Dünya çapında başarılı bir eğitmen, konuşmacı ve yazar olan Anthony Strano geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da idi. Eğitmenin, Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ‘Zor Zamanları Yönetmek’ konulu konferansına katıldım. Strano, iç değerlerimizin, özgüvenin ve huzurun insanın zorluklarıyla mücadele etmesinde ne kadar etkili olduğunu anlattı
Yaşadığımız günler birçok dramatik olayın birbiri arkasında yaşandığı bir dönem. Bir krizden diğerine bilinçsizce sürükleniyoruz. İçsel değerlerimizi kaybettik, hep dışarıdan umut bekliyoruz. Mutlu olmak için birilerinin onayı, sevgisi, ilgisiyle beslenmek istiyoruz. Ve gereken ilgiyi almadığımızda içimizdeki boşluk gittikçe büyüyor. Hep birilerini değiştirmeye çalışıyoruz, kendimizi dinlemeden, sevmeden... Gittikçe mutsuz ve yalnız bireyler olmaya başladık.
İtalyan asıllı Avusturya kökenli Anthony Strano, krizin yoğun olarak hissedildiği Atina’da yaşıyor. Yunanistan, Bulgaristan ve Macaristan’daki Brahma Kumaris Meditasyon Merkezleri’ni yönetiyor. Otuz beş yılı aşkın bir süredir meditasyon yapan olan Strano kırkın üzerinde seminer vermiş. Halen, HufŞngton Post’ta bir köşesi, yayınlanmış ‘Korku’, ‘Sessizliği Aramak’, ‘İyileşme Zamanı’ adlı da üç kitabı bulunuyor.
Eğitmenin konuşmasının önemli satış başları şunlar oldu:
“Yaşamınızda gerçekten zorluklar var mı? Kim size problem oluşturuyor? Anneniz mi? Çocuğunuz mu? Eşiniz mi? Yoksa zihniniz ve olaylara bakış açınız mı? Aslında zorluklar bizim onlara cevap verme şeklimizde yatar. İçsel sistem yani değerler; dürüstlük, sevgi ve eşitlik çürüdüğünde dış sistem de bundan etkilenir. Para da bu değerlerden biridir. İçsel kaynaklar doğru çalışmadığında, çözümlerin dışarıdan gelmesini bekliyoruz, çözümler gelmediğinde de öfkeleniyoruz. Aslında hepimizin içinde mükemmellik çekirdeği var. Ona odaklanmalı, onu hatırlamalı. Plato’nun dediği gibi ‘Öğrenme ile araştırma belirsiz anımsamadan başka bir şey değildir.’
Ne yapmalı? Bu girdaptan nasıl kurtulmalı? Seslerden çok sessizliğin, düşünmenin ve içsel bağlantının gücü çok önemli. Çünkü biz Şziksel, sosyal ve ruhsal varlıklarız. Sosyalliğe çok odaklanmakla ruhsallığı unuttuk. Huzuru doğada mı bulacağız? Birazını belki ama tamamını değil. Eğer kendimizle iyi bir ilişkiyi nasıl kuracağımızı anlamazsak bunu başka insanlarla nasıl yaparız? Değerlerimiz neye sahip olduğumuz, neyi başardığımız değil. Kendimize olan özsaygımız, özdeğerimiz ve özgüvenimizden kaynaklanır. Özsaygımız kendimizin kim olduğunu tanımakla başlar. Önce ruhsal varlık, sonra insanız. Ruhsallığımızın içinde zarafet var. Ruhsal kimliğimizde güçlülük var. Hepimiz farklıyız ve bu farklılıklarla birbirimizi tamamlarız. Ruhsal kimliğimizde güçlü olmazsak farklılıklardan korkarız. Ruhsal bilinç olduğunda da kendimizi diğerleri ile eşit görürüz. Kendi değerlerimiz davranışlarımızla çok ilintili. İnandığımızla yaptığımızın aynı olması gerekir. Babam ben küçükken sigaranın çok zararlı olduğunu söylerdi, ‘hiçbir zaman içme derdi’, ama kendisi bir paket sigara içerdi.
Özgüven ise amacımıza olan inancımızdır. Amacımıza olan inancımız bizi güvenli yapar. Güven ise içimizdeki sabitliktir. Kendimizden biraz geri çekildiğimizdeki bakış açımız; sonuçlara atlamadan, yargılamadan bakma şeklimizdir. Kaotik durumda geri çekilmeyi öğrenirsek ve asli huzurumuzda kendimizi dengelersek, nasıl ve ne zaman o duruma katkıda bulunacağımızı biliriz. Çünkü öfkeli zihin yanlış şeyler söyleyecektir. Kararlılık karşıtı esneklikle birlikte ilerler. Özsaygı ise alçakgönüllülükle eşit ilerler. Kimse bizim uzantımız değil, herkesin kendi olma hakkı var. Cömertlik başkalarının kusurlarını görmemek, görsek de içimize almamaktır. Hayattaki en iyi şeyler bedavadır (Bir elma tohumu ektiğimizde bir elma ağacı aldığımız gibidir). İşe yaraması için temiz olması gerekir. 25 kilo huzurum varsa bir kilosunu versem 24 kalır diye hesaplamamamız gerekir. Evren yasası, bizde olanı verdikçe bize daha çoğu geleceğidir.
Ve bunlardan en önemlisi sevgi bir gecede olmaz. Her gün kendimize sormamız gereken sorular var. Her gün kendime nasıl davranıyorum? Başkalarına nasıl davranıyorum? Bugün neyi iyi yaptım? Ve neyi daha iyi yapabilirdim? Çünkü pişmanlık hiçbir işe yaramaz. Sadece idrak etmek işe yarar. Gün içinde yapacağımız meditasyonlar, kendimize ayıracağımız sessizlik anları bize huzur ve dinginliği getirecektir. Kendimizle bağlantı kurarken ‘ben huzurum’ demek çok önemlidir.”