Fotoğraf sanatçısı Jak Baruh’un dijital kolajlarını içeren ‘Birden Fazla!’ isimli sergisi Tophane’de yerleşik PG Art Gallery’de açıldı. Sergi, 12 Ocak tarihine kadar izlenebilir
Yaşam alanı ile ne kadar bütünleşir kişi? Zaman yok olurcasına, kendisi mekân içinde erirken ya da mekân kişinin ardında eriyip yok olurken... Geçmiş, gün ve gelecek aynı anda mevcuttur kişide. Mekândan bağımsız. Neyi simgeliyorsa o olur kişi ve simgelediği şey ne ise, o da, kişinin kendisine dönüşür. Gün olur simge kişinin önünde yürür. Gün olur kişi, simgenin eridiği yer olur. Zamanlar karışır birbirine. Esasen hepsi de gözün gördüğü, kulağın duyduğu, algının kabullendiğince bir bütün oluşturur. Tek bir an sansak da objektife yansıyan anı, öncesi ve sonrası ile üzerindeki hareket, önceden olan ve sonra olacak da gizlidir içinde.
2010-2013 arası eserlerini sergilediği sergisinde Jak Baruh, farklı serilerinin özetini sunmuş izleyicisine. Bir davet sanki bu sergi. İzleyicinin kendini fotoğrafa bırakmasına bir davet. “Gel ve bak” diyor. Ben seni yönlendireceğim. Bazen bir siyah ve beyaz ilişkisi yönlendirecek seni, bazen aslında bir birini takip etmeyen frekansların devam eden bir ilişkiye dönüşmesi. Bazen gerçek bir insanın vitrindeki oyuncakları ile, bazen etten kemikten bir gencin Buda tapınağı ile bütünleşmesi. Ya da New York’ta Central Station Tren İstasyonu’nda süregiden telaşlı bir hareketliliğin beraberinde aynı şehrin denize doğru yönelmiş bambaşka bir noktasıyla salt bir bakışta toplanması. Göze bir ziyafet olduğunca yaşam üzerine, algılama üzerine düşünmeye de bir davet bu sergi. Tüneldeki flu kişilikler mi fotoğrafı çekilen; yoksa izleyicinin kendisi mi? Bir jaluzinin ardından bakar gibi gördüğünüz birbirine girmiş Bizans ve İstanbul görüntüleri çekiyor dikkatimi. Zaman geçmiş gitmiş. Bizans ancak tarihi yapılarında ve geriye kalan anıtlarında bu şehrin. Şehir her gün bambaşka bir siluetle doğuyor karşımıza. Öyle mi gerçekten? Dünün gerçekliği saklı değil mi bugünün içinde? Mekân kişide ve kişi de mekânda saklanıp, birbiri ile tanımlamıyor mu kendini?