Yazın nelere dikkat etmeli?

Su ve tuz kaybının yaşandığı aşırı sıcak günlerde, kalp hastalarının, yüksek tansiyonu, diyabeti olanların ve astımlıların mutlaka sıcağın olumsuz etkilerinden korunmaları, güneşte uzun süre kalmamaları, klimalara, mide ve bağırsak enfeksiyonlarına dikkat etmeleri gerekiyor. Özel Balat Or-Ahayim Hastanesi İç Hastalıklar Uzmanı Uz.Dr. Sadi Rüştü Vural yazın dikkat edilmesi gerekleri hatırlatıyor

Sağlık
10 Temmuz 2013 Çarşamba

KALP HASTALARI

Güneş ışınları kemik ve diş gelişiminde son derece önemli bir role sahip. Özellikle bahar ve yaz mevsiminde alınan güneş ışığı D vitamininin esas kaynağını oluşturuyor. Ancak güneşin yararlı etkisi dışında hepimizin bildiği üzere deri kanseri yapıcı etkisi var. Bu nedenle çocuğunuzu cildine güneşten koruyucu ürün kullanmadan sokağa çıkarmayın. Günün sıcak saatlerinde güneş altında uzun süre kalınmamalı. Güneşlenme ya da egzersizlerin ancak güneş ışınlarının etkisini yitirdiği akşam saatlerinde veya daha serin olan sabahın erken saatlerde yapılması gerekir. Yaz aylarında kalp krizi riski artar. Bunun nedeni, aşırı sıcaklarla birlikte yükselen tansiyonun kalp krizi riskini tetiklemesidir. Özellikle hava sıcaklığının çok yüksek oranda seyrettiği şehirlerde, 40 derece sıcaktan, klimanın çalıştığı 18 derecelik bir ortama ani geçiş kalp krizine davetiye çıkarabilir. Bu yüzden, klimalı ortamların 22 derecenin altında olmaması gerekir. Belli bir soğuk derecesinden sonra damarların spazm riski arttığı için ani soğuklardan kaçınmalı ve klimalı ortamlar çok fazla tercih edilmemelidir. Sıcak altında uzun süre kaldıktan sonra soğuk havuza atlamak risktir. Soğuk su, soğuk havaya göre daha tehlikeli olabilir. Çünkü burada vücutla direkt temas ve vücut ısısının aniden değişmesi söz konusudur. Soğuk havada kaybedilen ısı ile soğuk suyla temas halinde kaybedilen ısı arasında ciddi bir fark vardır.

DİYABET HASTALARI

Aşırı sıcaklar nedeniyle kan şekerinin yükselmesi kan akışkanlığını azaltır. Şekerinin yükselmesiyle ortaya çıkan sıvı kaybı sıcağın da etkisiyle ani felç kalp krizi ve beyin kanamalarına neden olabilir.

Sıcak nedeniyle ani su kayıpları, şeker hastalarında körlük ve sakatlığa da neden olabilir. Terleme durumuna göre günde ortalama 2 ila 5 litre arasında su içilmesi gerekir. Güneş ışınlarının en etkili olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında gerekli olmadıkça dışarı çıkılmaması gerekir. Düzenli kullanılan ilaçların zamanında alımına önem verilmeli, kendilerine doktor tarafından tavsiye edilen egzersizler, havanın serin olduğu akşam ve sabah saatlerinde yapılmalıdır. Kendini iyi hissetmeyen hastalar hemen doktora başvurmalıdır.

Ayrıca diyabetiklerin vücut sıcaklık ayarlarının da bozuk olması terleme bozukluğuna ve buna bağlı vücut ısısı artışına neden olarak ölüme kadar varan ciddi problemlere yol açabilir.

ASTIM HASTALARI

Nefes darlığı ataklarının çeşitli tetikleyici durumlarla ortaya çıkar. Tetikleyici durumlar viral enfeksiyonlar ya da alerjenlere maruz kalma gibi durumlar olabileceği gibi hava kalitesiyle de ilgili olabilir. Örneğin bulunulan iç ortamın hava kirliliği (sigara dumanı, keskin koku, kimyasal maddeler) ya da dış ortamın hava kirliliği (egzoz gazları, şehirlerin hava kirliliği gibi) astım ataklarını başlatabilmektedir.

Aşırı sıcaktan soğuk ortama geçmek bazı hastalıkların riskini ciddi anlamda artırıyor. Temizliği ve bakımı yapılmayan klimalar da alerjik ve mikrobik hastalıklara davetiye çıkarıyor. Düzenli bakımı yapılmayan klimalar, soğutma sistemlerindeki küf mantarlarının, bakterilerin ve tozların birikmesine bağlı olarak, ani ve kronik alerjik hastalıklar ortaya çıkarabiliyor.

Benzer şekilde akciğerlere ulaşan havanın ısı ve nem gibi özellikleri de hava yollarında bulunan kolinerjik reseptörleri etkileyerek astım bulgularının başlamasına neden olabilir. Sıcak hava ve yüksek nem astımda bulguların ortaya çıkmasına neden olan tetikleyici faktörler arasında yer alır. Astımlı hastalar için ortamdaki havanın en uygun nem miktarı yüzde 30-50 arasıdır. Ayrıca polenlerinde havada uçuşmaya başlaması alerjik astımlı hastalar için olumsuz bir ortam oluşturur.

