Hepimizin en büyük kaygısı gelecek. Üstelik bu sadece kişisel ölçekte bir kaygı da değil. Küçük-büyük şirketler, devletler, sivil toplum kuruluşları, eğitimciler, sağlıkçılar kısacası her kesim geleceğe dair öngörüleri büyük bir dikkatle takip ediyor
Gelecek hepimizin en büyük kaygısı. Fütüristler bu konuya ışık tutmaya çalışanlar arasında. Dünya geleceği konusunda öngörülerde bulunan The World Future Society’nin son raporunda ünlü uzmanlara göre “gelecekte yok olacaklara” yer verildi. On beş yıl içinde, çok büyük değişiklikler bizi bekliyor. Bazıları şimdiden başladı bile. Örnekleriyle bu öngörülerden bir kaçını paylaşmak istiyorum.
Teknoloji öncelikle fiziki mekânlara etki edecek. Fiziki mekânlar azalacak.
E-ticaret, mağazalar ve bankalar gibi fiziki mekânların sayısı hızla azalacak. 50 milyar cihazın internet aracılığıyla birbirine bağlanacağı bu sistemde, insanların attığı her adım makineler tarafından kayıt altına alınacak.
İnsana daha az ihtiyaç duyulacak, gelecek günlerde hoşgörü artacak.
Bir görüşe göre, dünya daha güvenli ve daha hoşgörülü bir yer haline gelecek. Teknoloji, ticaret ve bilim küreselleşip, refah düzeyi arttıkça, dini ve siyasi hoşgörüsüzlük azalacak. Aşırı uçlar yok olmayacak ama giderek güçlerini yitirecekler.
Parasız bir hayat bizi bekliyor diyebiliriz... Ama yanlış anlaşılmasın para sadece fiziki olarak ortada olmayacak yani nakitsiz bir geleceğe hazırlanın. 2030’da kağıt para ortadan kalkacak. Bilgi ve iletişim sanal ortama taşınacak. Ticaret nakitsiz, telefonlar kablosuz, yayıncılık kağıtsız olacak. Bir yandan da iş gücü adına üzücü gelişmeler bizi bekliyor, iki milyar iş, yani mevcut iş hacminin yüzde 50’si yok olacak.
Teknolojik giyilebilir cihazlar
Cep telefonunda teknolojinin hızına yetişmek mümkün değil. Bu önümüzdeki dönemde daha da hızlı olacak. 2030’da cep telefonları yerini internet bağlantısı olan giyilebilir cihazlara bırakacak.
Google’un gözlükleri dünyanın ilk giyilebilir bilgisayarını kitlelerin hizmetine sunduktan sonra, Apple da rekabete, akıllı saat formatındaki ‘iWatch’ ile katılacak. 2014’te beklenen Google’ın bu yıl piyasaya sürmeye planladığı Google Glasses ve Apple’ın akıllı ayakkabı ile saat projelerinin ardından, ABD’li Under Armour şirketi ‘dokunmatik tişört’ projesi başlattı bile. Giyilebilir bilgisayarların fiyatları düşeceği için, hızla akıllı telefonların yerini alacaklar. Akıllı saat, vücut değerlerini gösteren tişört ve nabız ölçen ayakkabı gibi giyilebilir akıllı teknolojiler, çok kısa zamanda dev bir sektör haline gelecek
2014’te ‘Armour39’ adı verilen dijital giysi, ‘atletik performans denetleme sistemi’ olarak görev görecek. Tişört, Under Armour’un geliştirdiği ‘WILLpower’ ölçüm sistemine sahip olacak ve kalp atışı, hız, yakılan kalori, performans çizelgesi ve diğer birçok istatistiği gösterecek.
Eğitimde reform
Tüm bu gelişmeler yaşanırken eğitim sisteminin aynı kalmasını kimse beklemiyor sanırım... Dünyanın her yerindeki gençlere ‘öğretmensiz eğitim’ imkânı sunulacak. Eğitim, öğretmekten rehberlik yapmaya doğru bir evrim gösterecek. Eğitim, ağırlıklı olarak internet ortamına taşınacak. Anında çeviri imkânı sunan akıllı cihazlar sayesinde dil engelleri ve kültürel sınırlar ortadan kalkacak. 2030’da okuldaki derslerin yüzde 90’ı internet üzerinden yapılacak. Eğitim, öğretmekten rehberlik yapmaya doğru bir evrim gösterecek.
Dil engelleri ortadan kalkacak
Anında çeviri imkânı sunan akıllı cihazlar, pazarın yüzde 80’ine sahip olacak. Bunun sonucunda, dil engelleri ve kültürel sınırlar ortadan kalkacak.
Gelişmekte olan ülkelerde çocuklar, cihazlar ve internet yardımıyla kendi dillerinin yanı sıra, gelişmiş ülkelerin dillerini de öğrenecekler. Bugün dünyada konuşulan altı bin dilden, üç bini yok olacak. İş dünyasının küresel dili İngilizce, önümüzdeki yıllarda internetle ilk kez buluşacak olan bir milyar kişinin de ortak dili olacak. Çincenin ağırlığı artacak. İngilizce ve Çince bilen bir kişi, dünya nüfusunun yüzde 50’siyle iletişim kurabilecek.
