Eserlerinde yabancılaşmanın ve yalnızlıktan var olmanın öykülerini okuruyla paylaşan modern edebiyat ikonlarından Franz Kafka, hayatını kendisini anlamaya adayan Dr. Reiner Stach’ın 18 yıllık titiz çalışması ve romanvari kalemi aracılığıyla dile geldi. ‘Kafka-Karar Yılları’ ve ‘Kafka- Kavrama Yılları’ adı altında Sel Yayıncılık’tan çıkan bu iki ciltlik dev yapıtı Türkçeye kazandıran deneyimli çevirmen Sezer Duru ile kitapları ve Kafka’yı konuştuk
Dünya edebiyatında özel bir yere sahip olan Franz Kafka, tanıklık ettiği çağın evrimini derinden algılamış, iç çatışmaları ve babasının baskısı karşısında hissettiği ezikliği yazarak savmaya çalışan bir yazın ustasıydı. Yaşamı, her adımda mücadele ile geçen Kafka için ‘yazmak’ son derece hayati bir işti.
Yıllarını ünlü yazarı türlü belge ışığında her yönüyle araştırmaya veren 1951 Almanya doğumlu Reiner Stach, felsefe, edebiyat ve matematik eğitimi görmüş bir yazar, dünyaca tanınmış bir Kafka uzmanı. Kitapları vasıtasıyla Kafka hakkında bilmediğimiz birçok gerçeği ayrıntılarıyla öğreniyoruz. 2002’de yayımlanan birinci cilt ‘Kafka- Karar Yılları’, 1910-1915 yıllarını kapsıyor. Bu yıllar, genç ve deneyimsiz Kafka’nın Yahudilikle dini yönden karşılaştığı, sigorta acentesi memurluğu yaptığı ve iç dünyasını ‘Yargı, Dava ve Dönüşüm’ gibi kitaplara yansıttığı yıllardır.
2008’de çıkan ve 1916-1924 arasındaki dönemi ele alan ‘Kafka- Kavrama Yılları’ ise Çekoslovakya vatandaşı, Alman Yahudi’si Kafka’nın içinde yaşadığı dünyanın siyasi ve fiziksel olarak çöküşünü konu ediniyor.
Sezer Duru ile sohbetimizden başlıklar…
Bugüne kadar sayısız çeviriye imza attınız; Kafka -Karar Yılları ve Kavrama Yılları’nı Türkçeye kazandırırken ne gibi bir hazırlık süreci yaşadınız?
Neredeyse elli yıldan bu yana çeviriyle uğraşmaktayım ve işimi çok seviyorum; çünkü çeviri eylemi hem kafayı matematikle uğraşır gibi çalıştırıyor, hem de kafası çalışan her insan gibi genç kalmasını sağlıyor.
Kafka-Karar Yılları ve Kavrama Yılları’nı Türkçeye çevirirken bugüne kadar Almancadan okuduğum ama Türkçelerine bakamadığım tüm Türkçe çevirileri aldım ve baktım. Her ne kadar Türkçeye Kafka’nın yazdığı her şey henüz tam olarak çevrilmemiş olsa da, gene de epey çeviri var. Ne yazık ki günlükleri, mektuplarının büyük çoğunluğu ve fragman niteliğindeki birçok öyküsü henüz çevrilmedi.
Ayrıca büyük Kafka uzmanı Klaus Wagebnach’ın kitaplarına da baktım. Zaten oldum olası büyük bir Kafka hayranı olduğum için, onun Almanya’da yayınlanan tüm kitapları, bu arada da Fischer Yayınevi’nden çıkan son derece kapsamlı kritik edisyonu da bende var. Bütün bunları gözden geçirdim. Çeviri sırasında bütünüyle Kafka’nın dünyasına girdim. Kendimi sosyal yaşamdan olabildiğince izole ettim, Kafka ile yatıp Kafka ile kalktım.
Yaklaşık 1440 sayfalık iki kitabın çevirisinden sonra bir Kafka portresi çizin desem neler söylersiniz?
Kafka portresini şöyle çizebilirim: Son derece akıllı, çalışkan, çok az dostuyla görüşen, insanların ve özellikle de işçilerin haklarını sahiplenen (çünkü iş kazası sigortası memuruydu ve her türlü usulsüzlüğü yakından izliyordu), yürekli, kibar, duygusal, büyük yazar olma niteliklerinin hepsine sahip, son derece şık, ailesine sadık, yüzmeyi, temiz havada olmayı, gülmeyi seven, gerçekten âşık olunacak bir insan.
Yazılmış birçok Kafka biyografisi var; bu bağlamda Dr. Reiner Stach’ın kitaplarını diğerlerinden farklı kılan nedir?
Stach, ömrünü Kafka’ya adamış biri, geçimini de Kafka uzmanlığından kazanıyor konferanslar vererek… Ayrıca bu günlerde Kafka’nın çocukluğu ve gençliğini konu alan üçüncü kitabı hazırlamakta. Bu biyografilerin dışında da Kafka’nın çeşitli yönleriyle ilgili kitapları var.
Doğal olarak yazılmış birçok Kafka biyografimsileri var; ancak bunların gerçek biyografiler olduğu söylenemez. Örneğin dostu Max Brod’un, Canetti’nin, Janousch’un ve daha birçok yazarın, ama bunlar daha çok anılara ve yorumlara dayanıyor, hatta Kafka’yı görmek istedikleri gibi görüyorlar. Stach ise, Kafka döneminin tüm olaylarını, gazetelerini, hava durumunu bile araştırarak kitaplarını yazmış, yani Kafka ve yaşadığı ortamı günü gününe belgelere dayanarak araştırmış.
