Uzman Psikolog Yüksel Artar ile üzücü olsa da toplumumuzun hızla artan bir gerçeği olan boşanmış ailelerde sık rastlanan üvey anne-baba-çocuk olmak konusundaki hassas dengeleri, dikkatlice ele alınması gereken konuları ve daha sağlıklı bir ilişki kurabilmek için dinamikleri nasıl oluşturmamız gerektiğini konuştuk
Üvey çocuk konumunda olmak ne demek?
Üvey çocuk olmak ve üvey anne ya da babaya sahip olmak, çocuğun anne ya da babasının öldüğü veya boşandıkları ve yeni bir evlilik oluşturulduğu anlamına gelir. Böyle bir zemin üzerine kurulan yeni ailede üvey anne- baba ve çocuk olmak pek çok belirsizliği ve güçlüğü de beraberinde getirir.
Anne ve babası boşanan birçok çocuk, onların bir gün barışacağını hayal eder, ancak ikinci evlilikler çocuk için bu umudu bitirir. Bu hayal kırıklığını yaşayan çocuğa anne ve babanın nasıl yaklaşacağı çok önemlidir.
Anne ya da babaya düşen önemli bir görev, ikinci evliliği yapmadan önce çocuk ile bu kararı paylaşmasıdır. Anne-baba bu duruma alışmanın herkes için zaman alabileceğini, başta bazı sorunlar yaşayabileceklerini de ifade edip çocuğu zihinsel ve duygusal olarak hazırlanmasına yardımcı olmalıdır.
Çocuğa; kendisinden üvey anne-babasını öz ebeveyninin yerine koymasının beklenmediğini, öz anne -babasıyla kendisinin arasına hiçbir şeyin giremeyeceğini, üvey anne-babayı kendisini sevecek ve yardım edecek bir yakını gibi kabul edebileceğini, bu durumun ailenin yaşamına ne gibi değişiklikler getireceğini anlatmak çocuğun önyargılarından kurtulmasını sağlar ve durumu kabullenmesi kolaylaştırır.
Yeni ailede üvey anne- baba olmak ne demek?
Temel anlamda üvey anne-baba olmak demek, babanın ve annenin bundan sonra ki gelecekte yaşamını paylaşmak istediği kişinin çocuklara göre oluşan konumudur. Bu konumda olan birçok ebeveyn kendisinin olmayan yeni eşlerinin çocuklarını kolayca benimsemekte ve onlarla olumlu ilişkiler kurabilmektedir. Ancak geçmişten beri gelen üvey ebeveyn olma konusunda olumsuz ve yanlış bir imaj çizilmektedir. Bu imaj hem çocuk hem de üvey anne-baba için daha ilişkinin başında önyargı ile yola çıkılmasına neden olabilir.
Üvey anne-baba kendisine yüklenen bu yargıyı değiştirme çabası içinde, çocuğa sınırlar koyma, disiplin uygulama gibi davranışlarında kararsızlık yaşayabilir. Her biyolojik anne-baba çocuğuna zaman zaman sınırlar koyup, olumsuz tepkiler verir. Ancak üvey anne-babanın olumsuz tepkisini kabul etmek çocuk için daha zor olur. Çocukla daha iyi ilişki kurma isteği, üvey anne babayı çocuğun onaylamadığı bir davranışını görmezden gelmek, kendine yapılan saygısızlığı kabullenmek, çocuğa onu kabul etmesi için maddi hediyeler almak, aşırı özverili davranmak gibi davranışlar içine sokabilir. İlişkiye yarardan çok zarar verebilecek bu tutumlar, ebeveynlerin kendini anne-baba rolü oynamaya mecbur hissetme, eşiyle çocuk arasında dengeler kurma çabası, yeni birlikteliğinde hata yapmama isteği, iyi olanı koruma adına daha çok çaba gösterme ve sorumluluk alma isteğinden kaynaklanır.
Üvey anne-baba-çocuk ilişkisini etkileyen durumlar nelerdir?
Çocuğun yaşı, cinsiyeti, zihinsel kapasitesi, yeni beraberlikteki uyumu etkileyeceği gibi her iki tarafında kişilik özellikleri, geçmiş deneyimleri ve içinde bulundukları yaşam koşullarının değişimine karşı yaklaşımları da aralarındaki ilişkilerin niteliğini belirleyecektir.
Ebeveynin tekrar evlenmesi çocukların hayatında yeni bir karışıklığa yol açar. Aileye yeni katılan bir yetişkin vardır. Üstelik onu sevmesi konusunda bir beklenti vardır. Yeni bir eve taşınmak, çevre veya okul değiştirmek, yeni arkadaşlara, akrabalara alışmak veya ev içindeki yeni düzen ve kurallara uyum sağlamak onun için bir sıkıntı olabilir. Eğer üvey anne veya babanın da çocukları varsa durum daha da karışık olacak, ev kalabalıklaşacak, hafta içi hafta sonu geliş gidiş trafiği artacak, düzen değişecektir. Çocukların hayatlarındaki tüm kayıplar ve değişiklikler, anne babalarının boşanması ile birlikte duymaya başladıkları, hayatları üzerinde çok az kontrol sahibi olma duygularını kuvvetlendireceğinden kaygı ve endişeleri artabilir.
