İnsanın bedeninden ruhunu kabzeden melek. Her ne kadar yaşam ve ölümün tevzii Tanrı’ya aitse de, Kutsal Kitap’ta “yıkıcı melekler” grubuna bazı değinmeler (Çıkış, 12:23; İkinci Samuel, 24:14, İşaya, 37:36; Meseller, 16:14) mevcuttur. Bu tür kötü güçler, Kutsal Kitap sonrası yazılarda (Apokrifa) Aşmedai veya Asmodeus adındaki iblisle (Tobit, 3.8, 17) özdeştirilirler.
Talmud’a göre; “Satan” adındaki kötülüğe meyil ve ölüm meleği (Malah a-Mavet) aynıdır ve birdir (Bava Batra, 16a); hiçbir fani, herkesi gören bu melekten sıyrılamaz (Avoda Zara, 20b). “Böylece Yisrael Tora’yı kabul ederek ölüm meleğinin onlara hükmetmemesini sağladı” (Avoda Zara, 5a). Bu tür tanımlamalar, halk arasında; ölüm, gömülme, yas tutma, hatta doğumla ilgili (Bak: Lilit) hikayelerin doğmasına neden olmuştur. Ölüm meleğine karşı koymanın “dürüstlük” (Meseller, 10:2, 11:14) ile mümkün olması, halk arasında bunun Tora çalışmak, hayırseverlik, tsedaka ile sağlanabileceği inancını geliştirmiştir. Bu konudaki çeşitli öyküler Bratslavlı Nahman’ın şu kinayeli cümlesinde yansıma bulur: “Ölüm meleği için herkesi öldürmek zordu; onun için kendisine yardımcı doktorları buldu.” Pesah Sederi’nden sonra söylenen “Had Gadya” (Bir Küçük Keçi) şarkısında en sonlarda ismi geçen ölüm meleği ise, mecazi olarak Ortaçağ’da Yahudiler’e kıyımlar yapan Hıristiyanlar’ın zorbalıklarına sonunda Tanrı tarafından nihayet verileceği bağlamında yer almaktadır. (49)
devam edecek...
Kaynakça: “Yahudilik Ansiklopedisi”, Cilt I, II, III Yusuf Besalel