Stach, bu kitaplara 20 yılını vermiş; siz ne kadar sürede tamamladınız çeviriyi ve bu süreçte yazarla nasıl bir işbirliği yaptınız? Yazarla ruhsal ve düşünsel bir ilişkiye girdiniz mi?
Kitapları 1,5 yıl gibi kısa bir sürede bitirdim. Bunu başarabilmek için her gün çalıştım, sosyal yaşamdan kendimi uzaklaştırdım, çok önemli konserler dışında hiç bir yere gitmedim. Stach’la tanıştım, hatta birinci cildi bitirdiğim zaman, neden kendisine hiç danışmadığımı sordu ve soru sormamış oluşuma şaşırdı. Amerikalı çevirmen durmadan bir şeyler sormuş, buna rağmen yanlışlar yapmış. Ona soru yöneltmememin nedeni galiba Kafka’yı ve yapıtlarını iyi bilmemdi; ama ikinci cildi çevirirken önerisini ciddiye alarak bir kaç kez ona bazı şeyleri danıştım, o da hemen cevapladı. Stach’la ne ruhsal ne de düşünsel bir ilişkiye girdim; ama birçok konuda çok anlaştık. Örneğin ben de Kafka’nın nişanlısı Felice Bauer’i sevmiyorum. En çok, ilişkisi olan kadınlar arasında Milena’yı seviyorum.
Stach kitapları kaleme alırken nasıl bir yöntem ya da kurgu izlemiş?
Yukarıda da belirttiğim gibi Stach, Kafka döneminin her şeyiyle ilgilenmiş. Gazeteleri taraması çok önemli.
Dr. Reiner Stach, Kafka’nın hayatını çok ince detaylarıyla anlatmış. Peki, bu 2 ciltlik dev çalışmada okurun Kafka’yı daha kolay anlayabilmesi veya düşüncelerinin arka planını kavrayabilmesi için kendi yorumlarına veya analizlerine yer vermiş mi? Yoksa olaylara tamamen objektif olarak mı yaklaşmış?
Stach kendi yorumlarına yer vermiş, ama belgelere dayanarak. Şimdiye kadar beyinlerinde bir Kafka imajı yaratmış olanlar belki de bu yorumların bazısına katılmayacaklardır, bu da onların hakkıdır; ama mutlaka Kafka’yı kendisi olarak bu kitaplardan çok daha yakından tanıyacaklardır. Hiçbir yazar bu gibi çalışmalarda tamamen objektif olamaz diye düşünüyorum.
Eserlerde Kafka’nın Yahudilik ile ilgili deneyimlerine yer verilmiş mi? Yazar, dini kimliğiyle barışık mıydı?
Evet, yapıtlarda Kafka’nın Yahudilik ile ilgili deneyimlerine epey yer verilmiş. Bilindiği gibi Kafka, Prag’ın Almanca konuşan Yahudi azınlığındandı. Eğitimini oradaki Alman okullarında aldı, üniversiteyi de Prag Alman Üniversitesi’nde bitirdi. Almanca yazdı. Sinagoga pek ender gitti, aile düğünleri falan gibi olaylarda; ama daha sonra tanıştığı insanlar, özellikle de ikinci nişanlısı Julie Wohryzek ve daha sonra hayat arkadaşı olan Doğu Yahudi’si Dora Diamant’ın etkisiyle İbraniceyi iyi öğrendi, hatta Filistin’e göç etme isteği vardı ama sağlığı ve erken ölümü bunu gerçekleştirmesini önledi. Brod ise her zaman Kafka’nın gerçek bir Yahudi olduğunu savladı. Bence Kafka Yahudiliğin tarihi ve İbranice ile dinden daha çok ilgilendi. Bu yüzden dini kimlikle çok ilgili olduğu söylenemez.
Adından türetilen ‘Kafkaesk’ kelimesi nasıl bir durumu anlatmak için kullanılan bir deyim sizce?
Stach’a göre ‘Kafkaesk’ başka yazarların uydurdukları bir sözcük. Bizde de çok kullanılır. Bürokrasi, insanı basan durumlar, devlet saçmalıkları söz konusu olduğunda, ya da bir yığın memurun oturduğu köhne bir ofise girdiğimizde ‘Kafkaesk’ deriz. Kafka’nın kendisi bunu duysa herhalde gülerdi.
Bu kitabı okuduktan sonra sizce okurun beyninde Kafka ile ilgili hangi algılar ya da doğru bilinen yanlışlar değişebilir?
Bu kitabı okuyanlar, ki okumalarını öneririm, Kafka gibi çağımızın en büyük yazarını oldukça yakından tanıyacak ve seveceklerdir. Belki zaman zaman ona acıyacak ve kızacaklardır ama kitaplarını daha iyi anlamalarını sağlayacaktır. Kafka ile ilgili tüm doğrular bu iki kitaptadır. Yetenekleri varsa şimdiye kadar bildikleri ya da inandıkları yanlışlar da düzelecektir.
İkinci başkanlığını yürüttüğünüz ve merkezi Rodos’ta bulunan ‘Uluslararası Yazar ve Çevirmenler Birliği’nin yakın gelecekte ne gibi projeleri var?
İkinci başkanlığını yürüttüğüm Rodos ‘Uluslararası Yazar ve Çevirmenler Merkezi’, Yunanistan’daki kriz nedeniyle programlarımızı yapmamıza izin vermiyor ne yazık ki; ama üye ülkelerin yazar ve çevirmenleri gidip orada ücretsiz kalmayı sürdürüyor.