Değişen koşullara ve yeni kurulan ilişkilere uyum sağlayamayan çocuklar duygularını genellikle öfkeli davranarak, her şeye itiraz ederek, kendilerinden istenen şeyleri yapmayarak, kardeş ya da arkadaşlarıyla sık sık kavga ederek, okul başarılarının düşmesi ya da içlerine kapanarak gösterirler. Yetişkinlerin bu ipuçlarına karşı duyarlı olması ve çocuğa anlayışla yaklaşması sorunların büyümeden çözülmesini sağlayacaktır.
Çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin üvey anne ya da babaya alışma sürecini etkilediğini unutmamak gerekir. Genel olarak çocukların yaşları ne kadar küçükse, yaşamlarında onlarla ilgilenen bir üvey ebeveyne yer açmaları ve iyi ilişki kurmaları o kadar mümkün olur. Yetişkinliğe adım atmak üzere olan çocuklar da ebeveynin yeni evliliğine kolay uyum sağlarlar, çünkü kendileri yeni bir yaşamın adımlarını atmaktadırlar. Anne ya da babalarının destekleyecekleri hayat arkadaşları bulmasından mutluluk duyarlar.
Yeni evliliğe en çok tepki gösteren çocuklar ergenlik çağına girmek üzere olan ya da girmiş olanlardır. Duygusal ve fiziksel değişimlerin yaşandığı bu çağda yaşanan ailedeki bu değişiklik baş edilmesi güç bir uyum sorunu haline gelebilir.
Yeni aileye katılan üvey ebeveynin kabulü çocuğun cinsiyetine göre de değişiklik göstermektedir. Örn: Anneleriyle yaşayan erkek çocukları özellikle ergenlik çağında annelerinin yanında başka bir erkeğin varlığını kabullenmekte zorlanabilir. Öte yandan, hem duygusal olarak arkadaşlık edecekleri hem de kendilerine rol modeli olacak bir erkeğe ihtiyaç duyarlar. Çocuğun yaşadığı bu çelişkili duygular üvey babaya bakışını şekillendirir.
Kız çocukları ise boşanma sonrası anneleri ile daha yakınlaştığı için, üvey babayı annenin ilgi ve dikkatini üzerine çeken, rekabet edeceği biri olarak görebilir. Eğer anne, ilgi ve sevgisini dengeli paylaşabilirse çocuğun da üvey ebeveyni kabullenmesi kolaylaşır.
Bazı anne babalar, eski eşlerinin hayatındaki yeni kişiye cephe alarak, çocuklarını kendi taraflarına çekmeye çalışırlar. Çocuklar da aslında hoşlanacakları üvey anne babaya karşı kendilerini korurlar. Yeni eşten hoşlansalar da bu duygularının karşıtı yönde çelişkili davranabilir, eğer üvey anneyi sever ve iyi geçinirse öz anneye karşı suçluluk duygusu hissedebilirler. Çocuğun mutluluğu ve huzuru için eski eşin geçmişe ait hesaplaşmalarıyla başa çıkması ve kendi duygu ve düşüncelerini çocuğa yansıtmaması çok önemlidir.
Yeni ailenin mutluluğu ve huzuru için önerileriniz neler?
Üvey anne-baba olma pozisyonu, öz anne-baba konumuna göre daha fazla emek ve çaba harcamayı gerektirdiği bir gerçektir. Yetişkinler, iyi ilişkiler oluşturulacağına ilişkin umutlarını kaybetmeden çocuklara karşı istikrarlı şekilde anlayış ve sevgiyle davranmaya devam etmelidirler.
Yeni ebeveyn çocuğun kişilik özelliklerini ve ilgi alanlarını tanımaya ve onunla zaman geçirmeye gayret etmeli ve yaklaşımlarında dürüst ve samimi olmaya özen göstermelidir.
Çocuğun; üvey anne ya da babası ile kuracağı ilişkide, zaman da önemli bir faktördür. Hem çocuk hem de üvey anne ya da baba, birbirlerini tanımak ve yakınlaşabilmek için zamana ihtiyaç duyarlar. Ne üvey anne baba, ne de çocuk hiçbir nedenle zorlanmamalıdır. Aralarında kurulacak ilişki yavaş, doğal sürecinde ilerlerse ihtiyaç duydukları bağı kurma şansları artacaktır.
Disiplin ve kararlar biyolojik ebeveynin sorumluluğudur. Üvey ebeveynin sorumluluğu konusundaki sınırlar da ortaklaşa belirlenmeli, desteklenip, onaylandığı çocuğa belirtilmelidir.
Üvey ebeveynin ve çocuğun ilişkisinin sağlam bir temele oturması için, eski eş hakkında konuşulurken olumlu ifadeler kullanılmalıdır.
Çocuğun; kaybettiği veya birlikte yaşamadığı öz ebeveyni ile ilgili konuşmasına fırsat verilmeli ve desteklenmeli, onlara ait resim veya özel eşyalarını kendi odasında bulundurulması sağlanmalıdır.
Çocuğun yeni duruma uyumuna yardımcı olmak için ev ortamında yapılması gerekli olan değişiklikler yavaş yavaş uygulamaya konmalı ve çocukla ilgili konularda onun fikrine başvurulmalıdır.