Türkçedeki ırkçı deyimler: Irkçılık dilde başlar

Türkiye’de, azınlıklara ve Türk kökenli olmayan uluslara yönelik ayırımcılığın önlenmesi için öncelikle kullanılan lisana bakmak şart. Maalesef Türkçe ayırımcılık ve ırkçılık konusunda önemli arazlarla dolu

Perspektif 0 yorum
25 Eylül 2013 Çarşamba

MÜJGAN HALİS

 

Barışın konuşulduğu, azınlık mallarının iadesinin gündemde olduğu Türkiye’de, azınlıklara ve Türk kökenli olmayan uluslara yönelik ayırımcılığın zihinsel bir başarı kazanması için Türkçeye bakmak şart. Çünkü Türkçe azınlık olmanın aşağılanmayla karşılandığı ifadeler, tabirler, deyimler, atasözleriyle dolu. Öyle ki bir ulusal aidiyet bile, küfür olarak telaffuz edilebiliyor. Bundan en fazla nasibini ise, Ermeniler ve Çingeneler alıyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünün 2003’te Çingenelerle ilgili kötü ifadeler değiştirmesine ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hurafelere dayanarak Çingenelere yapılan suçlamaların doğru olmadığı konusunda 2000 yılında fetva yayınlamasına rağmen, Türkçe ayırımcılık ve ırkçılık konusunda hâlâ önemli arazlarla dolu. Öyle ki, Milli Eğitim Bakanlığı kitaplarında dahi iki yıl öncesine kadar Çingeneler ‘cimri, eli sıkı, hasis, yüzsüz, arsız, çığırtkan’ gibi sözcüklerle tarif ediliyordu.

Zaman içinde dile yerleşen bu ifadeler hakkında dilbilimciler, dildeki ayrımcılığın zihniyetteki ayrımcılıkla paralel olduğuna işaret ediyor. Şimdi kimse bir Aryan ırkın peşine düşmüyor belki ama toplum ‘Aryanlaştırıl’maya çalışılıyor. Ve tüm farklılıklar ‘normallik’ sınırları içinde görünürlüklerini yitiriyor ya da dışlanıyorlar. Dolayısıyla bugün Hitler’i ırkçı diye işaretlemek ya da güncel bir olay olarak sadece bir iki ‘fotoğrafa’ bakıp Gazze’de yaşananlara öfkelenmek kolay. Ama Filistin meselesi söz konusu olduğunda ırkçı bir söylem içeren bu Yahudi karşıtlığını işaretlemek o kadar kolay mı? Çünkü artık ırkçılık yapmak için illa birilerinin üstüne bombalar yağdırmak, kafatasçılık yapmak ya da insanları toplama kamplarına doldurmak gerekmiyor. Devlet politikalarının aynı zamanda asimile etmek, dilini ve kültürünü unutturmak, dışlamak gibi daha az görünür olan ırkçı politikaları var. Bu hallerde devletlerin ırkçı politikaları bireylerin düşmanlık içeren diliyle yeniden üretiliyor ve bireyler bunu tüm ‘doğallığıyla’ kullanıyor.

Buna en acı örneklerden biri, Yeşilçam’ın emektar Ermeni oyuncularından Nubar Terziyan’ın yaşadıkları. Ayhan Işık vefat ettiğinde, gazeteye ilan vermiş Nubar Terziyan... Işık’ı gerçek evladı gibi sevdiğini, çok üzüldüğünü belirtmiş. İlanın mürekkebi kurumadan, Ayhan Işık’ın ailesi, “Terziyan ile hiçbir yakınlığımız yoktur,” diye açıklama yapmış. Ermeni ya.

Ancak günümüzde bazı olumlu gelişmeler de yok değil. Örneğin İstanbul Cumhuriyet Savcılığı geçtiğimiz haziran ayında, ‘Ermeni’ kelimesinin Ermeni uyruklu birine karşı aşağılayıcı maksatla kullanılmasını ilk kez cürüm olarak kabul etti ve iki kişi hakkında ‘aşağılama, hakaret ve tehdit’ suçlarından dava açtı. Buna rağmen Türkçedeki ırkçı-ayırımcı tabirler, deyimler ve atasözlerinin halkların zihnindeki izlerini silmek için daha fazla çaba şart. İşte onlardan en çok kullanılanlar. (Kaynak olarak Argo Sözlüğü kullanılmıştır, açıklamalar birebir sözlüktendir.)

 Acemi nalbant Kürt eşeğinde dener kendini: Mesleğinde yeni olan kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar, anlamına gelen ayrımcı bir atasözü.

