Başlık biraz sitem dolu gözükebilir. Evet, aslında sitem dolu. Üzülerek söylemem gerekir ki bu seferki konumu seçerken hiç zorlanmadım. Zira geçtiğimiz hafta sonu olan olayların dışına çıkmama gönlüm el vermezdi. Galatasaray şampiyon oldu, Fenerbahçe’nin morale ihtiyacı var. Bunun neticesinde Fenerbahçe Galatasaray’ı 2-1 yeniyor. Bu cümleyi uzatıp maç üstüne yorum yapmak kim istemez ki? Bir ‘İnsan’ geliyor sadece siyahî olduğu için Drogba’ya muz fırlatıyor, bundan yaklaşık iki saat sonra sadece sarı-lacivert atkısı olduğu için gencecik bir insan bıçaklanarak hayata gözlerini yumuyor. Sadece rengi farklı diye bir insanı dışlamak, sadece sevmediği renkleri bir arada göremedi diye bir insanı bıçaklamak… Böyle mi olur renklerin dünyası? Renk bu kadar çirkin bir şey midir? Bu iki çirkin örnekten sonra aslında dünyamızın o kadar da çirkin bir yer olmadığını gösterebileceğim bir yazı düzenlemek istedim. Aslında diyebiliriz ki renkler biz istersek aynı tonda buluşabilirler…
Dünyanın en renkli derbisi
İlk olarak günümüzün en önemli derbisi olan Fenerbahçe-Galatasaray derbisinden örnek vermek istedim. Taçsız kral Metin Oktay jübile maçını Fenerbahçe’yle yapmak istemesi üzerine, o dönemin Fenerbahçe yöneticisi olan Eşref Aydın’a giderek teklifini dile getirir. Bu teklif Fenerbahçe cephesi tarafından çok olumlu karşılanır ancak Fenerbahçe cephesinin bir şartı vardır. “Metin Oktay’la Can Bartu formalarını değişsin. Dostluk rüzgârları essin”. Metin Oktay da bu teklife olumlu cevap verince, bu dönemlerde görmeye çok ihtiyacımız olan bir kare ortaya çıkar ve tarihe geçer. İki takımın efsane oyuncusu formalarını değiş tokuş yaparak 10 dakikalığına da olsa ezeli rakiplerine transfer olurlar.
Futbolun merkezi İngiltere’den fair-play dersi
Bu seferki adresimiz futbolun ortaya çıktığı ada ülkesi İngiltere’den. Aslında insanlar olarak renklerin güzelliğini ortaya çıkardığımız zamanlar yok değil. Örneğin Notthingam Forest- Leicester City maçı gibi. Maç 1-0 iken sahadaki oyunculardan birinin kalp krizi geçirmesi üzerine tatil edilen maç İngiltere Futbol Federasyonu tarafından ileri bir tarihe ertelenir. Belirtilen tarihte maç yeniden yapılır. Ancak hakemin başlama düdüğüyle futbol sahalarında ender görülecek bir olay olur. Leicester City’li oyuncular skoru ilk maçtaki haline getirmek için Notthingam Forest’lı oyuncuların gol atmasına müsaade eder. Böylece maç 1-0’dan yeniden başlar. Futbolun bir keyif ve sportmenlik oyunu olduğunu bize hatırlatan Leicester City’li oyunculara teşekkürler…
Kimisi bıçak çeker kimisi koluna girip ona destek olur
PTT 1. Lig, (o zamanki adıyla Bank Asya 1.Lig) Adanaspor-Bucaspor maçı. 31. haftada oynanan bu müsabakada yaşanan olay renklerin birleşişinin güzelliğini anlatır nitelikte. Adanasporlu oyuncu Barbaros Barut girdiği bir mücadelede yerde kalır ve sakatlanır. Ayağa kalkınca da yürümekte zorlanan Barut’un yardımına koşan ilk kişi Bucaspor kaptanı Zafer Çevik olur. Çevik rakibinin koluna girip onu saha kenarına kadar taşır ve sağlık ekiplerine teslim eder. Adanaspor tribünlerinden de hak ettiği alkışı alır.
Kırmızı karta itiraz
Almanya Bundesliga’da oynanan Sttutgart-Bayern Münih maçındaki kahramanımız Bastian Schweinsteiger. Schweinsteiger Sttutgart’ın savunma oyuncusu Khalid Boulahrouz’la girdiği ikili mücadele sonrası yerde kalır. Maçın hakemi ise olayı kırmızı kartlık bir olaymış gibi sezip Boulahrouz’a kırmızı kartını gösterir. İşte ayakta alkışlanacak olay bundan sonra gelişir. Bayern’in yıldızı Scheweinsteiger hakemin yanına giderek kırmızı kartın yanlış olduğunu ve geri alması gerektiğini 5 dakika boyunca anlatmaya çalışır. Ancak maçın hakemi Nuh deyip peygamber demeyince Boulahrouz oyundan ihraç edilir. Her şeye rağmen Schweinsteiger’in bu hareketi başta Stuttgart teknik direktörü olmak üzere herkesten alkış alır.
Renkler ne zaman bu kadar kirlendi? Nasıl kirlendi? İşte bu soruları sorup duruyoruz kendi kendimize. Ama yukarıdaki örneklere bakınca insanın içine küçük bir umut doğmuyor değil. Renkler bizi ayırmamalı tam tersine birleştirmeli. Gerektiğinde yardım ettirmeli, gerektiğinde haksızlığı önlemeli. Biz istersek aynı tonda buluşabiliriz. Yoksa hakikaten böyle mi olur renklerin dünyası? Bu kadar mı kirlettik biz insanlar bu güzelim renkleri? Renk demişken, geçtiğimiz pazar günü rengi farklı olduğu için bıçaklanan Burak Yıldırım, mekânın cennet olsun…
YARDIMSEVER SAMUEL ETO
Dünya devi Barcelona’dan Rus ekibi Anzhi’ye transferi çok tepki çeken ve “Artık eski gücünde değil. Yeteneklerini kaybetti” denilen Samuel Eto’nun henüz insanlığını ve sportmenliğini kaybetmediği kesin! Öyle ki, Anzhi’nin karşılaştığı Volga takımından bir oyuncuya sert bir müdahalede bulunan Eto, bir anda maçı bırakıp rakibiyle ilgilenir. Hakeme olduğu yerden seslenen Eto, oyun durmayınca rakibinin yanına çöküp iyi olup olmadığını kontrol eder. İşte kimi maçlarda önüne muz fırlatılan adamın yaptığı büyük sportmenlik.