“Pırlanta sonsuza kadar yaşar”

Eli, dedesinden devraldığı kuyumculuk mesleğini sürdürürken yüzük merakından dolayı kendisi için çizimler yapan Cesi ile yolları kesişiyor ve birlikte Mago’yu kuruyorlar. Hedefleri pırlanta ve yarı değerli taşlar kullanarak yaptıkları tamamen kişiye özel tasarımlarıyla 50 sene sonra da Mago’dan söz ettirmek.

Rayka NAYIR GÜVEN Yaşam
25 Eylül 2013 Çarşamba

Bize kendinizden bahseder misiniz?

Cesi Menase: Bilgi Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümü mezunuyum. Annemden dolayı her zaman sanatla iç içeydim. Heykel, yağlı boya, mozaik hep ilgi alanımdaydı. Türkiye’de galeriler ve müzeler çoğaldıkça annem sanat yönetimini de öğrenmemi istedi ve onun sayesinde bu bölüme girdim. Ancak mezun olduktan sonra bu konu çok fazla ilgimi çekmedi ve sanat yönetimiyle ilgili bir şey yapmadım.

Eli Roziya: 1981 İzmir doğumluyum. Bilkent Üniversitesi Turizm işletmeciliği mezunuyum. Üç nesildir kuyumculuk işindeyiz. Ailede kuyumculuk ilk dedemle başlıyor. Babam 1970’de mesleği devraldı ve 2000 yılında Elite Diamond’ı kurdu. 2006’da babamla birlikte çalışmaya başladım, böylelikle pırlanta işine de başlamış olduk.

Takı tasarlamaya nasıl başladınız?

ER: Biz aslında taş toptancısıyız. Türkiye ve yurt dışında taş tedariki yapıyoruz.  Perakende de yapmak istiyorduk. O süreçte eşimin vasıtasıyla Cesi ile taşınıştık. Kendisi bana çizimlerini gösterdi. Uyuşabileceğimizi anlayınca birlikte çalışmaya başladık. Asıl amacımız perakendeye dönmek ve ilerde farklı yerlerde mağazalar açmak.

CM: Takı takmayı sevdiğim için biraz da merakla birlikte başladı tasarım süreci. Her zaman değerli şeyleri takmayı tercih ettim. Marka merakım yoktur ama mücevherin ayrı bir yeri vardır benim için. Takı taktığımda kendimi daha şık hissediyorum. Mücevher beyaz t-shirt, kot ikilisinin bile havasını değiştiriyor. Kendim için çizdiklerimi çevremdekiler de beğenmeye başladı ve bir anda kendimi daha çok çizim yaparken buldum.

Mago ne anlama geliyor?

CM: Mago İtalyanca büyücü ya da sihirbaz demek ama ben büyücüyü tercih ediyorum kendime daha yakın hissettiğim için. Aslında isim hakkı ablama ait. Biraz sıkıntılı olduğum dönemde takılarım sevilmeye başladı ve bu iş bana çok güç verdi. Bundan yola çıkarak bu büyü ismi ortaya çıktı.

Bir ekip olmak kolay mı? Birbirinizi nasıl etkiliyorsunuz?

ER: Ekip olmak kolay çünkü iş bölümü yapıyoruz. Tasarım kısmı tamamiyle Cesi’ye ait. İş takibi, taş tedariki ve gerekli noktalarla bağlantı kurmak benim sorumluluğumda.

CM:  Ekip olmak benim için çok önemli çünkü tek başına başlamış olsaydım bu kadar hızlı ilerleyemezdim açıkçası. Şu an hâlâ bocalıyor oluyordum. İşi öğrenmem açısından Eli ile çalışmam çok iyi oldu. Onun desteğini almak, çizimlerimin beğenilmesi kendime güvenmemi de sağladı.

İlham kaynağınız neler?

CM: O günkü ruh halim, bazen dışarda gördüğüm bir şey, kullandığım taşlar, taşın formu, rengi, o an bana hissettirdiği hepsi ilham kaynağı olabiliyor. Bazen sırf taşlarla oynamak bile bir şeyler çıkmasına yardımcı olabiliyor.

Yaptığınız takıların bir hikâyesi var mı? Ya da belirlediğiniz bir tema?

CM: Mago hiç düşünmeden ortaya çıkan bir marka oldu. Bu nedenle bir şey tasarlarken de belli bir çizgiye bağlı kalmak, kendimi sınırlamak istemedim. O an ne hissediyorsam tasarımlarıma onu yansıtıyorum. 

 

 

Gördüğüm kadarıyla tasarımlarınızda sadece pırlanta ile birlikte yarı değerli taşlar kullanıyorsunuz. Neden pırlanta gibi pahalı bir taşı tercih ettiniz?

ER: Pırlanta sonsuza kadar yaşayacak bir taş o nedenle pırlantayı tercih ediyorum. Bir de bijuteri her yerde ve herkeste var. 

