Bu sayfayı takip edenler, son yıllarda Türkiye’de eğitim alanında teknolojik yatırım adına yapılan projelerle ilgili fikir ve düşüncelerimizi okumuşlardır. FATİH adı verilen eğitimle teknolojiyi harmanlama ve eğitim sistemini standart hale getirme projesi son hızla devam ediyor ancak medyayı takip ettiğinizde tek karşınıza çıkan akıllı tahta ve yüzbinlerce tablet ihalesi. Peki, çocuklarımızın veya önem verdiklerimizin eğitimi için bizler hiçbir şey yapamaz mıyız?
FATİH projesi ile ilgili medyayı detaylı olarak takip ettiğinizde tek karşınıza çıkan akıllı tahta ve yüzbinlerce tablet ihalesi oluyor. Her ihale sonrasında da yerli üretici ve ithalatçı firmaların yüz milyonlarca liralık donanımın satışını gerçekleştirecek olduklarını görüyorsunuz. İhaleyi kazanan donanımlar ise dünyada kabul görmüş, satılan veya kullanılan tabletler değil ne yazık ki…
Peki ya bu donanımı yönetecek yazılımlar, altyapı, müfredat? Belki ben yeterince araştırmadım veya karşıma çıkmadı, ama bugüne kadar bu konuda içerik anlamında sunulduğunu gördüğüm tek somut şey mevcutta okutulan kitapların PDF’e dönüştürülmüş halleri ve içerik diye öğrencilere bunların sunulacak olması.
Böyle mi olmalıydı? Aslında hayır; aslında tüm projenin özünde eğitim sistemini kalkındırmak ve içeriğini daha interaktif, daha zengin bir hale getirmek olduğuna göre ihaleler belki de tam tersine yapılmalı idi. Çözümü getirecek olan firmanın donanım firmalarından biri ile birlikte anahtar teslim çözümü sunması ve tüm donanımın da sorumluluğunu alması bu noktada herkesin faydasına olacak bir çözüm olabilirdi.
Sonuçta olacağı bugünden görür gibiyim, bu donanıma uygun yazılım açılması için ihaleler açılacak, ihaleye olur olmadık teknolojilerle homojen ve sürdürülebilir olmayan bir sürü teklif gelecek, en ucuzu seçilecek, büyük ihtimalle de o yazılımlar tamamlanana kadar artık teknolojik ömrünü tamamlamış tabletlerde çalışmayacak.
Haksız çıkmayı çok ama çok istiyorum.
İki dakikanız varsa şu aşağıdaki linke tıklayın ve açılan filmi izleyin, aradaki düşünce farkını çok net olarak göreceksiniz.
http://goo.gl/R5h9Lj
Peki, eğitim sisteminde tüm bunlar olurken, çocuklarımızın veya önem verdiklerimizin eğitimi için bizler hiçbir şey yapamaz mıyız?
Tabii ki yapabiliriz.
MIT ve Harvard Üniversiteleri’nden mezun olmuş bir eğitimci olan Salman Khan’ın 2006’da hayata geçirdiği Khan Academy adında bir girişim var. Bu girişimin tek amacı var; dünyanın her köşesinde dünya standartlarında ve ücretsiz eğitim sunmak.
2013 senesinde 75. yılını kutlayan Türkiye’nin en önde gelen holdinglerinden biri olan STFA, bu önemli yılının anısına Khan Academy içinde yer alan içeriklerin büyük kısmını Türkçe’ye çevirdi ve khanacademy.org.tr adresinde meraklılarının hizmetine sundu.
Harika bir şekilde tasniflenmiş içeriği, birinci sınıftan, on ikinci sınıfa kadar tüm içeriği bulunan sitedeki videolarla ders çalışmak önceden olmadığı kadar kolay olacak.
İyi ki girişimciler var, iyi ki bu ülkeyi seven şirketler var. Var ki, ülkenin geleceği gençlerin eğitimini ideolojik düşüncelere alet etmiyorlar, içten pazarlık olmadan, karşılıksız iyilik yapıyorlar.