Ülkemiz gündeminin oldukça yoğun olduğu bu günlerde İsrail’deyim. Babam Tel Aviv’de bir ödül töreninde ve ben de onunla hasret giderme fırsatını değerlendirmek için birkaç günlüğüne buradayım.
Babamla birlikte olduğum için çok mutluyum ama Türkiye’deki Gezi Park olayları da aklımdan, kalbimden pek çıkmıyor. Bilirsiniz beni, doğa aşığıyım ve gerek çocukluğumda, gerekse şimdi hep bahçemde ağaçlarım oldu, onların nimetlerinden faydalandım ve en sağlıklı bir biçimde yaşayıp verimli olmaları için çaba gösterdim. Bilirim ki ağaç dikmek değil, büyütmek bir sorundur. Özen ister, sevgi ister, anlayış ve bilgi gerektirir. Bu yüzden bir ağacın kesilmesi ya da hasar görmesi beni üzer. Ağaçlık bir alan gördüğümde sevinirim, mümkün olduğu kadar sıklıkta, yaz-kış demeden Belgrad Ormanı’nda yürüyüşlere çıkarım. O doğal güzelliğin, heybetli ağaçların arasında olup temiz, bol oksijenli havayı ciğerlerimde hissettiğimde şanslı ve mutlu olduğum için şükran duyarım. Bu yüzden, Türk gençlerinin ağaç ve doğa sevgilerini dile getirmeleri beni mutlu etti fakat durumun ülkede bir kutuplaşmaya doğru gidebilmesi olasılığı da olumlu hislerimi dengeliyor.
qSevdiğim bir söz vardır: ‘Rüzgar ne kadar kuvvetli eserse, ağaçlar da o kadar sağlam olur.’ Bu sadece ağaçlar için değil, insanlar için de geçerlidir. İnanırım ki hayat bir sınavdır. Güçlüklerle baş edebilmek, azimle dik durmak insanları da, ağaçları da daha sağlam ve dirençli kılar. Umarım önümüzdeki günlerde esen rüzgarlar, gelişen senaryolar hepimizi daha iyi, daha dengeli, özgür ve mutlu günlere taşır.
İsrail’deyken ağaçları düşünmek Yahudilikte ağaçlara verilen önemi bana daha da yoğun bir biçimde hatırlattı. Her yıl Şevat ayının 15’inde kutlanan Tu Bişvat, ağaçların kış uykusundan uyanıp meyve vermeye hazır olduklarını kutlar ve yeni ağaçlar dikilir. Tevrat’ta üzüm, elma, hurma, nar, incir ve zeytin ağaçları özellikle vurgulanmıştır. İnançlarımıza göre, ağaçlar en somut biçimde insanların yaşam destek sistemini oluşturur ve bizlere doğa ile olan ilişkimizi dengede tutmanın hayati önemi ile bu doğrultudaki sorumluluklarımızı hatırlatırlar.
Midraş’ta da Kohelet Rabbah bize öğretmiştir ki Haşem ilk insanı yarattığında ona Cennet Bahçesi’ndeki çeşitli ağaçları gösterdi ve onları insanlar için yarattığını, sonrasında da insanlara emanet ettiğini söyledi. Haşem der ki , ‘‘Tüm yarattıklarım senin içindir. Onlara sakın zarar verip yok etme çünkü senden sonra onlara bakacak, onları büyütecek kimse olmayacaktır.” İlginçtir ki Midraş’da Cennet Bahçesi’nde tüm yetişenlerin arasında Tanrı sadece ağaçlardan söz etmiştir. Bu da anlam, fark ve önemlerini dile getirmek için yeterdir sanırım. Tanrı önce ağaçları yarattı ki sonradan insanlar ve hayvanlar onların çeşitli nimetlerinden faydalanabilsinler. Ağaç dikmek ve büyütmek dinimizce ne kadar büyük bir mitzvot ise onlara zarar vermek de o kadar büyük bir günahtır. Bu yüzden, ağaçları koruyalım, sevelim ve mutlaka ağaç sevgisini gelecek nesillere aşılayalım.
