Yeni neslin bilim insanları yetişiyor

Ulus Özel Musevi Okulları öğrencileri başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Hollanda’ya giden ekip ve önümüzdeki günlerde Amerika’da I-SWEEP adlı yarışmaya katılacak olan ekiplerden Ulus Özel Musevi Lisesi 11. sınıf öğrencilerden Eli Levi ve Mert Vasit ile 10. sınıf öğrencilerinden Treysi Aşkın, Vedat Levi, Eran Karako, Yoel Kohen ve proje danışman öğretmenleri Talha Kılıç ile keyifli bir söyleşi yaptık

CELLA BENCUYA BONOFİYEL Toplum
19 Haziran 2013 Çarşamba

Sayın Talha Kılıç, her geldiğimde sizinle çalışmaktan çok keyif alan gözlerinden zekâ fışkıran bir başka grup öğrenci ile buluyorum sizi. Şimdi Bilim ve Teknoloji Kulübü’ne çok talep var. Gelen yoğun başvuruları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Proje çalışmalarına ilk 2004 yılında başladık. Okulumuz vakfı bize çok destek oldu. Bir dostum, öğrencimin babası İzak Maça çok destek oldu. İlk önce oğlu Rudi Maça ile yola çıktık. Yarışmaları araştırdık. Rudi, 2005’te TÜBİTAK’ta kimya dalında Türkiye üçüncülüğü elde etti. Avrupa Genç Bilim Adamları yarışmasında Moskova’da bizi temsil etti bizi ve ikincilik aldı. Üniversite sınavında ek puan almaya hak kazandı.  Sonrasında yeni öğrencilerle devam ettik. Her sene katılım arttı. Okulumuz maddi destek verdi. Katılan öğrencilerimizin aileleri de çok destek verdi. Öğrencilerimiz derece almaya başladıkça yurtdışındaki yarışmalardan da davetler almaya başladık.  Bir kimyacı gözüyle bakınca polimer reaksiyon gibi, artarak devam etti. Çok önemli başarılar kazanıyoruz, bu okulumuzun hem yurtiçinde hem yurtdışında tanınmasına da yardımcı oldu. Bugün bilimle ilgili bir yarışma söz konusu olduğunda bizim okulumuzun adı hemen gündeme geliyor.

Seçim sürecini biraz anlatır mısınız?

Öğrencilerimizden çok sayıda başvuru gelmeye başladı. Bu yıl projelere katılacakları seçmek için bir seçici kurul oluşturduk. Öğrencilere birer araştırma konusu verdik. Maketlerle 10 dakikalık bir sunum yapmalarını istedik. Farklı bölümlerden öğretmen arkadaşlarla 15 kişilik bir jüri ekibi oluşurduk. TÜBİTAK’ın yarışmalarda kullandığı seçim kriterlerinin bir listesini çıkardık. Ve sunum yapan öğrencileri bu kriterlere göre değerlendirdik. Beden dilini kullanma, jüriyi etkileme, maketin sunumu, lisanı kullanma, kıyafet gibi pek çok kritere baktık. Böylece öğrenciler bileğinin hakkıyla seçilmiş oldu. Hepsi derslerinde de başarılı öğrenciler. Tabii öncelikle fen bölümünden olmaları gerekiyor; ayrıca seçilebilmek için derslerinde de başarılı olmaları gerekiyor. Her sene olduğu gibi bu sene de doğru seçimler yapmışız, hepsi hem Türkiye’yi hem okulumuzu başarıyla temsil ettiler. Gurur duydum öğrencilerimle. Bu yarışmadır, ödül alınabilir de alınamaz da. Ama önemli olan araştırmalarını tamamlayıp, temsil etmekteki başarıları.

Biraz da öğrencilerimizi tanıyalım… Hangi proje grubundasınız?

Eli Levi: 11. sınıftayım. Yarışmaya iki kişi olarak katıldık. Projemizin adı ‘Güneşin Soğuk Yüzü’.

Mert Vasit: Ben de 11. sınıftayım. Eli ile beraber hazırlandık yarışmaya. 21. Ulusal Fatih Çevre Projesi –INEPO yarışmasına katıldık ve 3.lük aldık.

