Geçtiğimiz hafta Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Dış Politika Programı ve KA Araştırma, bu yıl beşincisi hazırlanan ‘Ortadoğu’da Türkiye Algısı’ başlıklı raporu düzenledikleri basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.
15 Ağustos-13 Eylül tarihleri arasında 16 ülkede 18 yaş üstü 2800 kişi ile gerçekleştirilen anketlerin sonuçları geçen yıllarla karşılaştırıldığında üzerinde durulması gereken birtakım gelişmelere dikkat çekiyor.
Türkiye’nin bölgesel gücünün nasıl algılandığını ölçmeyi hedefleyen araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 60’ı Türkiye’nin Ortadoğu’da daha büyük bir rol oynamasını destekliyor. Ancak geçtiğimiz üç yılın verileri gözönüne alındığında bu oranın kademeli olarak azaldığı anlaşılıyor. 2011’de Türkiye’nin bölgesel rolünü destekleyenlerin oranı yüzde 71 iken, 2012’de yüzde 66’ya gerilemiş. Öte yandan, bu yılki araştırmada Türkiye’yi model ülke olarak görenlerin oranı yüzde 51. İstatistiklere bakıldığında Mısır’daki darbe sonrası yönetim değişikliğinin yarattığı iklimin, bu ülkenin Türkiye’ye yaklaşımını ciddi şekilde etkilediği sonucuna varmak mümkün. Örneğin, Mısır’da Türkiye’nin model ülke olabileceğini düşünenlerin oranı 2012’de yüzde 67 iken bu sene yüzde 42’ye gerilemiş.
Diğer önemli bir sonuç ise 2012 yılında yayınlanan rapor verileriyle kıyaslandığında Türkiye’nin mezhebe dayalı dış politika izlediği algısında bir artış görülüyor olması. 2012 yılında araştırmaya katılan ülkelerin yüzde 28’i Türkiye’nin mezhebe dayalı dış politika izlediğini söylerken, 2013’deki araştırmada bu oran yüzde 39’a yükselmiş. Irak’ta katılımcıların yüzde 65’i, Suriye’de yüzde 62’si ve İran’da yüzde 61’i Türkiye’nin mezhepçi bir dış politika izlediği düşüncesini paylaşıyor.
Bölgeye yönelik tehdit algısını ölçmek amacıyla yöneltilen sorulara ise 2011’den bu yana benzer şekilde yanıt veriliyor. Buna göre katılımcıların yüzde 40’ı İsrail’i Ortadoğu’da en büyük tehdit olarak görüyor. İsrail’i, yüzde 29’luk bir oranla ABD takip ediyor. İran ise yüzde 10 ile üçüncü sırada geliyor. Irak ve İran ise ABD’yi İsrail’den daha büyük bir tehdit olarak algılıyor. Mısır’da ise kamuoyunda belirgin bir ABD karşıtlığı görünüyor. 2012’de Mısır’da katılımcıların yüzde 11’i ABD’yi en büyük tehdit olarak görürken, bu yılki araştırmada bu oran yüzde 39’a çıkmış.
TESEV’in Arap Baharı’nın etkisi, İsrail-Türkiye ilişkileri, İran’ın nükleer programı gibi dış politika meselelerinin yanı sıra, Gezi olayları ve Fethullah Gülen hareketi gibi Türkiye’nin iç siyasi gündemini meşgul eden konularda bölgesel farkındalığı araştıran kapsamlı raporu yayınlamasının ardından Ortadoğu’da Türk dış politikası üzerine tartışmaların da önünü açmış oldu. Araştırmada imzası bulunan akademisyen Mensur Akgün raporu şöyle değerlendirdi:
“Yayınladığımız rapor bir resim; beş yıllık bir eğilimi gösteriyor. Türkiye açısından değerlendirirsek, raporun sonuçları Türkiye’nin bölgede yumuşak gücünün düşme eğilimi göstermesine rağmen halen etkili olduğunu gösteriyor. Belki Suriye uçağı düşürünce işe yaramıyor, ancak yumuşak güç prestijdir. Dış politikada ağırlığının daha fazla hissedilmesini sağlar. Zamanında Orta Asya’da yaptığımız hataları Ortadoğu’da yapmamamız açısından karar vericilerin bu düşüşü dikkate almalarını bekliyoruz.”
‘Ortadoğu’da Türkiye Algısı 2013’ başlıklı raporun tamamına www.tesev.org.tr adresinden ulaşılabilir.