Uçan otomobiller için biraz daha süre var ama sürücüsüz otomobiller çok da uzak değil. Otomobiller kendi aralarında haberleşecek. Sürücüsüz otomobiller, birbirlerini uyararak kazaları engelleyebilecekler. Geçen ay yapılan 65. Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarında sürücüsüz otomobiller teşhirdeydi. Daimler otomobil işletmesi test mühendisi Jochen Raab, ellerini direksiyondan çekmiş, sensörlerle donanmış ve sürekli internet bağlantısı olan bir otomobil içinde bulunuyor. Raab, “Şimdi çarpışma durumuna geldik. Görüyorsunuz, hiçbir biçimde ayaklarım pedallarda değil. Ama araba beni uyarıyor, kendini frenliyor ve olası bir kazayı önlemiş oluyor” diyor. Deutche Welle’in Türkçe sitesindeki habere göre, yaz aylarındaki testlerde yaklaşık 100 kilometrelik bir yolu tamamen kendi başına kat edebilen otomobile, mühendisler ‘S500 Zeki Sürüş’ adını vermiş bile.
Sağlıktan, perakendeye, inşaata kadar pek çok alanda, kişiye özel üretim yapılmasına izin verecek. Yapılmış olan Tasarımcısı Cody Wilson tarafından ‘The Liberator’ olarak adlandırılan dünyanın 3D yazıcı ile üretilen ilk tabancası Londra’daki Victoria & Albert Müzesi’nde sergileniyor bile. Londra Tasarım Festivali kapsamında görücüye çıkan The Liberator’ın çok sayıda örneğinin yine Victoria & Albert Müzesi tarafından satın alındığı açıklandı. Müzeden yapılan açıklamada Liberator örneklerinin satın alınmasının temel nedeni olarak 3D yazıcı ile üretilen objelerden oluşan koleksiyonu genişletme ve dijital üretim süreciyle ilgili tartışmalara dikkat çekme isteği gösterildi. Kim bilir daha nerelere gidecek bu boyut.
Sağlıkta gelişmeler müthiş
Teknolojinin en çok etkilediği sektörlerden biri de sağlık elbette. Yetişkin nüfus, akıllı telefonlar, sensörler ve bulut teknolojileri aracılığıyla, tahlillerini evlerinden yapabilecekler. Düzenli kontroller, acil sağlık sorunlarını engelleme imkânı sunacak. Kan tahlil için start verildi bile. Bilim adamları, deri altına yerleştirilecek ve cep telefonu aracılığıyla anında sonuçları gösterecek bir kan tahlili cihazı geliştirdi. İsviçreli araştırmacılar tarafından geliştirilen 14 milimetre uzunluğunda ve 2 milimetre genişliğindeki cihaz, kandaki beş farklı madde için tahlil yapabiliyor.
Radyo dalgaları ve bluetooth teknolojisini kullanarak tahlil sonuçları yetkili doktora gönderen cihazın, dört yıl içinde piyasaya çıkması bekleniyor. Lozan Federal Politeknik Okulu’ndan Prof. Giovanni de Micheli, cihazın bir enjektör ile karın bölgesi, bacak ya da kollardan herhangi birinde cildin hemen altında doku içine yerleştirilmek üzere tasarlandığını belirtti.
Prof. de Micheli, vücut içinde aylarca kalabilen cihazın, yüksek kolesterol ve diyabet gibi kronik hastalıkların yanı sıra kemoterapi gibi ilaç tedavilerinin etkisini takip etmek için kullanılabileceğini söyledi. Şimdiye kadar laboratuarlarda hayvanlar üzerinde test edilen cihaz, kısa bir süre sonra yoğun bakım hastaları üzerinde denenecek. Cihaz, Fransa’nın Grenoble kentinde düzenlenen Avrupa’da Tasarım, Otomasyon ve Test (DATE) Elektronik Konferansı’nda tanıtıldı.
Sağlık sektöründe günümüzde kullanılmaya başlanan robotik cerrahi daha da gelişecek. 2030’da ABD’de 150 bin doktora ihtiyaç olacak. 1945-1962 arasında doğan ‘Baby-boomers’ neslinin ortalama yaşı 72 olacak. Doktor açığını robotik sistemler kapatacak. Bugün ABD’de 200’den fazla robot-destekli Da Vinci Cerrahi Sistem var. Socrates Robotic Telecollaboration System, uzaktan kumandayla ameliyat yapmaya izin veriyor. Gelecekte bu sistemler yaygınlaşacak. Cerrahi müdahaleler bile robotik sistemlerce gerçekleştirilecek. Üstelik şimdiye kadar yapılan çalışmalarda robotik cerrahi ile yapılan ameliyatların daha hızlı iyileşme gösterdiği de tespit edildi.
Kısacası gelecekte bir gün gelecek ve yukarıda sayılanların birçoğunu gözlerimizle göreceğiz.