Vedat Levi: 10. sınıftayım. Bizim projemizin adı ‘Solar Piezo Kinetik Şarj Cihazı’.  Farklı kaynaklardan elektrik alıp bir bataryayı şarj ediyoruz. O batarya ile telefonları şarj ediyoruz. Böylece elektriğe para vermemiş oluyoruz. Ankara’daki TÜBİTAK yarışması dahil üç yarışmaya katıldık.

Treysi Aşkın: 10. sınıftayım. Vedat ile birlikte çalışıyoruz. İzmir’de TÜBİTAK Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması’nda enerji dalında birinci olduk. Ve arkamızdan ikinciliğe aday gösterilemedi. Amerika’da dünyanın en büyük yarışmalarından I-Sweep’e katıldık. Dünya üçüncüsü olduk.

Eran Karako: Ben de 10. sınıftayım. Yoel’le birlikte çalışıyoruz. Bizim proje piyasada dolaşan elektrik tasarruf cihazlarının gerçekten çalışıp çalışmadığını ispat etmeye yönelik. Ve bunların çalışmadığını ispatladık. İki tane yarışmaya gittik. Geçtiğimiz hafta Hollanda’da katıldığımız bir yarışmada dördüncülük ödülü aldık.

Yoel Kohen: 10. sınıf öğrencisiyim. Eran’la birlikte bilimsel bir proje yaptık. Araştırmalarımız sonucunda bu cihazların işe yaramadığını ispatladık. Aynı zamanda sosyolojik de çözümler sunduk. İstatistiklerle çalışmamızı destekledik. Hollanda’da hükümet kurumlarında çalışan birisi bu çalışmayı duyurmak için bize yardım teklif etti. Dünyanın sayılı kimya şirketlerinde çalışan bir kimya mühendisi bize kartvizitini verdi; “Projenizi yaymak için benle iletişime geçebilirsiniz, Linkedin hesabımı kullanabilirsiniz” dedi.

Yarışmalarda derece almak da önemli ama tüm hazırlık sürecinde yaptıklarınız da çok önemli. Biraz hazırlık sürecini anlatır mısınız?

Eli: Talha Hoca sene başında araştırma konularımızı veriyor. İlk başta kaynak taraması yapıyoruz. Projenin çıkması dönem ortasını buluyor.

Vedat: Her projenin kendine özgü çalışma sistemi var. Deneysel bir proje ise çok uzun bir süreç oluyor. Bizimki için önce bir prototip hazırladık. 3-4 ay sürdü bunu yapmamız.

Treysi: Enerji kaynaklarını inceledik, hangilerini birleştirirsek daha başarılı sonuç alırız onu araştırdık. Sonunda iyi bir iş çıkarttığımızı düşünüyoruz.

Eran: Bizimki deneysel bir projeydi. Üç cihaz satın aldık ve denedik. Onların çalışma prensiplerini araştırdık. Cihazları satan firmalarla görüşme yapmaya çalıştık. Araştırma projesi olduğu için ne kadar çok bilgi toplayabilirsek topladık. Sonra bir bilgi panosu hazırladık ve sunum hazırladık.

Röne Kaspi (UÖMO Eğitim Koordinatörü): Sunumları hazır olduğunda öğretmenlerle bir araya geliyorlar. Onlara soru-cevap çalışması yaptırılıyor. Öğretmenleri gelebilecek zor sorulara hazırlamak için biraz sıkıştırıyor onları. Jürinin sorabileceği her türlü soruya hazırlıklı olmalarını istiyoruz.

Yoel: Biz de hazırlıklı oluyoruz ve tüm sorulara cevap verebiliyoruz. Jüriler yarışmada çok kıyıda köşede kalmış bilgilerden sormalarına rağmen biz de cevap verebildik.

Yarışmadan davet geldikten sonrası nasıl gelişiyor?

Mert: Belirli büyük yarışmalar var, onlara katılıyoruz. Önce projeyi yolluyoruz. Sonra kabul geliyor.