 Ağaçtan maşa, Kürt’ten paşa olmaz: Kürtleri aşağılamaya yönelik ırkçı bir atasözü.

 Agop’un kazı gibi yutmak: Ermenilerin açgözlülüğüne vurguyla, önüne konulan her yemeği çabuk yemek.

 Alavere dalavere, Kürt Memet nöbete: Bir işte bütün yükü, sorumluluğu yetersiz kişiye bırakma durumunda söylenir.

 Anladıysam Arap olayım: Söylenen bir şeyin anlaşılmazlığına inandırmak için kullanılır.

 Arap eli öpmekle dudak kararmaz: Kirli-pis-çirkin bir şeye bulaşmakla, insan kirlenmez anlamındadır.

 Arap saçına dönmek: Bir şeyin karmakarışık olması.

 Arnavut inadı: Aklı, mantığı ve evreni hiçe sayan ruh hali.

 Ayıdan post, Kürt’ten dost olmaz: Kürtleri aşağılama amacıyla kullanılır.

 (Bir yeri) havraya çevirmek: Kalabalık ve gürültülü yerleri betimlemek için kullanılan bu deyim, Yahudilerin ibadet merkezlerine ayrımcı bir atıf yapmaktadır.

 Bugün pazar, gavurlar azar: Gayrimüslimleri aşağılamaya yönelik ayrımcı bir deyiş.

 Çıfıt: Yahudileri aşağılamak için kullanılan bir tabirdir.

 Çıfıt çarşısı gibi: Karmakarışık, içinde her şey bulunabilen yerler için kullanılır.

 Çingen eşeği önden gider: Romanları aşağılayan ırkçı bir atasözü.

 Çingen hesabı yapmak: Önemsiz, ufak şeyleri hesap etme anlamında kullanılan bu ırkçı deyim, Romanları aşağılama amacı güder.

 Çingen çalar Kürt oynar: Uyumsuz ve karışık yer veya durumu ifade etmek için kullanılır.

 Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir: Yemeği bitmesin diye yemeden doyduğunu söyleyecek kadar cimri olan kişiyi betimlemek için kullanılan bu atasözü, Romanları cimrilik ve görgüsüzlükle özdeşleştirir.

 Çingene kavgası: Önemsiz atışmalarla başlayan, yakası açılmadık küfürlerle dolu kavga.

 Çingene borcu: Tutarı pek önemli olmamakla birlikte, ufak ve dağınık borçların tümü.

 Çingen beygire binmiş, paşa oldum sanmış: Romanları aşağılayan ırkçı bir atasözü.

 Çingene çergesi: Pis ve yoksul yer.

 Çingene düğünü: Gürültülü topluluk.

 Çingene parası: Bozuk para.

 Çingene çergesinde musandıra ne arar: Yoksul kimseden ne beklenir ki, anlamındadır.

 Çingene’den çoban olmaz, Yahudi’den pehlivan: Bu ırkçı atasözüne göre, Çingene dürüst ve Yahudi cesur olmadığı için bunlar, sırasıyla, çoban ve pehlivan olamazlar.

 Ermeni dölü: Ermeni olmanın aşağılayıcı bir şey olduğunu belirtmek amacıyla kullanılır. Ermeni olmayan kişiler için kullanıldığında ‘hain’i ima eder.

Ermeni feneri gibi dönmek: Sözünde durmamak, çıkarına göre taraf değiştirmek anlamında kullanılan ırkçı bir deyim.

Ermeni tohumu: Irkçı zihniyetten sıyrılamayanların diline dolanmış bir başka küfür.

 Ermeni gelini gibi: Daima kırıtan, süzülen kadınlar için yapılan benzetme.

 Eşeğe Kürt demişler, iki hafta saman yememiş: Kürtlere yönelik ırkçı bir deyiş.

 Gavur icadı: Özellikle teknik konudaki yeniliklere yönelik tutucu duruşun ayrımcılıkla birleşen ifadesi.

 Gavur inadı: Yumuşatılamayacak inat türünü anlatan ayrımcı bir deyim.

 Gavur orucu gibi uzamak: Bir işin gereğinden çok sürdüğü anlamında kullanılan ve Türk Dil Kurumu sözlüğünde halen bulunabilen ayrımcı bir deyim.

 Gavur ölüsü: Oldukça ağır anlamındadır.

 Gavur: Kasap.

 Gavur etmek: Bozmak, işe yaramaz hale getirmek.

 Gavur gavurluğunu yapar: Genellikle Türk milletine yapılmış haksızlık ve eziyetlerden bahsedilirken kullanılır.