Bilirsiniz, bu köşemde daha sağlıklı bir yaşam konusundaki his ve düşüncelerimi ifade ederken, mutlaka en az bir de yemek tarifini sizlerle paylaşırım çünkü doğal ve sağlıklı beslenme gücümüzü artırır, hayatımıza renk ve lezzet katar. Bu gün sizlerle paylaşmak istediğim de birkaç günden beri çeşitli ortamlarda bana sunulan humus ve falafel.
İsrail’in en geleneksel yemeği olan humus ve falafel, mükemmel bir bitkisel protein kaynağı olmasının yanı sıra, kalsiyum, magnezyum, demir, fosfor, potasyum, çinko, manganez, beta-karoten ve yüksek oranda folik asit de içeren nohuttan yapılır. Nohut, ayrıca böbreklerin çalışmasına yardımcı olur ve sindirim sistemini temizler.
Şimdi de Clarita’s Way usulünde hazırlayabileceğiniz humus ve falafel tarifleri. Afiyet olsun!
FALAFEL BURGER (nohut köftesi)
4 bardak pişmiş* nohut (garbanzo)
4 diş sarımsak
1 /2 çay kaşığı kimyon
2/3 bardak maydanoz, doğranmış 1 bardak doğranmış kırmızı soğan 1 bardak doğranmış taze soğan
2 çorba kaşığı limon suyu
1 çay kaşığı çekilmiş kişniş
1/2 çay kaşığı tuz
1 bardak bayat esmer ekmek kırıntısı 2 çay kaşığı kanola yağı
* Falafel hazırlarken, garbanzoların, farklı bir yöntemle pişirilmeleri gerekmektedir. Bu yönteme göre, pişirilmesinin uzun sürmemesi için, nohutlar, 2 saat karbonatlı suda bekletilir ve sadece yarım saat kadar pişirilirler. Böylece lapa haline gelmezler ve köfte şeklinde yoğrulduklarında, kıvamları normal köfteye benzer.
Soğanları, sarımsağı, maydanozu, limon suyunu, garbanzoları ve baharatları, mutfak robotunda veya blenderde macun haline getirin. Yumuşak bir ezme kıvamına gelene kadar karıştırmaya devam edin. Köfte şeklini verin ve bir gece boyunca, en az 10 saat kadar buzlukta tutun. Köftelerin her iki yüzünü de, Teflon bir tavanın içerisinde 5’er dakika pişirin. Ateşin altını kısıp, tavanın ağzını kapayarak 5 dakika daha pişirin.
Falafel burgerleri, normal hamburger ve sandviçlere benzeyecek şekilde aşağıdaki gibi hazırlayabilirsiniz: (Resimde de görülmektedir.)
• İstediğiniz bir tam tahıllı yuvarlak ekmeğin üstüne biraz salata döküp tahin sosu sürerek veya
• Tam tahıllı bir pita ekmeğinin içine salata ve biraz falafel koyup, bunların üzerine de humus ve tahin sosu sürerek.
Alternatifler: Biraz baharatlı kırmızı biber sosu ve turşu (salatalık ve lahana) ilave edin. İsterseniz bu malzemeleri, ekmeğin arasına koymadan da yiyebilirsiniz.
HUMUS
2 bardak haşlanmış nohut
2 çorba kaşığı tahin
2 diş ezilmiş sarımsak
1/3 bardak limon suyu
Damak tadınıza göre tuz ve karabiber
Yumuşak, krema kıvamında bir ezme haline gelene kadar blenderde bütün malzemeleri iyice karıştırın. Eğer kıvam yoğunsa ve iyi karışmıyorsa, yavaş yavaş biraz ılık su ilave edin. Tadına bakın ve gerekli ilaveleri yapın; kırmızı biber, maydanoz, biraz zeytinyağı ve bütün nohut parçaları ile süsleyin.