Sene başında Avrupa basketboluna damgasını vurmuş isimleri transfer ederek başarılı bir sezon beklentisi yaratan FB Ülker, sezon sonuna yaklaşırken taraftarlarını hayal kırıklığına uğratıyor
Meyzi Adoni
Bu sene basketbol sezonu başlamadan önce Fenerbahçe Ülker’in yaptığı transferleri duyan çoğu kişi, başarılarla dolu, Euroleague’e damga vurabilecek bir takım bekliyordu. Önce İtalyan Siena takımıyla büyük başarılara imza atmış Koç Simone Pianigiani’nin takımın başına getirilmesi, ardından McCalebb, Sato, Batiste, Andersen gibi son yıllarda Avrupa basketboluna damga vurmuş isimlerin takıma transfer edilmesi Türk seyircisinin beklentilerini arttırıyor, aynı zamanda Avrupa basketbolunun dikkatini çekiyordu. Bu önemli transferler dışında, yaz başında daha koç değişikliği olmadan yapılan Barış Ermiş transferi de merak ediliyordu.
Fenerbahçe Ülker’in yıldızlardan oluşan kadrosu Euroleague Final 4 için kuruldu, onca yatırım bu kadro kazansın Fenerbahçe’nin ismi daha da yükseklere çıksın diye yapıldı. Sonuç maalesef hüsran. Elde bir kupa var, ama Türkiye Kupası ve bu kadro Final 4 hedefleri koymuşken Top 16’ya zor kalıp, Top 16’da ise çok kötü bir performans göstererek on dört maçın sadece ikisini kazandı ve grupta sonuncu olarak elendi. Türkiye Kupası’nın kazanılması bir mazeret olamaz. Türkiye ligine bakarsak FB Ülker lige çok iyi başladı ama son zamandaki oyunu da izleyicileri pek tatmin etmiyor.
Alınan ağır mağlubiyetler ve istikrarsızlıklardan sonra baş antrenör Simone Pianigiani’nin istifası takımı Top 16’nın ortasında sarstı. Zaten düşüşte olan takım bir de koçun istifası ve yardımcı antrenörün başa geçmesiyle bir değişim yaşadı. Süre almayan oyuncular süre almaya başladı (mesela İlkan Karaman) ilk 5 taktikleri değişti ama sonuç yine beklenildiği gibi değil. O aşamadan sonra Fenerbahçe Euroleague’de maç kazanamadı, Türkiye Ligi’nde ise galibiyet almaya devam etti ama yenilgi sayısı da artmaya başladı.
Yapılan transferlerden Mike Batiste, beklentileri hiç karşılayamayan bir isimdi. Geçtiğimiz yıllarda pota altında gösterdiği başarıyı, istikrarı bu sezon Fenerbahçe seyircisine gösteremedi. Devre arasında yollanmak istese de, takımda kaldı. Bo McCalebb ise ilk geldiğinde adeta havada dans ederek attığı turnikelerle herkesi büyülese de daha sonra yaşadığı sakatlıktan sonra çok formda göremedik onu ve toparlanması uzun süre aldı.
Bu sene her iki koç da ona fazla zaman veriyor tabii ki ama McCalebb bazı durumlarda izleyiciyi tatmin edemiyor. Beklentilerin altında kalmasa da, daha büyük işler yapacağını düşünen çok insan vardır. McCalebb’den söz etmişken Barış Ermiş’e de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Sezonun başında Pianigiani’den çok süre alamayan Barış, zaman ilerledikçe takımda yer buldu ve şu anda takımın vazgeçilmezlerinden biri. Bazen McCalebb’den bile daha iyi, onu izlemesi daha zevkli.
Son olarak bu sezon FB Ülker’deki en büyük sorun; savunma. Bir takımda savunma yoksa, savunma yeteri kadar sert değilse o takımın maç kazanması çok zordur. Çok ekstra hücum etmeleri gerekir. Çünkü savunma yoksa maç başına 80 sayı yenir ve bunun üzerine çıkılması gerekir. Savunmanın iyi olması hücuma da yansır. Savunma sert ve tempolu olduğu zaman takım ritim bulur ve sayılar arkasından gelir. Fenerbahçe bu sene bunu yapmakta zorlandı. Özellikle Euroleagu’de ilk maçlarda 90+ sayı yediği için bunu savunmaya bağlamak zor olmadı. Sene başında Fenerbahçe savunma takımı olur derken, aslında çoğu mağlubiyetlerin, çoğu hayal kırıklıklarının sebebi savunma oldu. Fenerbahçe ne zaman savunma yapmaya başlarsa, o zaman ritim yakalayıp, başarılı olacaktır. Final 4 beklediğimiz, bu seneye damga vuracak dediğimiz Fenerbahçe Ülker, bizi hayal kırıklığına uğrattı. Oyun içindeki eksikler, saha dışındaki şanssızlıklar, koç-oyuncu uyuşmazlıkları... Bunların hepsi hayal kırıklığını getiren şeyler oldu. Belki de bu kadar beklentiye girmeye gerek yoktu. Çünkü insan beklentiye girdiği zaman çok şey bekler. Fenerbahçe Ülker, çok kaliteli bir takım ama Euroleague’de gördüğümüz Fenerbahçe alışık olmadığımız bir Fenerbahçe, bazı durumlarda taraftarlarını hayal kırıklığına uğratan bir Fenerbahçe. Bu sezonun sonuna gelmek üzereyiz, umarız ki seneye bu sorunlar çözülmüş olur ve biz asıl, sevdiğimiz Fenerbahçe Ülker’i sahada görürüz.