 Gavurun tembeli keşiş, Müslüman’ın tembeli derviş: Dini, çıkarları doğrultusunda kullanıp, çalışmadan yaşamanın yollarını bulanlar için kullanılır.

 Gördün mü bir Kürt, iki sok bir dürt: Kürtlere yönelik ırkçı söylemin ortaya attığı bir deyiş.

 İstavroz fidesi: Hıristiyanlara karşı kullanılan alaycı bir söz, ‘gavur çocuğu’ anlamındadır.

 İstavrozundan başlamak: Hıristiyanlara karşı kullanılan küfür tehdidi, sert küfür edileceğini belirterek göz korkutmak.

 İstavrozunu şaşırmak: Neye uğradığını bilememek.

 Kapına iti, yakana Kürdü bulaştırma: Kürtleri aşağılayan ırkçı bir deyiş.

 Kürdü koyma avluya, Kürt’ten olmaz evliya / Kürt’ten olsa da evliya, koyma avluya, ya samı çalar ya sambağa: Kürt’ten ne olursa olsun zarar geleceği anlamına gelen ırkçı bir atasözü.

 Kürdün kocayanına keçi güttürürler: Kürtleri aşağılayan ırkçı bir deyiş.

 Kürdün yağı çok olursa, hem yer hem yüzüne sürer: Romanlara karşı da dillendirilen bu ırkçı atasözü, Kürtleri açgözlü gösterir.

 Kürt, balta ile saat onarır: Kürtleri cahil gösteren ırkçı bir atasözü.

 Mademki Ermeni istemeden vermeli: Nakarat olsun diye uydurulmuş, Ermenilerden her şeyin istenebileceğini ima eden bir deyim.

 Mal bulmuş Mağribi gibi: Aç gözlü insanları anlatan bir deyim.

 Papaz: Hoşgörüsüz, yaşlı kimse.

 Papaza borcunu ödemek: İşemek, dışkılamak.

 Papaza gitmek: Tuvalete gitmek.

 Papazcı: Üçkâğıtçı.

 Papaz olmak: İki kişi arasında ilişki bozulduğunda kullanılan bir tabir.

 Papazı bulmak: Kötü bir sonuçla karşılaşmak, belasını bulmak.

 Papaz uçurmak: İçkili alem yapmak.

 Papazı kaçırmak: Eğlencenin dozunu kaçırıp rezalet çıkarmak.

 Rum tohumu: Rumları dışlamak için kullanılan bir tabir.

 Rum hatunu yatakta, Ermeni hatunu mutfakta yapmak: Her iki azınlık mensubu kadınları da sadece cinsel obje nesnesi olarak gören bu ifade, her şeyi yerli yerinde yapmak manasında kullanılır.

 Sarı Yahudi: Paraya düşkün kişi.

 Senin bu yaptığını Yunan gavuru yapmaz: İşlediğin kabahati, en kötü insan bile yapmaz anlamında kullanılan bir ifade.

 Şarabı dökülmüş Ermeni gibi susmak: Susup kalmak anlamında kullanılan ırkçı bir deyim.

 Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler: “Mert Çingene hırsızlığıyla övünür” anlamına gelen bu ayrımcı atasözü, kötü eylemlerle övünülmez anlamında kullanılmaktadır.

 Yahudi pazarlığı: Yahudilerin cimriliğine ve bu yüzden kıyasıya pazarlık yaptıklarına inanılarak kullanılan bir deyim.

 40 yıldır patriğin eşeğini becermek: Çok tecrübeli, görmüş geçirmiş, kül yutmaz.

 Yahudi züğürtleyince eski defterleri açarmış: Yahudileri aşağılayan ırkçı bir atasözü.

 Kelepir karşısında parlayan bir Yahudi gözüyle bakmak: Yahudileri açgözlü ve fırsatçı olarak göstermeyi amaçlayan ırkçı bir deyim.

 

Müjgan Halis kimdir?

1992 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu Müjgan Halis gazeteciliğe 1995 yılında Evrensel gazetesinde başladı, daha sonra sırasıyla Radikal gazetesi, Aktüel dergisi, Kanal D televizyonunda çalıştı. Halis, TESEV adına ‘İmam Hatip araştırması’, ‘Diyanet araştırması’ ve ‘Başörtüsü araştırması’ gibi araştırmalarda gazeteci olarak görev aldı; ‘Batman’da Kadınlar Ölüyor’ isimli kitabı 2001 yılında Metis Yayınları’ndan çıktı. Sabah gazetesinde editörlük ve hafta sonu eklerinde politika, kadın hakları, Kürtler, azınlıklar gibi alanlarda güncel röportaj ve söyleşiler yaptı. Halen serbest gazetecilik yapıyor.

1 Yorum