Eskiden kolaydı, ya Amerika’yı tutardın ya da Arapları, masalımızın kahramanları ve amaçları basitti.
Amerika büyük emperyalist güç, okyanus ötesi yandaşı Siyonist İsrail ile tüm Ortadoğu’yu ele geçirmek istiyor, Arap orduları da memleketlerini her santimetrekaresini kahramanca kanlarının son damlasına kadar savunuyorlardı.
Amerika ve İsrail, petrol çıkarları peşinde koşan saldırgan, acımasız işadamlarının finanse ettiği silah sanayi ve orduları ile zavallı fakir ve masum Arap halkına kök söktürüyor, onların hep cahil kalması için uğraşıyordu.
Masal şimdiye kadar böyle idi...
Ancak Arap Baharı ile Ortadoğu’da başlayan Rönesans gelecekte bu masalları Arap çocuklarının yutmayacağını dünyaya gösterdi.
Şimdiki gündemi halen Soğuk Savaş palavraları ile yorumlayanların Amerika ve İsrail düşmanlığı odaklı siyaseti ise son hızı ile devam ediyor.
Efendim, ‘Suriye’de, Şam’da 1500’den fazla kişiyi öldüren kimyasal silahı Esad atmamış, Radikal Müslüman gruplar atmış’ ...
Arkadaş akıl var mantık var; iki yılda sırf kendi mezhebinden olmadığı için 100.000 kişiyi çoluk çocuk demeden öldüren bir kafa yapısı, sizce ‘Aman kimyasal kullanmayalım uluslararası hukuka aykırı, savaşın kurallarına saygı gösterelim’ der mi?
Hem de böylesine köşeye sıkışmış iken...
‘Efendim bu silahları zaten zamanında Amerika verdi onlara, Amerikalı işadamlarının maddi ihtiraslarının marifeti.’
Sizin askerlikle ne kadar alakanız var bilmiyorum ama benim var. Suriye isyancıları ve Afrika’da birbirini öldürüp sonra et suyuna insan çorbası içen üniformalı eşkıyalar dahil; bu adamların elinde Rus malı silah ve mühimmattan fazlasını gördünüz mü?
Bugün internet sayesinde ortalıkta binlerce video dolaşıyor; şöyle bir tarayıp istatistik yapın bakalım kaç M16, kaç AK46 göreceksiniz.
Amerikalı silah üreticisi üniforma giymiş eşkıyaları ne yapsın, adamların son teknoloji silah sistemlerini kullanabilmek için asgari bir eğitim gerekiyor, o kadar eğitimi olan adam zaten eşkıya olmaz.
Amerikalı silah üreticilerinin en büyük müşterisi zaten ABD ordusudur ve bu silahların ve teknolojilerin ikinci bir ülkeye satılması onlarca kurumun denetimindedir.
ABD temsili bir demokrasidir ve Amerikan halkı anayasal kurumlarını kullanarak böyle şeytani bir ticarete yeltenen vatandaşını doğduğuna pişman edebilir.
Sizce böyle bir kontrol mekanizması Rusya’da var mıdır?
Soğuk Savaş’tan yenilgi ile çıkmış SSCB elinde bulunan dünyanın en büyük silah stokunu ne yaptı dersiniz?
Rusya’da maddi durumu pek de iç açıcı olmayan, ancak sorumluluğunda soğuk savaşın silah stokları olan bir memur olarak kendinizi hayal edin?
Ne yapardınız para kazanmak için?
Suriye ordusu 2 yıldır Rus malı silahlar ile ‘öteki’ olarak varsaydığı vatandaşlarını öldürüyor ve adamın biri ‘Amerikan müdahalesine hayır’ diye İstanbul sokaklarında yürüyüp savaş karşıtı ve barış yanlısı olduğunu iddia ediyor.
Dahası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı İsrail ve Amerika yanlısı olmak ile itham ediyor.
‘Efendim Türkiye bu savaşa bulaşmasın, Recep Bey’in yurtdışı siyaseti iflas etti komşularımız ile sıfır sorun politikası çöktü.’
Söyler misiniz bana AKP iktidarından evvel kaç defa Güneydoğu’da terör estiren silahlı adamların radyoda ‘bir komşu ülkenin topraklarında’ izlerini kaybettirdiği haberini dinlediniz.
Evet Suriye ile AKP öncesi çok iyi ilişkilerimiz vardı!...
Muhalefet edecek ya rakibi ne yapsa suçlu....
Herkes kendi derdinde, kısa vadeli siyasi çıkarı peşinde olursa sonuç gelecek nesiller için kaos olur.
Bu tip kısa vadeli siyaset Ortadoğu’yu bugünkü duruma getiren ucuz politika değil mi?
Uyan Ortadoğu artık uyan dostunu düşmanını artık tanı, kadere bak ki yıllar boyunca çocuklarına düşman diye tanıttığın bir ulus, bugün yine senin çocuklarını koruyacak.
Onun içindir ki artık İsrail ve Amerika düşmanlarının iş bayağı zor, hatta ben Beşar Esad’dan daha zor durumda olduklarını görebiliyorum.