Eran: Her yarışma kendi kriterlerini yolluyor. Hazırladığın panonun boyu ne olmalı, sunum nasıl yapılmalı gibi bir listeyi gönderiyorlar. Her proje için, her yarışmaya göre ayrı bir hazırlık yapmak gerekiyor.

Vedat: Yabancı yarışmalar da var. O zaman projenin hem İngilizcesini hem Türkçesini hazırlamak gerekiyor.

Röne Kaspi: Bazı projelerin maketlerini Amerika’ya yollamak bazen sorun olabiliyor. Özellikle kimyasal içerikli ise gümrük/ güvenlikte sıkıntı olabiliyor. Mütevelli heyetimiz bize bu konuda yardımcı oluyor. Kargoyla projeleri önceden yolluyoruz.

Eran: Havalimanı kontrolünde çok ilginç oluyor. Çanta güvenlik bandından geçerken bir anda tanımlayamadıkları bir elektronik cihaz görüyorlar içinde. Ne olduğunu anlayamıyorlar. Ama Talha Hocamız hemen evraklarımızı çıkartıyor. Yarışma katılma sertifikalarını, izin yazılarını gösteriyor.

Röne Kaspi: Bazen de Türkiye’yi temsilen yurtdışına davet edildiğimizi görünce çok gurur duyuyorlar; güvenlik görevlileri de destek oluyorlar.

Bundan sonrası için gelecekle ilgili nasıl bir yol çiziyorsunuz kendinize?

Eli: 11.sınıfta olduğum için öncelikli olarak önümüzdeki sene üniversite giriş sınavı için çalışmalarımı yoğunlaştıracağım. Baktım ki istediğim gibi olmadı sonuçlar, o zaman bu sertifikaların önemini de biliyorum, o zaman yurtdışındaki imkânları da değerlendirebilirim.

Mert: Amerika’da katıldığımız projeler sayesinde bize bazı üniversitelerden burs teklifleri de geldi. Onları da değerlendirebiliriz.

Treysi: 10. sınıftayım, daha biraz zamanımız var. Ama biz de hem yurtiçi hem yurtdışı için hazırlıklı olacağız.

Talha Kılıç: Bu tür çalışmalar yapan öğrenci grubu hayata bir adım önce başlıyor. Proje gruplarına öğrenci seçerken ders başarılarına da dikkat ediyoruz. Yurtdışında yabancı dilde temsil edebilmeleri gerekiyor. Proje için çalışırken diğer derslerinde de başarılı olmayı sürdürmeleri gerekiyor. Hepsiyle gurur duyuyorum. Bu gençler dünya vatandaşı olarak yetişiyorlar. 

 

KENDİ NETWORK’LERİNİ OKUL YILLARINDA OLUŞTURUYORLAR

Talha Kılıç: Geçtiğimiz yıllarda öğrencilerin ilgisi daha azdı bu tür projelere. Ancak alınan ödüller ve katıldıkları yarışmalarda kurulan ilişkilerin getirisini görünce öğrencilerin ilgisi artmaya başladı. Üniversite girişlerinde yarışmalarda alınan dereceler ek puan getiriyor öğrencilere. Ayrıca yurtdışı üniversitelerine burslu kabul edilenler oldu. Bu bizim okulun bir farklılığı oldu. Birçok kültürel etkileşim yapıyorlar, her gittikleri yarışmada farklı dostlar, arkadaşlar ve hocalarla tanıştılar. Bazen bir üniversitede sempozyuma gittiklerinde önceden katıldıkları bir yarışmanın jürisi olan bir öğretim üyesi onları ismen tanıyor olabiliyor. Bu çok gurur verici okulumuz için. Öğrencilerimiz katıldıkları her farklı etkinlikte yeni insanlarla tanışıyor ve kendi network’lerini kurmaya çok erken bir yaşta başlıyorlar. Vizyonları gelişiyor, değişik kültürlerle bir arada oluyorlar, sosyal bağlar kuruyorlar. Linkedin, facebook gibi sosyal ağları nasıl daha faydalı kullanabileceklerini de öğreniyorlar.