CM: Ve her zaman değerli olacak. Eskiden babaannelerimizden hatırlıyorum mücevherler alınır kasada tutulurdu. Şimdi insanların yine o değerli mücevherleri almalarını ve üzerlerinde taşımalarını istiyorum. Kasada dursun diye takı alınmasını istemiyorum açıkçası.

Ametist, kuvars gibi yarı değerli taşların insanların üzerinde pozitif etkileri olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Tasarım yaparken bunu göz önünde bulunduruyor musunuz?

CM: Aslında en etkilisi pırlanta. En çok iyileştirici güç pırlantada var. Taşların pozitif gücüne çok inanıyorum ancak tasarımlarıma bu anlamı yüklemek ve o ürünü alan kişiyi etkilemek ya da şartlamak istemiyorum.

Sadece kişiye özel tasarım mı yapıyorsunuz?

CM: Karşımdaki benden bir şey istemese bile o kişiye bakıp ona ne yakışır diye hayal edip de bir şeyler tasarlıyorum bazen. Bununla birlikte Mago’nun kendi çizgisinde tasarım yapmaya da devam ediyorum tabi ki.

Tasarımlarınıza nasıl ulaşabiliriz?

CM: Görsellere Instagram ve Facebook üzerinden kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Web sitemiz de yapım aşamasında. En kısa zamanda açılacak. 

Tasarım işinde eğitim mi önemli yoksa zevkli olmak yeterli mi?

CM: Önce zevkli olmak üstüne de eğitim. Tabi ki çok araştırarak ve okuyarak çok gelişen bir şey. Bir de tabi yeteneği unutmamak lazım.

Takı tasarımının oldukça popüler olduğu bir dönemdeyiz. Tasarımlarınız farklı olması için ne yapıyorsunuz?

 CM: Mago’nun en büyük özelliği dışarıda, piyasada olmayan, kişiye özel, klasiğin dışında tasarımların olmasıdır. Hiçbir yerde bir ikincisi yok. Hiçbiri hazır değil ve tüm ürünler elde yapılıyor. İnsanlar beğendiği bir mücevheri onunla bağ kurarak ve gerçekten üzerlerinde taşımak istediği için alıyor. O kişiye kendisini daha da özel hissettirmek için o kişinin bulunduğu yere gidiyorum ve onun istekleri doğrultusunda bir şeyler tasarlıyorum. İstemediği sürece bir ikincisini de yapmıyorum.  Özel bir tek taş, alyans, evlenme teklifi için farklı bir mücevher, aklınıza ne gelirse hepsini kişiye özel hepsini yapıyorum. 

Takıda yeni trendler nedir?

ER: Şu an daha ince ve renkli taşlardan yapılan günlük kullanıma uygun takılar tercih ediliyor.

Hedef kitleniz kim?

CM: Daha çok genç nesle ulaşmak istiyorum. Eskiden hatırlarım anneannelerimizin, annelerimizin belli bir kuyumcusu vardı ve bir tek oraya giderlerdi. Ben de onu yaratmak istiyorum.

Sizce takı günlük hayatımızda ne kadar önemli?

CM: Bence en önemli şey takı çünkü bir tamamlayıcı. Çok sade bir kıyafeti takıyla kolaylıkla öne çıkartabilirsiniz. Çantayı oturduğunuz zaman bir kenara bırakırsınız ama kolyeniz, yüzüğünüz hep üzerinizde. Her zaman daha dikkat çekici olduğunu düşünüyorum.

ER: Bana göre kişiyi gösteren aksesuarlarıdır. Erkekte bir saat, bayanda kolye yüzük bana göre o insanın kişiliğini yansıtıyor. Giyimde herkes o senenin modası neyse onu takip edip giyiyor ama insanı farklı kılan aksesuarlarıdır.

Yaptığınız takıları birinin üstünde gördüğünüzde ne hissediyordunuz?

CM: Çok mutlu oluyorum. Geçenlerde bir arkadaşım birisine kolye hediye aldı ve tesadüfen kolyemi o kişinin üstünde gördüm. İçten içe kendimle gurur duydum. 

Ablamın eşi de daha önce o kolyeyi görmemişti ve dönüp, “Bu kolye Mago’nun mu?” diye sordu. Bugüne kadar aldığım en güzel yorumlardan biriydi. Bu kadar kısa sürede tarzımın oturmuş olmasına çok sevindim. Demek ki doğru yoldayım diye düşündüm.

Markanız için en büyük hayaliniz nedir?

CM:  Sürekli olması. 40-50 sene sonra hâlâ bu parçaları Cesi ve Eli’den  aldık demelerini istiyorum insanların.

ER: Kalıcı bir marka haline gelip mağazalar ve küçük corner’lar açmak istiyorum. 2014 yılında İstanbul’da bir mağaza olabilir. Daha sonra İzmir ve diğer şehirlerde de yayılmak hedeflerimiz arasında.