Şu an tam da bir karar vermek durumundasınız. Hatta ateşten bir top üstünüze geliyormuş gibi hissediyorsunuz. Öyle bir top ki üzerinizden geçecek, yakacak, yok edecek… Eğer siz bir şey yapmazsanız!
Neler yapılabilir ki böyle bir durumda:
Bir süre sonra gerçekleşecek bu çarpışma için her gününüzü bu çarpışmayı düşünerek geçirmek ve kendinizi zayıflatmak yerine adım adım, ağları birleştirerek, her adımda ne yapacağınızın belirleneceğini bilerek geçirmek… Ve o an geldiğinde de ayağa kalkıp, elinizden gelenin en iyisini yapmak…
Bu durumda en çok hangi konunun sizi rahatsız ettiğini saptayıp, altındaki duyguya inmek ve bunun üzerine yardım almak… Durum ne olursa olsun sizin ona bakış açınız hayatınızın nasıl olacağını belirler. Eğer bir duruma olan duygunuz size acı veriyorsa ve durumu değiştiremiyorsanız bırakın her şeyi ve size acı veren duyguyu yaratan olaya bakış açınızı değiştirin. Siz yapamıyorsanız mutlaka yardım alın.
Çarpışma olduktan sonra yok edeceklerine odaklanmak yerine, o yok edileceklerin yerine oluşturmak istediğiniz hayatınıza odaklanın. Bunun için harika günlerdeyiz. Yeniyi yaratmak, ne istediğimizi bulmak, geçmiş senenin hesabını yapmak, neler yapabilirdik ve yapılmadıklarla yüzleşmek, yeni bir yılda istediklerimizi yazmak için kendimize zaman tanımak ve yaratmak…
Bu topun yaratılmasını sizin bugüne kadar bu konuda olan memnuniyetsizliğinizin sona erdirilmesi için bir fırsat olarak görmek… Bu duruma bir kaos, bir son, bir yok ediş değil de bir huzur, bir başlangıç bir yeniden yaratış olarak bakmak…
Her zaman, her konuda desteğe sahip olduğunuzu bilmek… Hayatın sizi hep desteklediğini hissetmek. Yalnız olmadığınızın farkına varmak…
Kendi sınırlarınızı daha da netleştirmek. Neleri yapmak isteyip neleri istemediğiniz, kimlerle olmak isteyip istemediğiniz, nelere evet nelere hayır demeyi istediğinizi netleştirmek ve bunu ilgili kişilere bildirmek…
Ağı yavaş yavaş örerek, her defasında daha da güçlenerek, etrafınızdakilere el vererek ve el alarak, herkesin kazanacağı ortamları oluşturarak, boğuldukça durup nefes alarak ve sonra devam ederek, hayallerinizde uzun zamandır beklediğiniz hayatın geliyor olduğunu bilmek…
Tek kurtarıcınızın siz olduğunu ve artık kendinizi bulma zamanının geldiğini bilmek…
Kendinize ve hayata güvenmek…
Bütün bunlar olur iken neşeyi, eğlenceyi, arkadaşları, sohbetleri, dansı, sporu hayatınızın içinde tutmak… Onlarla soluklanmak, nefes almak, yaşadığını hissetmek…
Kendinizi daha iyi tanımak. Potansiyelinizin sınırsızlığını görmek…
Kendinize yapıştırmış olduğunuz kimliklerinizin artık size hizmet etmediği, sizi sınırladığı için gideceğini bilmek… Kimliksizlikle sınırsızlığın heyecanını bulmak…
Konuya mizah katmak… Gezi parkındaki gençlerin mizahi zekâsına hepimizin âşık olduğunu hatırlayarak!
Bundan bir süre sonra hatırladığımızda gülüp geçeceğimiz bu duruma şimdiden gülmeyi öğrenmek, hafife almak…
Kendimizle daha çok yalnız kalmak, içimizdeki güçle buluşmak, sohbet etmek, dua etmek, kendimiz ve dünya için istediklerimizin olduğunu hayal etmek…
BEN’den BİZ’e geçmek… Birbirimize ihtiyacımız olduğunu bilmek. Yargılayıp, sırt dönmek yerine karşımızdakini olduğu gibi kabul edip onun da iyi hissetmesini sağlamak… Dünyaya barışı getirmek…
Dünyada barışın önce her birimizin içinde barışla sağlanacağını bilmek… İçimiz huzurlu, memnun, sakinse dünyamız da huzurlu, memnun ve barış içinde olur…
Güzel günlere doğru gidiyoruz dostlar! Artık bize hizmet etmeyen her şey sonlanıyor… Sonlananlara korkuyla bakmak yerine, mucizevî fırsatlar olarak bakın. Kolay zamanlar değil ama aşılamayacak şeyler hiç değil! Kendi gücünüzle, sadece kendinize olan inancınızla, bir dost el ile manevi yönünüzle, yeniden yaratıcı olduğunuzu bilerek yeni bir dünyaya geçeceğiz hep birlikte… Gözünüz hep ileride, özünüz hep içinizde, sözleriniz hep iyilikte, kalbiniz hep sevgide, sevdikleriniz hep yanınızda olarak…
Harika bir yeni yıl dilerim…