‘İzi Erbeş’le farklı bir ‘Pencere’den

Bu yıl 17.si düzenlenen İzi Erbeş Kültür Sanat Etkinlikleri kompozisyon, şiir ve resim dalında yetenekli gençleri bir kez daha ödüllendirdi. Bu yılki etkinliklerin konusu, pencereydi

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Gençlik - Eğitim
22 Mayıs 2013 Çarşamba

Ulus Özel Musevi Okullarında, İzi Erbeş Kültür Sanat Etkinliklerinin bu yıl 17.si yapıldı. Türkçe-Edebiyat ve Resim bölümlerinin yaptığı ortak çalışmanın ürünleri, bu sene de çok renkli ve keyifliydi.

On yedi yıl önce başlayan ve hayatı yazıya, çizgiye, renge taşımayı amaçlayan, aynı zamanda da Sevgili İzi’nin adını, gençlerle beraber sonsuza kadar yaşatmak amacıyla başladı İzi Erbeş Kültür ve Sanat Etkinlikleri…

Yıllar geçtikçe farklı konu ve temalarla öğrenciler, duygu ve düşüncelerini şiirler, kompozisyonlar ve resimlerle anlattılar.

Nisan ayı, Ulus Özel Musevi Okulları için İzi Erbeş, ayı haline geldi. Her yıl, bu ayda dereceye giren öğrenciler, yapılan törende ödüllerini alıyorlar, başarılarını, mutluluklarını arkadaşları, aileleri ve öğretmenleriyle paylaşıyorlar.

İzi Erbeş Kültür ve Sanat Etkinliklerinin bu seneki konusu, pencereydi.

Pencere, somut veya soyut olarak düşünülebilecek bir konu olduğu için, öğrenciler bu konu üzerinde uzun uzun düşündüler ve belirlenen tarihte çalışmalarını öğretmenlerine teslim ettiler.

Eserler her yıl olduğu gibi isimsiz olarak jüriye teslim edildi. Jüri, beğendiği eserlerin numaralarına oy verdi ve bir araya gelerek sonuçları paylaştı. Bu toplantının sonunda, ödül alacak öğrenciler belli oldu. 29 Mart Cuma günü de ödüller sahiplerini buldu.

Pencere, geleceğe, aydınlık bir bilinmeze açılan iki kanatlı bir aralık… Bu aralığın ilerisindeki sürprizlerin her zaman iyi olmasını dileyen, yarınlara ümitle bakan gençler, farklı cümleler ve fırça darbeleriyle anlattılar pencerenin hikâyesini:

 

“Hani büyükler derler ya bir kapı kapanır, diğeri açılır. Ben buna inanmıyorum. Neden mi? Bir kere önünüze çıkan fırsat bir daha aynı şekilde gelmez, gelemez. Canını sıkma, üzülme derler bir fırsat kaçtığında. Dinlemem onları, üzülürüm. Çünkü doğru olanın bu olduğunu düşünürüm benim için. Doğru olduğunu bildiğim bir şey daha var: Benim açılıp kapanan kapılarım yok, benim yarınlara açılan bir pencerem var.

Hani bir çocuğun küçükken hayali bir arkadaşı olur ya beni pencerem de öyle aslında. Kimsenin bilmediği hayali bir arkadaş sanki. En kötü zamanlarımda beni bir sonraki güne taşıyabilen pencere o. Sakatlandığımda, pes etmek istediğimde beni dürtüp tekrar zorla ayağa kaldıran bir pencere o.Nasıl diye sormayın. Çünkü o yarınlara açılan pencere.

Valeri Bahar

Kompozisyon Jüri Özel Ödülü

 

Tatlı şaşırtmalarla, başarılı söz oyunlarıyla yazılmış kompozisyonlar, duygu dolu şairane ifadelerle yüklü şiirler, rengârenk yaratıcılıklarla dolu resimler, yaşı çok daha büyük kişilerin elinden çıkmış gibiydi. Kimi umutlarını, kimiyse bitmemiş hikâyelerinin anlattı kâğıtlara:

 

“Eskiden hayranlıkla sokağı seyrettiğim bu pencereden bakmıyorum artık. Çocukları seyretmek aynı aynı zevki vermiyor artık. Minik bir tebessümüyle herkese ışık saçan Gül teyze bile aynı mutluluğu veremiyor artık. Neden mi? Sen yoksun çünkü…”

Eslin Benhabib

Kompozisyon Mansiyon Ödülü

Türk Edebiyatının belki de en büyük şairlerinin ve yazarlarının sık sık başvurduğu bu güzel motif, pek çok kişiye ilham olmuştur.

 

“Bir çocuğun sevincidir bazen de pencere. Bazense annesi dışarı çıkmasına izin vermediğinde üzüntüsü… Veya bazen de heyecanı olur; annesini, uzaktaki sevdiklerini beklerken… Bir genç kızın umududur bazen pencere, yeni pencereler açar hayata; bazen bu pencere sevgilidir, bazen, yeni bir iş, bazen yeni bir okul…”

Sarp Kaston

Kompozisyon 3.lük Ödülü

Başarılı öğrencilerin ödüllendirildiği tören, her yıl olduğu gibi Perla Erbeş’in konuşmasıyla başladı. Erbeş ailesinin hazır bulunduğu törende, öğrencilere plaketleri ve D&R hediye çekleri verildi.

 

“Zaman geçtikçe hatanızı anlarsınız. Güçlenirseniz ve ayağa kalkarsınız. Pencerenizi tekrar açarsınız fakat bu sefer daha temkinli olursunuz. Uzun lafın kısası ilerde hep bekleyeceğiniz biri olacak ama elinizden uçan bu kuşun beklediğiniz kişi olmadığını anlayacaksınız.”

