David Crossland, son siyasi romanı ‘Yahudi Aday’da, Almanya’daki neo-Nazilerin, Yahudi başbakan adayına ülkede yapılacak genel seçimler öncesinde düzenledikleri suikast girişimini anlatıyor.
İngiliz gazeteci Crossland’in siyasi gerilim türündeki romanının Almanya’da eylül ayında yapılacak genel seçimler öncesi piyasaya çıkması, Alman kamuoyunun ilgisini bir kez daha ırkçılık konusuna çekmesine neden oldu.
Romanın hikayesi özetle şöyle: Merkez Sol Parti’den (SPD) Rudolf Gutman isminde bir Yahudi Başbakan adayı politik güç kazanınca, neo-Naziler onu öldürmek için gizli bir plan yaparlar, fakat önlerine hiç hesaba katmadıkları bir İngiliz gazeteci çıkar.
Konusu günümüzün modern Almanya’sında geçen roman arka planda ülkede son yıllarda gittikçe artan ırkçılığı gündeme getirdiği kadar, Doğu ve Batı Almanya’nın siyasi birleşme operasyonunun ekonomik başarısızlığına da dikkat çekiyor.
Alman basınına göre, 1990’lardan beri ülkede 200 kişi ırkçı terör olaylarının kurbanı oldu.
Bu cinayetler özellikle Almanya’nın doğu eyaletlerinde 2011 yılına kadar polis tarafından ırkçılık olarak değil, adi cinayet vakaları olarak niteleniyordu.
Ancak 2011 yılının sonunda Alman polisinin tesadüfü bir şekilde bir neo-Nazi örgütü olan ‘Yeraltı Ulusal Sosyalistleri’ni (NSU) gün ışığın çıkarması ile 2000 ile 2007 yılları arasında işlenmiş bir çok cinayetin aslında siyasi olduğu ve NSU tarafından işlendiği ortaya çıktı.
NSU bu eylemlerde sekiz Türk, bir Yunanlı ve bir Alman kadın polisi infaz etmişti.