bu gelirler Filistin’in gelirlerinin üçte ikisine denk geliyordu. ABD ise 200 milyon dolarlık bütçe yardımı dahil Filistinlilere söz verdiği tüm bağışları dondurdu. Avrupa ve Arap devletleri ise Filistin’e verdikleri sözleri yerine getirmediler. ABD Başkanı Obama’nın İsrail ve Batı Şeria ziyaretiyle birlikte İsrail durdurduğu gelir aktarımına yeniden başladı; ABD ise Filistin’e Kongre’nin engellediği fonları serbest bıraktı. Analistlere göre fonların serbest bırakılması Abbas’ın İsrail ile barış masasına hiçbir ön koşul öne sürmeden oturmayı kabul etmesi karşılığında yapıldı. Abbas İsrail yerleşim yerleri inşasını durdurmadan müzakerelere başlamayacağını söylüyordu.
Bir yandan mali istikrarı sağlamak için Filistin’in İsrail’i ve ABD’yi hoş tutması gerekiyor ama bu, bütçenin amacı olan işgale karşı mücadele ile çatışıyor. Filistin halkı devlet olma hakkı kazanan Filistin’in yerleşim yerleri konusunda Uluslararası Ceza Mahkemesine gitmesini istiyor. Sadece İsrail değil aynı zamanda ABD ve bazı Avrupa devletleri bu adıma şiddetle karşı çıkıyor. Asıl soru Filistin liderinin bütçe açığını kapatmak için hayati olan bağışları bir kenara iterek bu adımı atıp atmayacağı.