SICA⁄IN OLUMSUZ ETKİLERİNDEN KORUMAK İÇİN

• Günde 3 litre su tüketin: Sıcaklarda kış mevsimine nazaran 5-10 kat daha fazla terleyerek aşırı sıvı kaybedince vücudumuzun elektrolit dengesi bozuluyor. Bunun sonucunda sıcaklarda tansiyon düşmesi ve kalp hızının artması başta olmak üzere pek çok sağlık sorunu ortaya çıkıyor. Bu yüzden aşırı sıcaklarda bol bol su içmeyi ihmal etmeyin ve bunun için mutlaka susamayı beklemeyin.

• Çayı açık için: Çünkü demli çay vücuttaki kan akımının dengesini bozarak çarpıntıya neden olabiliyor. Kalp sağlığınız için sıcak havalarda çayı ya açık için ya da meyve çaylarını tercih edin. Ayrıca çay, gazlı içecekler ve kahve tam ters etki yaparak vücuttan su kaybına neden olurlar.

• Kahveyi bir fincanla sınırlayın: Aşırı kahve tüketimi nabzın hızlanmasına, bunun sonucunda da kalbin yorulmasına yol açıyor. Böylelikle aritmi veya kalp krizini tetikleyen süreç başlamış oluyor. Sağlığınızı riske atmamak için günde en fazla bir fincan kahve tüketin.

• Yazın havuz ve denizden bulaşabilecek mide, bağırsak enfeksiyonlarından korunmak için suyun ağzımıza girmesine engel olmaya çalışın. Mide bulantısı ve ishale yol açabilir.

• Kalabalık ve kirli olması muhtemel sularda yüzerken konjoktivit denilen göz iltihabından korunmak için yüzücü gözlüğü takın. Açık deniz kalabalık havuz ortamıyla kıyaslandığında daha temizdir. Aynı nedenle kulak iltihapları da yazın artış gösterir. Temiz olmayan sularda kafamızı suya sokmamak en kolay çözümdür.

• Güneş altında içki içmeyin: Güneş altında içilen içkilerin kalp krizi ve beyin kanamasına yol açabilir. Güneş altında alınan içkiler damarları iyice genişletir ve tansiyonu düşürür. Alkol miktarı artınca tansiyon yükselir.

• Güneş kremi suya girildikten veya duş alındıktan sonra yenilenmelidir. Havuza girmeden önce havuzun temizliğini korumak amacıyla duş alarak yağın akıtılması önerilir. Bu nedenle uzun süre suda kalınmamalıdır. 30 koruma faktörlüden daha yüksek koruma faktörü olan kremler içlerindeki kimyasallar nedeniyle faydadan çok zarar verir. Bunların yerine giysilerle güneşten korunmak tavsiye edilebilir.

• Yüksek tansiyon hastaları kesinlikle sauna veya buhar gibi aşırı sıcağa maruz kalmamalıdır. Buharın tıbbi bir faydası yoktur. Kuru sıcağın terle atılan su, tuz, ağır metallerin vücuttan atılması açısından faydası olabilir. Süre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte, tansiyon düşmesi, çıkması, çarpıntı, baş dönmesi gibi belirtiler olursa derhal sonlandırılmalıdır. Bir defada on dakika geçilmemelidir.

• Saat 11.00-17.00 saatleri arasında çok mecbur kalmadıkça sokağa çıkmayın, denize, havuza girmeyin. Mecburen sokağa çıkacaksak, açık renkli, hafif elbiseler giyin, güneş gözlüğü takın, şemsiye kullanın, şapka takın. Özellikle çocuklar ve yaşlılar sıcaktan korunmalıdır. 6 aydan küçük çocukları güneşe çıkarmayın.

• Eğer doktorumuz tarafından sakıncası yoksa aldığımız sıvı (su) ve tuz miktarını arttırın; ağır, kızartmalı yemeklerden kaçının, hafif, zeytinyağlı yemekleri tercih edin.

• Öğle saatlerinde kısa süre de olsa uyuyarak dinlenin.

• Sporu serin saatlerde yapın.

• Böcek, arı sokmalarına karşı dikkatli olun; alerjiniz varsa çok daha dikkatli olmak gerekli. Beklenmeyen durumlarda hemen hastaneye başvurun.

• Karasineklerin mikropları yemeklere bulaştırmalarını engellemek amacıyla yiyecekleri açıkta bırakmayın. Sineklerle bulaşan hastalıklardan korunmak için sinek öldürücü veya kaçırıcıları kullanın.

• Tuvaleti ve mutfağı kirli olan restoranlarda yemek yemeyin. Kontrol etmekten çekinmeyin. Söz konusu olan sağlığınızdır.

• Çiğ yenen yiyecekleri yıkanabiliyorsa içme suyuyla iyice yıkamadan veya kabuğunu soymadan yemeyin. Çiğ yenen yemeklerden (örn: çiğ köfte) mümkün olduğunca uzak durun. Sıcakta kalmış yemekleri tüketmeyin. Sulu tencere yemekleri, iyi pişirilerek yenen gıdalar yazın en emin besinlerdir.

• Gebelikte havuza girilebilir ancak havuzların mutlaka temiz ve bakımlı olmasına dikkat edilmelidir. Havuz temizliğinde kullanılan kimyasal maddeler ciltten emilir. Bu nedenle havuzda kalış süresi uzun olmamalı ve çıkınca mutlaka duş alınmalıdır. Mümkünse havuz sterilizasyonunun klor ile yapılmadığı havuzlar tercih edilmeli. Islak mayo ile durmak genital şorada bulunan mantarların enfeksiyona yol açmasına neden olur ve akıntı, kaşıntı görülür. Bu, hamilelerde en sık görülen enfeksiyon çeşididir.