Türk Musevi Cemaati 7 Nisan Pazar akşamı Aşkenaz Sinagogu’nda düzenlenen bir törenle Holokost kurbanlarını andı. Törende bir konuşma yapan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Holokost ile insanlar değerlerini bir gecede kaybetmeye zorlanmıştır,” dedi.
Kantor Simon Kohen’in İlahileri ve Prof. İlber Ortaylı’nın öngörüleri ile “Bir Daha Asla”
7 Nisan Pazar akşamı Aşkenaz Sinagogu sıradışı bir Yom Aşoa anma törenine ev sahipliği yaptı. Törene birçok kurum ve dernek temsilcisi, cemaat bireyleri, Dışişleri Bakanlığı’nı temsilen Büyükelçi Mehmet Dönmez ve farklı dinlerin ruhani liderleri de katıldı.
Yom Aşoa anma töreni Minha ve Arvit duaları ile başladı. Okunan dualar esnasında Kantor Hazan Simon Kohen’in yorumları sinagogda bulunan herkesin içine işledi. Törenin açılış konuşmasını İzzet Bahar yaptı. İzzet Bahar Şoa’yı ‘eşsiz bir yıkım’ olarak nitelendirirken bir devletin bir toplumu hiçbir toprak kavgası olmadan kadın, çocuk, yaşlı demeden imha etmeye çalışmasının tarihsel gelişimini paylaştı. Kristallnacht gecesi ile başlayan imha operasyonunun, sonrasında Ziklon B Gazı, Nürnberg yasaları ve ölüm kamplarına giden süreçte devam ettiğini hatırlatan Bahar, bir daha benzer olayların yaşanmaması için Holokost yorgunluğuna düşülmemesi gerektiğini belirtti. Bahar, sözlerine ‘Bir Daha Asla’ diyerek son verdi. Konuşma sonrasında piyano-keman eşliğinde Kantor Simon Kohen’in ilahileri 100 yılı aşkın sinagogda bulunan herkesin acıyı bir kez daha yüreklerinde hissetmelerine aracı oldu.
Törenin devamında sıra 6 milyon anısına 6 mum yakılmasındaydı. İlk mumu Holokost kurtulanı David Salz “Am İsrael Hay” sözleri eşliğinde yaktı. Sonrasında ise sırayla İsrail Konsolosu Moşe Kamhi, Fransa’da Holokost’tan kurtulan Luiz Behar, çocuklar anısına iki gencimiz, Elyo Medina ve kurum temsilcileri yaktılar. Mumların yakılması sonrasında Kantor Simon Kohen, Rav Mendy Chitrik eşliğinde sinagogdakileri de davet ederek “Ani Maamin” isimli ilahiyi seslendirdiler. Tören süresince barkovizyondan Türkiye doğumlu kurbanlar ve ailelerinin de isimleri yansıtıldı.
Anma törenine bu sene konuk konuşmacı olarak ünlü tarihçi Prof. İlber Ortaylı davet edilmişti. Bundan iki sene evvel konuşmacı olarak davet edilen Avusturya Lisesi Müdürü ve San Pierro Kilisesi başrahibinin ardından bu kez farklı bir konuk Holokost’u konuşacaktı. Prof. Ortaylı’yı takdim etme görevini de Dr. Robert Schild üstlendi. Dr. Schild amaçlarının her sene farklı bir konuşmacıyı konuk etmek olduğunu sözlerinde belirtirken, konuşmacılara duyulan güvenden ötürü konuşma metinlerine bile önceden bakılmadığını da sözlerine ekledi. Schild öncelikle Prof. Ortaylı’nın kısa özgeçmişini konuklar ile paylaştı. Tıpkı iki sene evvel Franz Fankler’in konuşmasında olduğu gibi bu sene de Prof. İlber Ortaylı’nın her birimizin içinden çıkan düşünceleri bizimle paylaşacağını belirtip sözü Ortaylı’ya bıraktı.
Prof. İlber Ortaylı sözlerine “Holokost sanılanın aksine henüz taze bir olaydır” diye başladı. 1933-1945 Şoa’sında kurban olan çocukların bugün bir üniversite hocası, bir din adamı veya bir bilim insanı olabileceklerinin altını çizen Ortaylı konuya bu öngörü ile yaklaşılmasının önemini vurguladı. Holokost’un ayrıca yeryüzünün en eski cemaatlerinden çingenelerin de imhası olduğunu belirten ünlü tarihçi medeniyet ve sevginin zulme ve vahşete karşı direnişi olarak Holokost’u yorumladı. “Holokost ile insanlar değerlerini bir gecede kaybetmeye zorlanmıştır” diyerek duygularını belirten Prof. Ortaylı bir Yahudi dostunun “10 Kasım 1938’den evvelki hayatım ve ruhum değişti,” sözünü de alıntı olarak paylaştı.
“Holokost’un ‘unique’ bir vaka olduğu unutturulamaz”
İnsanların kimi zaman pembe yalanlarla ölüme gönderildiklerini, uzun süre yapılan deney sonuçlarının tahmin edilerek kullanıldığını da vurgulayan Ortaylı, Holokost’un ‘unique’ bir vaka olduğunun unutturulamayacağının altını çizdi. Varlığını Almanya’ya veren insanların 24 saat gibi bir süre içinde imha edilmelerinin günümüzde ‘Holokost inkârcılığı’ adı altında gölgelenmesine hiçbir şekilde izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Konuşmasının sonlarında Prof. Ortaylı Holokost’a psikolojik bir açıdan bakarak “İnsanlar tanımadıkları kitleleri ölüme gönderebiliyorsa bu kuvvetli bir nefrettir. Sevgi bize Allah’ın verdiği bir yetidir. Ancak mantık insanın yarattığı bir kavramdır. Kendimiz dâhil her şeye saygı göstermeliyiz,” dedi. Prof. Ortaylı iyi niyet temennileri ile konuşmasını şu sözlerle noktaladı: Kol Aolam Kol Ageşer Ksor Meod Veaikor Loefahed Klal. “Bütün dünya dar bir köprü gibidir, önemli olan korkmamaktır.”
Konuşma sonrasında Hahambaşılık Bet-Din üyeleri sırayla dualar okurken, Kadiş duası ise Hahambaşı Rav İsak Haleva eşliğinde okundu. Tören, dualar sonrasında Kantor Simon Cohen’in sesinden tüylerimizi ürpertecek bir coşkuda söylenen ilahiler ile sona erdi. Aşkenaz Sinagogu sıradışı isimler ve ortak duygularla bir anma törenine daha ev sahipliği yapmış oldu.
Törene Dışişleri Bakanlığı’nı temsilen Büyükelçi Mehmet Dönmez de katıldı.
Dileğimiz daha fazla gencin katılımında nice anma törenlerine.