Betül Yohay

Kompozisyon 2.lik Ödülü

Farklı pencereler… Mavi panjurlu pencereler, önünde renkli çiçekleri olan pencereler, tahta pencereler… Pencereler farklı, hayatlar farklıdır ama pencerelerin gösterdiği yer, hep aynıdır.

Ronit Asa

Kompoziyon 1.lik Ödülü

 

Şiir yazmak, zordur. Gençler, bu işe hep daha yakın, hep daha cesur oluyorlar. Şiir yazmaktan korkmadan, kalemlerini şair olmak için oynatıyorlar:

 

Haykırmak istiyor pencereden

Dökmek istiyor içini boş sokaklara

Bağırmak istiyor ağaçlara kara toprağa

Ama çıkmıyor sesi

Dinmiyor acısı geçmiyor kederi

Çünkü bitmez oldu özlemi

Alexander İsak Aroyo

Şiir Jüri Özel Ödülü

 

Ödüllerin arasında çok büyük puan farkları yoktu. Bu da öğrencilerin ne kadar başarılı olduklarının bir kanıtıydı adeta.

Şiirde mansiyon ödülünü alana Fortün Levi, ‘Pencereyi Aç’ başlıklı şiirinde şöyle diyor:

 

Şimdi pencereyi aç ve gördüklerini anlat

Kuşkusuz anlatmaya değer bir işe bulamayacaksın

İnsanların susturduğu ruhsuz binalar içinde kaybolacak

Araba seslerinin arasında sesini bile duyuramayacaksın.

 

Şiirde 3.lük ödülünü alan Betsy Telim, ‘Penceremden Dört Mevsim’ adlı şiirinde, penceresinde değişen doğanın ayrıntılarını dizelere taşıyor:

 

Yaz geliyor çabucak

Bu sefer kuruyor her yer

Bahar yağmurları yerini

Sıcak, kuru havalara bırakıyor

Pencerenin önünde bekleyiş devam ediyor.

 

Şiirde ikincilik ödülüne layık bulunan Karen Alaluf, ‘Hepsi Farklı’ başlıklı şiirinde pencerelerin farklılıklarını, insanların yaşamlarının aynası gibi olduğuna dikkat çekiyor:

 

Koskoca bir evse hayat

Rengârenk pencereler, birçok kapı

Hepsi de farklı

Sen hangisinden bakarsan

Öyle görürsün hayatı.

 

Hayat Bir Pencere’ başlıklı şiiriyle birincilik ödülünü alan Cefri Cenk Beharti ise pencere olarak hayatın kendisini anlatıyor dizelerinde:

 

 

Hayat, zor bir kulvarda koşmaksa rakiplerle

Bir ışıksa sonunda kapanacak olan

Bir yalansa her zaman klişe olarak söylenen

Açın bir pencere

Bunları unutup yeni bir hayata

Beyaz bir sayfaya

Olmak istediğiniz yere…

 

Öğrenciler, yaptıkları resimlerle de konuklardan büyük alkış aldılar. Hayal dünyalarının zenginliğini çizgi ve renklerle canlandırdılar. İlköğretim, orta öğretim ve lise öğrencilerinden bu yarışma için çalışan öğrencilerden aşağıdaki isimler ödül almaya hak kazandılar:

İlkokul resimde birincilik ödülü Tayra Zarko’nun, ikincilik Lal Roso’nun, üçüncülük Dafne Beneza’nın oldu. Mansiyon ödülü Reysi Elmas’ın, Jüri Özel Ödülü de Melissa Stamati’nin oldu.

Ortaokulda birincilik ödülü Karla Manisa’nın, ikincilik ödülü Melani Franci’nin, üçüncülük ödülü Selin Saduk’un oldu. Jüri Özel Ödülünün sahibi Dafne Bahar olurken mansiyon ödülünü Sera Kohen, Lara Yahyai, Debi Besleyen paylaştılar.

Lisede resim ödüllerinin sıralaması ise şöyleydi:

Jüri Özel ödülü: Pelin Rodikli

Mansiyon: Serra Kori, Berna Franko, Cesi Koyuncu, Diana İs

Üçüncülük ödülü: Nitshona Saporta

İkincilik ödülü: Meri Levi

Birincilik ödülü: Cenk Beharti

 Yazı yazmak, resim yapmak, cümle kurmak, hayal kurmak…

Bütün bunlar dile kolay olan ama gerçekleştirmesi hiç de kolay olmayan işlerdir. Bu işin ödevini vermek, değerlendirmesini, seçimini yapmak da bir o kadar zordur. Çünkü yetenek dediğimiz şey, kişiseldir.

Kimi çok güzel resim yapar, kimi çok güzel sözler söyler, kimi sözleri söylemek yerine yazmayı tercih eder. Kimi bunu beğenir kimi diğerini…

Ama önemli olan şey yeteneği bulmak, keşfetmek ve ortaya çıkarıp ödüllendirmektir.

Hayata farklı konularda yeni isimler kazandırmaktır. Başarılarını alkışlamak, alkışlatmaktır.

Gençlere önemli olduklarını, onların her zaman yanında olduğumuzu hatırlatmaktır.

Çünkü gençler, hayatın kendisidir.

Bir hayat biter, ondan yıllar sonra başlayan hayatlar, ellerine kalem alıp hayatı yazar, çizer, boyar.

Bir isim kalır geriye dillerde, zihinlerde, gönüllerde.

İşte İzi Erbeş de adıyla; genç yeteneklerin kalemlerinde taptaze bir isim olarak yaşamaya devam edecek…