Yedioth Aharonot gazetesi yazarlarından Alex Fishman kaleme aldığı köşe yazısında dünyayı tehdit eden küresel cihada dikkat çekerek, bu konuda İsrail genelkurmayının aldığı tedbirlerden söz ediyor.
Fishman’a göre İsrail ordu istihbaratı komşu Arap ülkelerine 30.000’den fazla radikal militan savaşçının yerleştirildiğini belirledi.
Radikal görüşlere sahip bu militanların nihai hedefi sadece İsrail’i yok ederek Kudüs’ü ele geçirmek değil, aynı zamanda Suriye’deki Esad, Ürdün’deki Kral Abdullah gibi rejimleri de yıkmak.
Küresel cihad savaşçılarının Müslüman Kardeşler aracılığı ile Mısır’daki General Sisi rejimini de yıkmak için yoğun faaliyet içinde olduğu biliniyor.
Yazar, küresel cihadın komşu ülkelere yerleştirdiği militanlarla İsrail’i tehdit ettiğini ve ordu çevrelerinde bu duruma karşı alınacak tedbirlerin komutanların en çok üstünde kafa yorduğu konulardan biri olduğunu belirtiyor.
Ancak terör ve gayrı nizami savaş konusunda dünyanın en tecrübeli ordularından olan İsrail ordusunun bu konuda kapalı kapılar ardında ne gibi tedbirler aldığı elbette bir sır.
Yazar, İsrail askeri çevrelerinde bu konunun kod adının ‘Afganistan burnumuzun dibine geldi bile’ olduğunu belirtmekten de kaçınmıyor.
Fishman’a göre, her ne kadar bir özgürlük hareketi olarak gözükse de, küresel cihad aslında ‘Arap Baharı’nın doğrudan bir sonucu.
Küresel cihad, bu toplumsal isyanın zayıflattığı ya da yok ettiği totaliter rejimlerin bıraktığı boşluğu doldurarak gittikçe siyasi bir güç kazanıyor.